Kudüs’e yolu düşen hemen herkesin mutlaka dinlediği bir hikâyedir: Zeytin Dağı taraflarında evi bulunan bir Filistinlinin kapısını, günün birinde hiç tanımadığı kişiler çalmış. Samimi ifadelerle selam veren misafirler Arap olduğundan, ev sahibi onları içeri buyur etmiş. Kısa bir sohbetin ve ikramın ardından, misafirlerden biri ev sahibine, “Bu evi bana satar mısınız?” teklifinde bulunmuş. Beklemediği bu adım karşısında şaşıran adam, evini satmayı düşünmediğini söylemesine rağmen, misafirler ısrarı sürdürmüş. Ev sahibi ikna olmayınca, misafirler de kalkıp gitmişler.

Aradan biraz zaman geçmiş, misafirler yeniden kapıda belirmiş. Bu defa, sözü fazla uzatmadan, masanın üzerine bir çek defteri koymuşlar. “Al kalemi eline” demiş biri, “Dilediğin rakamı yaz!” Evini satmayı kesinlikle düşünmeyen adamcağız, örnek olarak kendisine önerilen rakamları duyunca büyük şok yaşamış: “Beş milyon dolara kadar çıkabilirsin.” İçinde bulunduğu ihtiyaçları, borçlarını, sıkıntılarını aklından geçiren ev sahibi, bu defa fazla direnecek gücü bulamamış kendinde. Diğer ayrıntıları konuşmak üzere, artık direniş göstermeyi bırakmış.

Esrarengiz misafirler, ardından en çarpıcı cümleleri sıralamış: “Evini satmayı kabul ettiğin takdirde, alacağın paranın dışında sana ve eşine ömür boyu maaş bağlanacak. Çocuklarının eğitim masrafları karşılanacak. Dilediğin Arap ülkesinde, dilediğin ev senin için tahsis edilecek. Ömrünün sonuna kadar orada yaşayacaksın.” Ev sahibinin gözleri parlamış ister istemez. Kudüs’teki eski evine karşılık, rahat ve konforlu bir hayat garantisi… Üstelik evini Araplara sattığı için, vicdan azabı duymasını gerektirecek bir husus da söz konusu değil.

Adamın mahalledeki komşuları, bir sabah eve yabancıların girip çıkmaya başladığını görmüş. “Herhalde misafir geldi” diye düşünürlerken, gerçek çok geçmeden anlaşılmış: Ev sahibi adam ve ailesi, geceleyin evlerini sessizce terk edip gitmişler meğer. Yerlerine gelenleri mahallede kimse tanımamış önce, daha sonra evin Yahudi yerleşimcilere tahsis edildiğini öğrenmişler. Kâğıt üzerinde resmi satış işlemi gerçekleştiği için, yapılacak bir şey yokmuş artık elbette.

Evin eski sahibi izini uzun süre kaybettirmiş. Komşuları, ne kadar uğraştılarsa da kendisinden haber alamamışlar. Nihayet, ailenin Birleşik Arap Emirlikleri’ne (BAE) yerleşti(rildi)ği ortaya çıkmış. Evi ziyaret edip satın alma işini yapan Arap misafirlerin BAE adına çalışan simsarlar olduğu da bu vesileyle öğrenilmiş.

2014’te gerçekleştiği belirtilen bu olaydan beri, Kudüs halkı ev satışı ve mülk devri konusunda son derece hassas. İsrailli yerleşimciler ve onların temsilcileri satışta ısrar etmek için kendileri kapıya gelemediğinden dolayı, bu işin Arap simsarlara havale edilmiş olması, Kudüslüleri daha da dikkatli hale getirmiş. Tedbirsizlik, temkinsizlik ve saflıktan ötürü yaşanan ilk örnek dışında, BAE’nin emlak avcıları Kudüs’ten bir şey koparmayı henüz başaramamış.

***

1948 Filistin İslâmi Hareketi Başkan Yardımcısı Kemal Hatîb, geçtiğimiz günlerde ilginç bir açıklama yaparak, BAE’nin Kudüs’le ilgili girişimlerinin hâlâ devam etmekte olduğunu hatırlattı. Hatîb’in, konunun muhataplarından bizzat bilgi edinerek anlattığına göre, Mescid-i Aksâ’ya bitişik evlerden birini satın almak isteyen Filistinli bir zengin iş adamı, evin sahipleriyle uzun bir görüşme yapmış. Ev için ilk etapta 5 milyon dolar öneren iş adamı, ev sahibi satışa yanaşmayınca, fiyatı 20 milyon dolara kadar çıkarmış. Ev sahibi, bu göz kamaştırıcı ve akıl karıştırıcı teklife rağmen, evini satmak istemediğini söylemiş. İş adamı da mecburen evden ayrılmış.

Kemal Hatîb, söz konusu iş adamının, Fetih’ten ihraç edilen ve şu anda BAE ile Mısır arasında mekik dokuyan Filistinli siyasetçi Muhammed Dahlan adına hareket ettiğini söyledi. Dahlan’ın BAE Veliaht Prensi Muhammed bin Zayed’le yakın temasta olduğunu vurgulayan Hatîb, Kudüslüleri evlerini ve mülklerini hiçbir şekilde satmamaları konusunda bir kez daha uyardı. Hatîb, “Muhammed Dahlan ve Bin Zayed’in adamları, bu evleri Siyonistler hesabına satın almaya çalışıyor. Onlara satılacak her bir ev veya mülk, buraların İsrail’in eline geçmesiyle sonuçlanacak” dedi.

***

2011’de Mahmud Abbas yönetimi tarafından Fetih’ten ihraç edildikten sonra BAE’ye yerleşen ve Muhammed bin Zayed’in baş danışmanlığına atanan Muhammed Dahlan, Abbas sonrası dönemde Filistin’in liderliğine oynayan bir isim. Dahlan, Gazze’deki siyasi arenayı daha yakından takip etmek ve planlamak adına, geçtiğimiz ay Mısır’ın başkenti Kahire’ye taşınmıştı. Kahire’de Bin Zayed’in elçisi gibi hareket eden Dahlan’ın, Gazze’de hatırı sayılır bir tabanı ve destekçisi de bulunuyor.

Yazının tamamını okumak için TIKLAYINIZ