Hrant Dink suikastı, demokratikleşme ve üç düzeyde dönen çekişmeye dair istatistiklerin dışındaki Türk mizacını öğrenmek için imkân sundu. Bu üç düzey, Türkleştirme, Avrupalılaşma ve bütün askeri mirasıyla Atatürkçülük. Ermeni gazeteci Hrant Dink'in öldürülmesi Türkiye'deki genel siyasi mizacı test ettiği gibi, Orhan Pamuk'un Nobel Edebiyat Ödülü'nü alması da bir başka testti. Zira Pamuk Üçüncü Dünya ülkelerinde ender rastlanan bir şekilde ulusalcı bir saldırıya maruz kaldı. Oysa bu ülkelerde insanlar genellikle, bireyin başarı elde etmesini bütün ülkenin kazanımı, dolayısıyla ulusal bir kazanım olarak görür. Dink ve Pamuk'u birbirine yaklaştıran kırmızı çizgi, ilkinin ölümüne ve ikincisinin de hedef olduğunu hissetmesi sonrası kaçmasına yol açtı. Kültür ve gazetecilik, öldürülen gazeteci ve tehditlerden kurtulamayan romancı örneklerinde görüldüğü üzere genellikle devletin ve generallerinin kararlarına boyun eğmez. Küreselleşme karşıtı da olabilir Şu an Türkiye'de gözlemlenen, Avrupa kulübüne üyeliği amaçlayan kronik eğilimin önceki yıllardaki gibi olmadığı. Türkiye'nin Avrupalılaşmasına karşı çıkan bir akım var ve bazı uzmanlara göre Avrupa'yı isteyen Türk siyaset sınıfı hedef haline geldi. Orhan Pamuk'un Amerika'ya göç kararı bunun örneklerinden. Peki bugün Türkiye'de yaşananlar, bazı Türk liberaller açısından açık bir yüke dönüşen Atatürkçülüğün diriltilmesi mi? Yoksa dünyada küreselleşmeye karşı tepki olarak birbiri ardına gelen milliyetçiliği canlandırma dalgaları Türkiye'yi de mi içine aldı? Sebepler çeşitli olabilir ancak tek bir sonuç var. Avrupalılaşmaya karşı Türkçülük 'dozunun' yükselmesi. Sebep bazılarına göre ideolojik, aydınlara göreyse siyasi ve kültürel bir tercih. Anketler tümüyle güvenilir değil Türkiye'nin 1950'lerin başında özellikle de şahinlerin belirlediği sebeplerle NATO'ya girdiğini hatırlıyoruz. Özel altıncı madde gereği NATO'ya alınan Türkiye'nin yıllarca yerine getirmekte hırslı davrandığı bir rolü vardı. Fakat Türkiye'ye üyelik için şartlar dayatan AB, bazılarının düşündüğü gibi sadece Müslüman kimliği sebebiyle değil, aynı zamanda Avrupa'nın kendisinin, kültürünün ve güvenliğinin geleceğine ilişkin özel bir okuma sebebiyle temkinli tavrını gizleyemedi. Ayrıca yaşlı kıtanın demografik sorunları da vardı. AB'nin ülkeleriyle ilgili tezlerinden şüphe eden bazı Türkler, Pamuk gibi bir yazarın yüceltilmesi ve 1915'te, imparatorluk dönemindeki Ermeni katliamları nedeniyle Türkiye'yi kınayan tutumuna dikkat çekilmesinin amacının, modern Türkiye tarihinin saygınlığına şüphe düşürmek olduğunu düşünüyor. Aslında şu an Türkiye ve mevcut siyasi mizaçla ilgili yazanlar, bir Hint hikâyesinde körlerin file yaptığını yapıyorlar. Her kör filin bedeninde dokunduğu organı anlatır bu hikâyede. Zira anketler ve halkın mizacı bir bütün olarak sunuluyor ve Türkiye'nin Avrupalılaşma veya yeniden Türkleştirilmesine yönelik eğilimi hassas yöntemler veya istatistiklerle belirlenmiyor. (Birleşik Arap Emirlikleri gazetesi Haliç, 14 Mart 2007)