Uluslararası Af Örgütü (AI), kuşkusuz, dünyanın en ünlü insan hakları savunucusu. 1961 yılında, İngiliz avukat Peter Benenson tarafından kuruldu. Resmi bir kurul değil. Yerkürede iki milyondan fazla üyeye sahip. 50'den fazla ülkede şubesi var. Bu kuruluşun belirgin görevi, siyasi nedenlerle ölüm cezasının uygulanmasını engellemek ve işkenceyi önlemektir. Ayrıca bu örgütün, Birleşmiş Milletler Ekonomik ve Sosyal Konseyi'nde, UNESCO'da, Avrupa Konseyi'nde, Amerika Devletler Organizasyonu'nda ve diğer kuruluşlarda, düşünce suçlularının özgürlükleri için danışmanlık görevi yapması da kabul edildi (1).

Düşünce mahkûmları

AI, her yıl dünyadaki insan hakları durumu üzerine bir rapor yayınlar. Neredeyse hiçbir ülke onun gözünden kaçamadı. Bu uluslararası organizasyon, Amerika tarafından finanse edildiği kanıtlanarak cezalandırılan ve kendisinin "vicdan mahkûmları" olarak adlandırdığı Kübalı "69 vicdan mahkûmu"na sıra gelince, derhal ayağa kalkarak, 2007 yılı raporunda, "onların, eylemleri ve politik etkinlikleri şiddet içermemesine" rağmen hapsedildiklerini belirtti. Küba hükümeti, bu durumu reddederek, örgütü taraflı davranmakla suçladı. AI görevlilerinin, Küba'yı ziyaret ettiği 1988 yılında Küba yetkilileri, örgüt ile bağlarını kopardı (2).

Af Örgütü, 18 Mart 2008 tarihli bildirgesinde "ülkenin farklı cezaevlerinde 58 muhalifin bulunduğunu ve bu insanların tek suçlarının, temel özgürlüklerini, pasif bir şekilde kullanmaları olduğunu" açıkladı. Müdür Kerry Howard da bunu, Uluslararası Af Örgütü'nün Amerika bölgesel programına ekleyerek, onların derhal ve koşulsuz serbest bırakılmalarını istedi (3).

Daha sonra Uluslararası Af Örgütü, resmi bildirgesinde, "bu mahkûmların çoğunluğunun, devletin bağımsızlığına karşı eylem yapmaktan suçlu bulunduklarını" açıkladı. Ayrıca bu insanların, "İnsan hakları temsilcilerinin, Kübalı yetkililer hakkında, kötü ve yanlış düşünmeleri için Amerika hükümetinden para ve materyal almış olduklarının kanıtlandığı" suçlu kimseler olduklarını da ekledi (4).

1959 yılından beri yaşanan gerçeklere inanmak ve onların doğruluğundan emin olmak için, Amerika'nın gizliliği kısmen kaldırılmış arşivlerine bakmak sanırım yeterli olacaktır. 1992 yılı Torriceli yasasının 1705'inci bölümüne, 1996 yılı Burton Helms kanunun 109'uncu kısmına, 2006 yılı Temmuz, 2004 yılı Mayıs aylarının "Özgür bir Küba için Katılım Komisyonu" raporlarına bakıldığı zaman, Amerika Başkanı'nın, Küba hükümetini devirmek için içerideki muhalefeti nasıl finanse ettiği görülecektir. Bu yasalar, Washington'unun Küba ile ilgili dış politikasının temel direkleridir (5).

Torricelli yasası 1705'inci bölümü aynen şöyle: "Küba'da şiddet kullanılmadan demokratik yollarla, sistemi devirmek için harekete geçen örgütlü ya da bireysel, resmi olmayan uygun organizasyonlara, Amerika Devleti destek ve yardım sağlar" (6).
Ayrıca, Helms-Burton yasasının 109. maddesi de çok acık: "Başkana [ABD], Küba'da, demokrasiyi gerçekleştirebilecek düşüncedeki güçlerin bir araya getirilmesi ve sivil organizasyonlara veya kişilere, her türlü destek olma, yardım etme yetkisi verilmiştir" (7).

Amerika tarafından hazırlanan, "Özgür Bir Küba için Katılım Komisyonu"nun ilk raporunda "Küba toplumunu uyarmak için, sağlam bir programın" dikkatle hazırlanması istendi. "Sivil toplumun acil olarak güçlendirilmesi ve demokratik muhalefetin desteklenmesine" yönelik diğer yardımlar dışında, bu iş için 36 milyon dolar daha finansman sağlandı (8).

Bush yönetiminin Batı Yarım Küresi ile ilişkiler dairesi ikinci sekreteri Roger Noriega, 3 Mart 2005 tarihinde, 2004 yılındaki raporda belirlenen 36 milyon dolarlık mali programa, 14,4 milyon dolar daha eklenmesi gerektiğini belirtti. Noriega, o kadar samimiydi ki bu dış politikayı, Küba'ya karşı hayata geçirecek kişilerin isimlerini bile açıkladı (9).

Nihayet, Özgür Bir Küba için Katılım Komisyonu'nun ikinci raporunda, içerideki düzen muhaliflerini finanse etmek için, 31 milyon dolar değerinde, fazladan bir ek bütçe daha yapıldı. Ayrıca "diktatörlük yıkılıncaya kadar" her yıl en az 20 milyon dolar ile muhaliflerin finanse edilmesi kararı alındı (10).

Sonuç olarak, bu konu üzerinde en ufak bir şüphe yok.

Çelişkiler

Uluslararası Af Örgütü'nün yöneticileri, "vicdan suçluları" diye adlandırdıkları şahısların, "Küba için onur kırıcı ve yıkıcı olabilecek eylemleri gerçekleştirmek için Amerika Birleşik Devletleri hükümetinden, para ve materyal aldıklarına" şimdi inanıyorlar, fakat örgüt, bu noktada tam bir çelişki içinde.

Aslında örgüt, bir ülkenin içerdeki muhaliflerinin diğer bir bağımsız ülke tarafından illegal bir şekilde finanse edilmesini dikkate alıyor. Devletler arasındaki ilişkileri yönlendiren kurallara ve belirgin bir şekilde siyasi şiddete dayanmayan prensiplere uygunluk arıyor. İsyana teşvik eden eylemlerin hoş karşılanmasının suç olduğunu kabul ediyor ve bu tip dışarıdan gelen şiddet eylemlerine karşı ulusal bağımsızlığı savunmaya da izin veriyor. Herhangi bir devlet de, ilk görevi olarak bunu yapmaya çalışıyor. Bundan dolayı da, dünyanın bütün ülkeleri, birer yasal silah deposuna dönüşmüş durumda.

Küba yasası

Herhangi bir yabancı güç ile işbirliği yaparak, kurulu düzeni devirmeye, onun ekonomik, sosyal, siyasal sistemini yok etmeye kalkışmak, Küba yasalarınca çok ağır bir suç. Küba, ulusal bağımsızlığını ve ekonomisini koruyan ceza yasasının 88'inci maddesini; "Amerika Birleşik Devletleri, Küba içindeki düzen muhaliflerini finanse etmeye ve ekonomik yaptırımlarını artırmaya yönelik kararları aldıktan sonra" 15 Mart 1999 tarihinde yürürlüğe koydu.

Bu yasanın 1. maddesi şöyle: "Helms-Burton kanununun amaçlarına yönelik; onun temsilciliğini yapmak, ona izin vermek, desteklemek veya bu amaçlara yönelik herhangi bir konuda işbirliği yapmak, ambargoya ve Küba halkına karşı yapılan ekonomik savaşa rehberlik etmek, yönlendirmek, içerideki kurulu sistemi baltalamak, ülkenin istikrarını bozmak, Küba'nın bağımsızlığını ve sosyalist devleti yıkmaya yeltenmek suçtur" (11).

Bu yasa, "Doğrudan veya üçüncü bir şahsın aracılığı ile Amerikan hükümetine, onun şirketlerine, temsilcilerine veya memurlarına, Helms-Burton kanununun amaçlarını kolaylaştırıcı bilgi veren" bütün insanlar için, 7 ile 15 yıl arasında hapis cezası uygular. Bu suçun, herhangi bir kişi tarafından, "ücret ya da başka bir şey karşılığında, iki veya daha fazla kişinin, bir araya gelerek" işlenmesi durumunda, suçlular sekiz ile on beş yıl arasında bir hapis cezasına çarptılır (12).

Ulusu ortadan kaldırmaya yönelmek ve ekonomik ambargoyu desteklemek amacı ile "Amerika Birleşik Devletleri hükümetinin, şirketlerini veya yabancı herhangi bir tüzel yapıyı finanse etmek, onun temsilciliğini yapmak, bu yapılara bağlı olmak, isyana teşvik eden materyalleri yaymak, yeniden üretmek, bu doğrultuda toplantı yapmak" sucuna 88'inci maddeye göre, 3 ile 8 yıl arasında değişen bir ceza uygulanıyor. Eğer bu suçlar, diğer insanlarla birlikte gösteri yapılarak veya finanse edilerek gerçekleştirilirse, verilen ceza 4 ile 10 yıl arasında uygulanıyor (13).

Son olarak, ceza yasasının 11'inci maddesi, "kim ki, […] doğrudan ya da üçüncü şahıslar aracılığı ile Amerika Birleşik Devletleri'nden, ona bağlı temsilciliklerden, onun şirketlerinden, memurlarından, özel ve tüzel şahıslarından gelen materyal vb. şeyleri kabul ederse, paylaştırırsa, dağıtırsa, üç ile sekiz yıl arasında kişisel özgürlüğünden mahrum edilir" (14).

Uluslararası Af Örgütü, Küba'da "vicdan suçluları" diye adlandırdıkları kişilerin, gerçekte, Küba yasalarına göre ağır bir suç işlediklerini açıkça kabul etti. Bu kişilerin, sıradan bir muhalif durumundan, yabancı bir güç tarafından desteklenen ajanlar durumuna düştüğünü belirterek, bunun bedelini Küba adaleti önünde vermeleri gerektiğini açıkladı. Aslında "vicdan suçluları" denilen bu kişiler, savaşı kışkırtmak isteyen, düşman güce bağlı bir servisin, paralı askerleridir.

Küba ceza yasasının özellikleri?

Amerika Birleşik Devletleri'nin, Küba'nın çelik gibi sağlam bağımsızlığına ve egemenliğine olan düşmanlığını tarihsel olarak hatırlamakta yarar var. Amerika Birleşik Devletleri, Küba'nın sömürgecilere karşı verdiği savaşa, onun tamamıyla özgür olmasını engellemek için, 1898 yılında müdahale ederek, Küba'yı işgal etti. Bu açık işgal 1902 yılına kadar sürdü. Daha sonra Küba 1958 yılına kadar, egemen ideoloji ve ekonominin koruma ve denetimi altında bulundu. 1959 yılından beri, Amerika Birleşik Devletleri, terörist saldırılar yaparak, silahlı işgale yeltenerek, nükleer silah kullanmayla tehdit ederek, ekonomik, siyasi, medyatik, diplomatik baskı yaparak, içeride isyan örgütleyerek, bütün bu yolları kullanarak Küba devrimini yıkmaya çalıştı.

Herhangi sorumlu bir ülke gibi, Küba devrim hükümeti de, doğal olarak bu davranışlar karşısında, hayatta kalmak için bütün yasal yolları kullandı.

İçerideki muhalefeti bastırmakla suçlanan Küba'nın, ceza yasasının acaba özel bir karakteri mi var? Dünyada tek midir?

Şimdi -Küba'nın maruz kaldığı ve kalmakta olduğu tehditlerle karşılaşmayan- Batı'nın ceza yasalarının nasıl olduğunu ve bu ülkelerde, yabancı bir ülkenin çıkarı için hizmet edecek olan bireyin, alacağı cezayı hep birlikte görelim.

Amerikan ceza yasası

Amerika Birleşik Devletleri'nde bu tür suçların bedeli oldukça ağır. Ceza yasasının 951'inci maddesine göre "herhangi biri, diplomatik görevli, konsolosluk görevlisi veya tüzel kişilik Amerika'da yabancı bir hükümetin ajanı gibi hareket ederse, önceden adalet bakanlığına duyurmaksızın […] bu maddenin kapsamında yargılanır ve on yıl hapis cezasına" çarptırılır. Aynı maddenin e/2/Ad paragrafı, "her kim ki, bu yapılarla, yasal ticari işlemler yaparsa, yabancı bir hükümetin ajanı olarak kabul edilir […] eğer bu, Küba hükümetinin bir temsilcisi ise açıkça görüldüğü gibi, bir Kübalı Amerika'dan, Havana'daki bir hastane için, herhangi bir sağlık cihazı alırsa, bu yasanın yaptırımlarından yargılanması yasal olarak kolaylaşıyor ve on yıllık bir hapis cezası ile karşılaşabiliyor (15).

Logan yasası olarak tanınan 953. madde: "Birleşik Devletler ile ihtilaflı olan ya da savaşta bulunan yabancı hükümetin davranışlarından veya işlerinden etkilenerek, onun temsilcisine veya herhangi bir görevlisine saygı gösterirse; kim olursa olsun, yabancı bir hükümet ile Amerika Birleşik Devletleri'nden habersiz, doğrudan ya da dolaylı yollardan, ilişki kurar veya anlaşma yaparsa veya sürdürürse, Amerika'nın bütün vatandaşları" bu yaptırım kapsamında yargılanır ve üç yıl hapis cezası ile cezalandırılır (16).

Gerçekten, Küba'nın içerideki muhalifleri, Amerika Birleşik Devletleri'nin Havana'daki temsilcileri ile "Kuzey Amerika Çıkarlar Departmanı"nda (SINA) bulunan, Michael Parmly'nin bürosunda ve zaman zaman da kişisel konutlarda, düzenli olarak toplantı yaptılar. Eğer Amerika'nın bu 953'üncü maddesi, Küba'da uygulansaydı, uçsuz bucaksız batı basınının çoğunluğu, acaba "Küba muhaliflerinin" parmaklıklar ardında olması gerektiğini düşünür müydü?

Herhangi bir kişi; Amerika Birleşik Devletleri'nin başka bir ulus ile olan ilişkilerinde, onun çıkarlarına karşı, saldırma niyeti ile "yanlış demeçler" verir veya yayınlarsa, ceza yasanın 954'inci maddesi gereğince, on yıl mahkûmiyet cezası alır (17). Yine bu yasaya göre, eğer Küba muhalifi Oswaldo Payá -ki o Küba hükümetini, "yirmiden fazla çocuk" öldürmek ve kayıplardan sorumlu olmakla suçluyor- eğer Birleşik Devletlerin yasaları kadar sert bir yasa ile yagılanmış olsaydı, Batı'nın sorumlu ruhları arasında hiçbir sarsıntı olmadan, dünya ayağa kaldırılmadan, bugün sessizce cezaevinde olurdu. Şu bilinmeli ki, Küba'nın en ünlü muhalifleri asla Küba adaleti tarafından rahatsız edilmediler. Çünkü yabancı bir güçten para aldıklarına dair bir kanıt yok. Oswaldo Payá'ya göre, nispeten ılımlı ve ölçülü olan Raul Rivero, (Küba'da işlediği suçlardan dolayı Amerika'da yargılanan, rejim muhalifi bir Kübalı; ç.n) yirmi yıla mahkûm edildi ve bir yıl sonra serbest bırakıldı. Çünkü Washington'un kendisine sunduğu cömert ücretleri kabul etmişti (18).

Yasanın 2381'inci fıkrası "Birleşik Devletler'e sadakat borçlu olan herhangi bir kişi, ülkeye karşı savaşırsa, onun düşmanları ile birleşirse, onlara yardım ederse, ülkeden veya başka yerden destek olursa, vatana ihanet etmiş sayılarak, beş yıl ağır hapis veya ölüm cezası ile cezalandırılır" (19). Demek ki, yabancı bir güç ile işbirliği yaptığı kanıtlanan suçlu Amerikan vatandaşları, Küba yasalarına göre de yargılansalar, aynı kendi yasalarında olduğu gibi ölüm cezası tehlikesi altında olurlardı.

Herhangi bir kişi, kurulu sistemi veya hükümeti yıkmak için duyuru yaparsa, Amerikan ceza yasanın 2385'inci paragrafına göre yirmi yıl hapis cezasına çarptırılır (20).

Tüm bunlara rağmen, birçok görüşe göre, Küba ceza yasası daha fazla sert. Amerikan ceza yasası ise kolaylıkla kabul edilebilir niteliktedir.

Fransız Ceza Yasası

Fransa ceza yasası da yabancı bir güç ile işbirliği yaptığı kanıtlanmış suçlarda son derece ağır yaptırımları öngörür. Yasanın 411–4'üncü maddesi "Fransa'ya karşı saldırgan bir eylemde bulunmak veya düşmanlığı kışkırtmak amacı ile yabancı bir güç veya yabancı bir firma veya yabancı birinin kontrolü altında, onun temsilcileri ile gizli ilişki kurmak, sürdürmek" 30 yıl cezai alıkoyma ve 450.000 Euro para cezasını öngörüyor. Fransa'ya karşı, saldırgan eylemler gerçekleştirmek ve yabancı bir güce olanaklar sağlamanın karşılığı yine aynı ceza. Bu konuda, Fransız ceza yasasının, Küba ceza yasasından çok daha fazla sert olduğu görebiliyoruz.

İspanyol yasası

İspanyol ceza yasası da aynı suçlar için sert yaptırımlar öngörüyor. Madde 592'ye göre, "yabancıların, uluslararası kuruluşların, organizasyonların, grupların veya onun temsilciliklerinin, yabancı hükümetler ile herhangi bir türde ilişki veya gizli ilişkiler sürdürmesi, İspanya'nın yaşamsal çıkarları ve değerlerini tehlikeye atması veya devletin otoritesini sarsması halinde dört ile sekiz yıl arası bir hapis cezası ile cezalandırılır" (22).
Madde 589 "kim ki devletin bağısızlığı ve güvenliğine karşı yabancı bir hükümetin, isteğini, herhangi bir belgesini ve emrini İspanya'da yerine getirir veya yayınlarsa, yasalara karşı gelmekten ve ihlal etmeden yargılanır" (23).

Demek ki "Las famosas Damas de Blanco"(suçları kanıtlanmış, devrim karşıtı mahkûm eşlerinin kurduğu, Amerika destekli bir örgüt, ç.n) örgütünün elemanları, Küba'da gerçekleştirdikleri davranışların aynısını, İspanya'da gerçekleştirmiş olsaydılar, şu anda cezaevinde bulunmaları gerekirdi.

Belçika ceza yasası

Belçika ceza yasasının II'nci bölümü "devletin dış güvenliğine karşı kötü davranışlar ve suçlar" başlığıyla belirtiliyor. Madde 114, "kim ki yabancı bir güç ile gizli ilişkiler sürdürür veya idare ederse, Belçika'ya karşı saldırma amacı ile herhangi bir kişi yabancı bir gücün çıkarları lehinde hareket ederse, başka yollarla buna kalkışırsa yirmi yıldan otuz yıla kadar varan bir hapis cezası ile cezalandırılır" (24).

İtalyan ceza yasası

İtalyan ceza yasasının 243'üncü maddesi, "Kim ki, İtalyan devletine karşı düşmanca bir eylem gerçekleştirirse veya yabancı bir devletin savaş ilan etmesi amacıyla, yabancı gizli servislerle ilişki sürdürürse ve aynı amaç ile başka benzer eylemler gerçekleştirirse, on yıldan az olmamak koşuluyla toplumdan tecrit edilir. Eğer savaş gerçekleşirse, ölüm cezası ile cezalandırılır. Eğer düşmanlığı kanıtlanırsa yaşam boyu hapis cezası uygulanır. İtalya'da bu suçlara ölüm cezası yerine ömür boyu hapis cezası getirildi" (25).

Yasanın 246'ncı maddesi, yabancı bir güç tarafından finanse edilmesine ilişkin: "Vatandaş doğrudan ya da dolaylı olarak kendisi veya başkası için para veya herhangi bir materyal, bir yabancıdan temin ederse veya karşıt eylemleri gerçekleştirmeye yönelik bir teminatta ve ulusal çıkarlara karşı eylemde bulunursa, cezası onanır. Eğer gerçekleştirilen iş, çok ağır bir eylemi içermiyorsa, üç ile on yıl arasında toplumdan tecrit edilme cezası verilir." Eğer, "para veya materyal veriliyorsa veya basın araçları kullanılarak propaganda yapılıyorsa" bu ceza artırılır (26).

Yine görülüyor ki İtalyan yasası, Küba yasasından çok daha fazla ağır. Eğer çok ünlü Küba muhaliflerinden bazıları, Payá, Marta Beatriz Roque o Elizardo Sánchez gibi isimler İtalya'da yaşasaydılar, şimdiki gibi özgür değil, hapiste olmaları gerekirdi.

İsviçre yasası

Barışçıl İsviçre bile, yabancı bir güç ile işbirliği yapanları cezalandırıyor. Ceza yasasının 266'ncı maddesi:

1. Kim ki, yabancı bir gücün herhangi bir parçası tarafından provoke edilen ve konfederasyonun bağımsızlığı için tehlike arz eden konulara karışırsa veya bu bağımsızlığı tehlikeye düşürecek olan bir saldırı eylemi gerçekleştirirse, bir yıldan az olmamak koşulu ile hapis cezasına maruz kalır.

2. Yabancı bir devletin hükümeti veya elemanları ile konfederasyona karşı, savaş kışkırtma amacıyla gizli bir ilişki sürdürme eylemi gerçekleştiren kişiler, minimum üç yıl özgürlüğünden mahrum edilir. Ağır durumlarda hakim, ömür boyu hapis cezası uygulayabilir.

Yine 266'ncı madde çok açık: "Ülkenin, yabancı bir devletle olan ilişkilerinde, onun partileri, organizasyonları, temsilcilikleri ile ülkenin güvenliğine karşı, taraflı ya da yanlış bilgilerin propagandasını yapmak. Yabancılar tarafından organize edilmiş işleri ve eylemleri, provoke etmek amacıyla desteklemek, en fazla beş yıl olmak üzere hapis cezası veya para cezasına ile cezalandırılır. Ayrıca yargıç, ağır durumlarda en az bir yıl olmak üzere ceza uygulayabilir (27)."

İsveç yasası

İsveç ceza yasası "devleti yıkma amacıyla, yabancı bir güçten, para veya bağış alınmasına veya onun çıkarları için herhangi bir davranışta bulunulmasına, yine devleti yıkmak amacıyla, devlete ait fikirleri herhangi bir şekilde deforme edilmesine ve bunların yazılı bir şekilde dağıtılmasına" iki yıl hapis cezası uygular (28).

İskandinav demokrasisi de, "devletin güvenliğini tehlikeye atmak amacıyla, taraflı ve yanlış bilgileri yabancı güçlere ya da onun temsilcilerine iletilmesi veya propagandasının yapılması" ve "yabancı bir gücü desteklemek amacıyla, illegal yollar kullanılarak, devlet güvenliğinin tehlikeye atılması" eylemlerine on yıl hapis cezası ile ömür boyu hapis cezasına kadar genişleyebilen bir ceza uygular (29).

"Vicdan mahkûmlar" değil, yabancı bir gücün servis ajanları
Tabii ki bu konuda sayısız örnekler verilebilir. Görüldüğü gibi, dünyanın herhangi bir ülkesinde, yabancı bir güç ile vatanın aleyhine yapılan işbirliği, şiddetli bir biçimde cezalandırılıyor. Dolayısıyla yabancı bir hükümet tarafından finanse edilmiş bireyleri, tıpkı Amerika tarafından finanse edildiği kanıtlanan ve AI tarafından "vicdan mahkûmları" olarak adlandırılan Kübalıların durumlarında olduğu gibi, bu insanları "vicdan mahkûmları" olarak nitelemek mümkün değildir; üstelik örgütün kendisi de bu gerçeği dürüst bir şekilde kabul ederken.

Uluslararası Af Örgütü, tarafsızlığı, ciddiyeti ve profesyonelliği ile tanınan bir kuruluş. Ama Küba konusundaki ayrımcı tavrı şüphe uyandırıcı. Bu örgütü, aynı tarafsızlığını ve saygınlığını hak ederek sürdürebilmesi için daha fazla beklemeden, aklıselim bir şekilde, Küba'daki "vicdan mahkûmluk" konusundaki çelişkili tavrını yeniden değerlendirmelidir. Çünkü çifte standart kabul edilemez.


[Cubaperiodistas'taki İspanyolcasından Atiye Parılyıldız tarafından Latinbilgi (Sendika.Org) için çevrilmiştir]

Dipnotlar:
(1) Amnesty International, «L'histoire d'Amnesty International», sin fecha. http://www.amnesty.org/fr/who-we-are/history (sitio consultado el 23 de abril de 2008).
(2) Amnesty International, «Cuba. Rapport 2007», abril de 2007. http://www.amnesty.org/fr/region/americas/caribbean/cuba#report (sitio consultado el 23 de abril de 2008).
(3) Amnesty International, «Cuba: Cinco años de más; el nuevo gobierno debe liberar a los disidentes encarcelados», 18 de marzo de 2008. http://www.amnesty.org/es/for-media/press-releases/cuba-five-years-too-many-new-government-must-release-jailed-dissidents-2 (sitio consultado el 23 de abril de 2008).
(4) Ibid.
(5) Salim Lamrani, Double Morale. Cuba, l'Union européenne et les droits de l'homme (Paris: Editions Estrella, 2008), pp. 45-55.
(6) Cuban Democracy Act, Titre XVII, Sección 1705, 1992.
(7) Helms-Burton Act, Titre I, Sección 109, 1996.
(8) Colin L. Powell, Commission for Assistance to a Free Cuba, (Washington: United States Department of State, mayo de 2004). www.state.gov/documents/organization/32334.pdf (sitio consultado el 7 de mayo de 2004), pp. 16, 22.
(9) Roger F. Noriega, «Assistant Secretary Noriega's Statement Before the House of Representatives Committee on International Relations», Department of State, 3 de marzo de 2005. www.state.gov/p/wha/rls/rm/2005/ql/42986.htm (sitio consultado el 9 de abril de 2005).
(10) Condoleezza Rice & Carlos Gutierrez, Commission for Assistance to a Free Cuba, (Washington: United States Department of State, julio de 2006). www.cafc.gov/documents/organization/68166.pdf (sitio consultado el 12 de julio de 2006), p. 20.
(11) Gaceta Oficial de la República de Cuba, Ley de protección de la independencia nacional y la economía de Cuba (LEY NO 88), 15 de marzo de 1999.
(12) Ibid.
(13) Ibid.
(14) Ibid.
(15) U.S. Code, Title 18, Part I, Chapter 45, § 951.
(16) U.S. Code, Title 18, Part I, Chapter 45, § 953.
(17) U.S. Code, Title 18, Part I, Chapter 45, § 954.
(18) El Nuevo Herald, «Mensaje de Payá destaca que en la isla hay desaparecidos», 18 de marzo de 2005, p. 23A.
(19) U.S. Code, Title 18, Part I, Chapter 115, § 2381.
(20) U.S. Code, Title 18, Part I, Chapter 115, § 2385.
(21) Código Penal Francés, Libro IV, Capítulo I, Sección 2, Artículo 411-4.
(22) Código Penal Español de 1995, Capítulo II, Artículo 592.
(23) Código Penal Español de 1995, Capítulo II, Artículo 589.
(24) Código Penal Belga, Capítulo II, Artículo 114.
(25) Código Penal Italiano, Libro II, Título I, Capítulo I, Artículo 243.
(26) Código Penal Italiano, Libro II, Título I, Capítulo I, Artículo 246.
(27) Código Penal Suizo, Artículo 266.
(28) Código Penal Sueco, Capítulo 19, Artículo 13.
(29) Código Penal Sueco, Capítulo 19, Artículo 8.

Kaynak: Latin Bilgi