TÜSİAD Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ'ın dediği aynen şu: ?Cumhurbaşkanlığı bir uzlaşma ve uzlaştırma makamıdır. Bu yalnızca devlet organlarının sağlıklı çalışması açısından değil, toplumsal huzur açısından da önemlidir. Seçimlerin toplumsal uzlaşma içinde yapılması gerekir.?Bu açıklamada dikkat çeken nokta, TÜSİAD ile Ak Parti'nin 'toplumsal uzlaşma' çizgisinde buluşmaları? Konu tartışma gündemine girdiği ilk günden beri, Başbakan Tayyip Erdoğan ve Ak Parti sözcüleri, ısrarla, 'toplumsal uzlaşma' formülünü savunuyorlar. Ak Parti, adayını, halka sormaktan kamuoyu yoklamalarına, sivil toplumun görüşlerine başvurmaya ve parti örgütlerinin nabzını tutmaya kadar bir dizi yolla belirleyecek?TÜSİAD'ın resmî açıklaması Ak Parti'nin aday belirleme yöntemine destek anlamı taşıdığına göre, buradan, zamanı geldiğinde açıklanacak 'toplumsal uzlaşma' ürünü adaya TÜSİAD'ın itiraz etmeyeceği sonucunu çıkarabilir miyiz? Açıklamadan doğal olarak böyle bir sonuç çıkarılsa bile, TÜSİAD'a yakın kalemlerin yazdıklarına bakılırsa, ülkemizin sayılı zenginleri, Tayyip Erdoğan'ın cumhurbaşkanı olmasına sıcak bakmıyor. Kimi kaba ve hoyrat bir biçimde yapsa da, bunu ?Tayyip Erdoğan istikrarı temsil ediyor, beş yıl daha başbakan kalmalı? iltifat cümlesi ardına sığınarak nâzikçe ifade eden de var.Bu tür yaklaşımlara Tayyip Erdoğan çok gülüyor olmalı.Nasıl gülmesin ki? Çok değil dört yıl önce, 'siyasî yasaklı' olduğu için Meclis'e girememiş bir siyaset adamıydı Tayyip Erdoğan. Seçimlerden önce, TÜSİAD çizgisindeki bütün kalemler, hiçbir mültefit cümle ardına saklanma kaygısı duymadan, Tayyip Erdoğan ve Ak Parti aleyhindeki düşüncelerini açıkça yazıyorlardı. Ak Parti'nin iktidarına, biraz da başında Tayyip Erdoğan bulunduğu için, sevinmemişti o çevreler?Şimdi ise, Tayyip Erdoğan'ı 'istikrarın güvencesi' görür hale geldiler?Hislerinin samimiyetini sorgulamaya niyetim yok; tersine, dört yıl içerisinde meydana gelen bu 180 derecelik dönüşü önemli bir kazanım olarak görüyorum. Tek itirazım, bu değerlendirmelerini kendilerinin hafife almalarına... Biraz üzerinde düşünecek olsalar, başbakanlıkta kalmasını istemelerinin sebebi olan değerlendirmeye dayanarak, Tayyip Erdoğan'ın Çankaya'ya çıkmasını kendilerinin talep etmeleri gerektiğini anlayacaklar. Fakat düşünmüyorlar işte?Türkiye'de bir çevre Tayyip Erdoğan'ı cumhurbaşkanı olarak görmek istemiyor; tıpkı dört yıl önce başbakan olmasını istemedikleri gibi... O çevre içerisinden bir çoğunluk bugün farklı bir noktadalar ve ?Tayyip Erdoğan başbakanlıkta kalmalı? diyorlar. Eğer ister, adaylığını koyar ve seçilirse, şimdi ?Cumhurbaşkanı olmasın, başbakanlıkta kalsın? diyenlerin görüşlerinin de değişme ihtimali büyük. Tayyip Erdoğan bugün Ak Parti genel başkanı ve iktidar partisinin başı davranışında; Çankaya'ya çıkarsa o tavrı değişecek ve 'ulusun başı' gibi davranacaktır.Üyelerinin sayı azlığına takılarak TÜSİAD'ın 'toplumsal uzlaşma' mesajını küçümseyenler çıkabilir; oysa ülkemiz ekonomisinin önemli bir kesimini oluşturduğu için TÜSİAD'ın Ak Parti'nin de savunduğu formülü benimseyen bu çıkışı büyük önem taşıyor.