Sekiz yıl önce Senatörlük yolundaki ilk kampanyasında, Hillary Rodham Clinton yerel azınlık Yahudi seçmenlerle aradaki buzları eritmek için zor bir mücadele veriyordu.

Şimdi, başkanlık seçim kampanyasında Nevada'dan Las Vegas'a ilerledikçe hızla yayılan ve ülkedeki en hızlı büyüyen Yahudi toplumunun desteğiyle başkan adayı olarak karşımıza çıkıyor.

Clinton'un yardımcısı,"Yahudi seçmenlerden normal bir Demokratın alacağı oydan daha az oy almasına rağmen, 1999 yılında Yaser Arafat'ın karısını kucaklayan Clinton, New York Post'un kapak sayfalarında yerini almıştı ve Senatör koltuğunu kazandı" diye konuşuyor .


Bundan sonraki altı yıl içinde New York'daki Yahudi cemaatinin şahin liderliğinin güvenini kazanmak için çalıştı.

Sicili kadar, etkileyici kilit görev onayları da 19 Ocak'ta Nevada'daki ön seçimlerde ve New York, New Jersey ve California gibi büyük Yahudi merkezlerinde, 5 Şubat'ta Yahudi oylarını kazanmasını sağlayacak. Senatör Barack Obama da Yahudi desteğini ve Kongredeki etkili Yahudi üyelerin desteğini alabilmek için çok çabaladı.

Siciliyle alakalı e-mail yoluyla başlatılan kampanyaya karşı vekiller aracılığıyla savunma kampanyası başlatmaya zorlandı.

Amerika İsrail Halka İlişkiler Komitesi yasama kurulu eski başkanı Douglas Bloomfield, " Aslında bu uzun süreli bir ilişkinin yeni bir yüze karşı meselesidir ve Clinton ile Obama arasında toplumsal meselelere bakışta dramatik denilebilecek farklılıklar yok" diyor.

"Ayrıca sağ kanattan, Yahudi cemaatinin de içinde olduğu ya da en azından onayladığı bir saldırı var Obama'ya karşı."

En son Kasım ayında Amerikan Yahudi Komitesi tarafından yapılan bir ankette, Yahudilerin %53'ünün Clinton'ı favori gördükleri ve Obama ve Edwards'ın her ikisinin oranının %38 olduğu ortaya çıktı.

Clinton, senatörlük dönemini yoğun bir şekilde İsrail'in güvenliğiyle ve cemaatin liderlik sıkıntılarıyla alakalı düşük profilli mevzulara yoğunlaşarak geçirdi.İsrail'in Kızıl Haç dengi kuruluşunun uluslararası saygınlık kazanması ve Filistin yazılı kitaplarındaki anti-semitism ( Yahudi karşıtlığı) söylemlere karşı mücadele etti.

Clinton'a destek veren Anthony D.Weiner, "Bir zamanlar skeptik olan diğer seçim bölgelerinde olduğu gibi, Hillary Rodham Clinton Yahudi oylarını kazanmayı başardı" diyor. "Şimdi cemaatin favorisi" diye ilave ediyor.


Hem onun, hem de Obama'nın kampanyalarında Yahudi cemaat liderlerine düzenli e-mail akışı ve konferans konuşmalarına hız verilmesiyle yoğunlaşma söz konusu.

Clinton'ın danışmanı Ann Lewis, "Süper Salı'ya yaklaştıkça Yahudi oyları temelde hızla önemi artan bir unsur oluyor" diyor.

Obama da birçok yönden Clinton'un gittiği yoldan gitti.Senatoda İsrail yanlısı söylemlerini ispat etti ve 2006 yılında, Lübnanlı Hizbullah grubuyla İsrail'in yaptığı savaşta İsrail'e destek verdi.

Aralarında Florida'dan Robert Wexler,California'dan Adam B.Schiff ve New Jersey'den Steve Rothman gibi önemli Yahudi Kongre üyelerinin de bulunduğu bir Yahudi grubunun desteğini aldı.

Clinton'ın daha çok sayıda olan Yahudi kongre üyeleri destekçileri arasında Nevada'dan Shelley Berkley ve onlarca California ve New York temsilcisi var.

Rothman, "Amerikan toplumunun diğer birçok kısmında olduğu gibi, Amerikalı Yahudiler onu ( Obama'yı) değişimi sağlayacak yetenek ve zekası olan birleştirici bir figür olarak görüyorlar" diyor.

Ama Obama bir parça tökezlemiş de görünüyor. Bir noktada AIPAC'da gece geç vakit yaptığı bir konuşmada İsrail'e kinizm ve terörden gelen tehditleri eşit gördü."

Ve ciddi eleştriler aldı, bunların en dikkat çekenlerinden biri ulusal güvenlik danışmanı olan, Carter yönetiminde de ulusal güvenlik danışmanlığı yapmış Zbigniew Brzezinski'den olandı.


Brzezinski, 1970 yılından beri İsrail yanlısı gruplarla çatışıyordu ve Obama'nın danışmanlarından biri, Brzezinski'nin başkanlık adayına sadece Irak'la alakalı tavsiyede bulunduğunu söylüyor.

Obama, Yahudi politik çevrelerince belli bir geçerliliği olan e-mail bombardımanına maruz kaldı.

Hıristiyan olan Obama'yı bazıları, esrarengiz Mançuryalı müslüman adaylara benzetiyor. İbranice çevirilerde ve ondan daha fazla İngilizce versiyonlarında da bu durum ifade ediliyor.

Obama aleyhinde, New York'lu Yahudi çevrelerinde dolaşan bir diğer e-mailde ise, Obama'nın Colombia Üniversitesinde - tarışmalı Ortadoğu çalışmaları yapan hocaların bol olduğu bir yer- çalışmış olması.

"Sürüp giden kötüleyici bir e-mail kampanyası var. Florida'da yaşayan babama gönderilmiş korkunç suçlamaların yer aldığı e-mailleri almaya devam edeceğim" diyor Schiff.

"Ne zaman birileri bana bu e-maillerden gönderse, onlara Obama'nin AIPAC'da yaptığı konuşmalardan birini ya da Obama'nın İsrail'deki pozisyonunu gösteren bir e-maili göndereceğim ve onlar da aynı listeye onu gönderecekler" diyor.

Schiff, " Bunlarla çok güç bir şekilde mücadele etmeye çalışıyoruz" diyor.

Obama'nın çabalarının desteklendiği yerlerin çoğu alarm verilmiş yerler.Washington Post'ta, Obama'nın Chicago'daki rahibinin İslam Ulus liderini övmesinin ardından, Salı günü Obama, "Bakan Louis Farrakhan'ın Yahudi karşıtlığı içeren konuşmasını şiddetle kınayan" bir açıklama yaptı

 

"Politik bir şahsiyete yakın biri, kendi adına birinin şahsi bağnazlığına sempati duysa veya ona destek verse, o politik şahsiyetin kendisini o ortamdan uzaklaştırması gerekir"

Bu durum sonrasında Karalama Karşıtlığı Ligi başkanı Abraham Foxman, " Senatör Obama da aynen bunu yapmıştır" diyor.


Foxman, Salı günü Obama'ya yönelik "nefret dolu e-mailleri" kınayan açık mektubun altına imzasını atan birkaç Yahudi liderden biriydi.

Ateşli bir şekilde İsrail yanlısı olan New York Sun da Obama'ya verdiği desteği çekti.

Gazete, Obama kampanyalarında hızlı ve geniş bir şekilde ortalarda dolaşan editör yazısında "Kendisini resmen İsrail'in Amerika'daki arkadaşları arasına koymayı seçmiş biri, en azından saf politik partizancılıktan etkilenmeyenler onu sıcak bir şekilde karşılayabilir" yazıyordu.

Bu makale M.Hasan UNCULAR tarafından Dünya Bülteni için çevrilmiştir.