Köpürmekte haksız olmayan Türkiye, Irak'a harekât düzenlerse, çıkacak çatışmalarda çok kan dökülür. ABD ve Irak'ın son ihtiyaç duyduğu şey, Türkiye gibi büyük bir gücün de dahil olduğu daha fazla şiddet. ABD, AB ve Iraklı Kürtler bu savaşı önlemek için ellerinden geleni yapmalı

Türkiye askerlerini her an Irak'a gönderebilir. Türk kara kuvvetleri terörist/ayrılıkçı Kürdistan İşçi Partisi'ne (PKK) yönelik olası bir saldırı amacıyla güneydoğu sınırına yığınak yapıyor. Muhtemelen Türk özel kuvvetleri de çoktandır Irak'ta faaliyet halinde.

Bizim veya Iraklıların ihtiyaç duyduğu son şey bu. Böyle bir harekâtı önlemek ABD, Irak ve Avrupa'nın birinci önceliklerinden olmalı. Kürt bölgesi Irak'ın en istikrarlı ve Amerikan yanlısı parçası; 'sorun' listesine dahil olmasını ne ABD ne de Irak kaldırabilir. Türkler, Irak'a girdiğinde karşılarında kimseyi bulmayacak da değil. PKK'nın yanı sıra Iraklı Kürtler de, Irak'a herhangi bir Türk saldırısına direnecekleri sözü verdi.

Türkiye'ye de yayılır

Irak ordusuna daha yeni entegre olan Kürt peşmergeler yabana atılır savaşçılar değil, bu da Türklerle yaşanabilecek bir çatışmada çok kan dökülmesi demek. Türkiye'nin olası harekâtına bir uyarı da Bağdat'tan geldi; Bağdat'ın, Kürt/Iraklı birliklerin Kaide ve diğer direnişçilerle mücadeleye odaklamasına ihtiyacı var.

Irak'ta Kürtlerle Türkler arasındaki bir çatışma, Türkiye'nin 15 milyonluk Kürt nüfusuna da yayılabilir. Amerikan birlikleriyle yanlışlıkla çıkmış bir çatışma bile, ABD-Türkiye ilişkilerini zedeler; ABD'nin Irak'taki güçlerine tedarik kanalı olan Türk hava üssü ve Ankara'nın Afganistan'daki çabalara desteği riske girecek meselelerden ikisi.

Türkler de köpürmekte haksız değil. Irak'ta 4 bin, Türkiye'de 2 bin kişilik gücü olan PKK sert ve kötü bir çete. Bağımsızlık için savaşmaya başladığı 1984'ten bu yana 30 binden fazla terörist ve Türk güvenlik görevlisi hayatını kaybetti; PKK sadece 2006'da 600 kişiyi, son iki haftada da 20 asker ve sivili öldürdü. Mayısta Ankara'da düzenlenen bir saldırıda da altı kişi öldü. Türkler PKK'yı sorumlu tutuyor; Kürt asilerse saldırıyı üstlenmedi. Türkiye Başbakanı Erdoğan şöyle demişti: "Sabrımız tükeniyor... Zamanı geldiğinde gerekli adımlar atılacak." Türk Genelkurmay Başkanı'ysa ordunun ihtiyaç duyduğu tek şeyin saldırı onayı olduğunu söyledi. Türk kamuoyu da saldırıyı destekliyor gibi.

PKK'ya karşı Irak'a girilmesi sürpriz sayılmayacaktır. Türkiye 10 yıl önce de sınırı geçmişti; geçen yıl PKK tek taraflı ateşkesini bitirdiğinde de geçmenin eşiğine kadar geldi. Fakat Türkiye tümüyle masum da değil. Ankara nüfusun yüzde 20'sini oluşturan Kürtleri demir yumrukla yönetti. Sınırın diğer tarafındaki Kürt özerkliğinden de rahatsız.

Bir diğer mesele de Türkiye'deki iç siyaset. İktidar partisi AKP'nin gücü son dönemde geriledi. Irak'a askeri harekâtı, genel seçim öncesi azalan desteğini geri kazanmak için bir fırsat gibi görebilir.

Yine de, bu bir blöf, bir uyarı da olabilir. Türkiye PKK'dan bıktı ve NATO müttefiki ABD'yle Irak'ın bu konuda bir şeyler yapmasını istiyor. Askeri yığınak, Türkiye'nin adım atılmasını talep ettiğine dair açık bir mesaj. Bu arada sınırdaki manevralar huzursuz halkı da teskin edebilir. Fakat PKK'nın Türkiye'deki saldırıları sürerse, Ankara orduya yeşil ışık yakmaktan geri durmayabilir.

Bu sınırlı bir saldırı olabilir, yani PKK'nın Kandil dağlarındaki üslerini savaş uçakları ve helikopterleriyle vurmak anlamına gelebilir. Daha kötüsü Türk özel kuvvetleri, PKK'ya göz yumduklarına inandıkları Kürt liderleri hedef alabilir. Fakat bu kadarla kalmayabilir de. Türk kara kuvvetleri sınıra yayılıp, Irak'la 300 kilometrelik sınır boyunca PKK sızmalarını önlemek için bir güvenlik kuşağı oluşturmaya da girişebilir.

AB, PKK şebekelerini kapatmalı

Ne yapmalı? Türklere itidal telkin edilmeli. Her kanaldan diplomasiye hız verilmeli. Özel temsilcimiz emekli General Ralston, siyaseten güçlü Türk ordusuna hitap etmek için üniformayı kullanabilir. NATO Türkiye'yi bir parça dizginlemek için bir şeyler yapabilir. AB de harekete geçip kıtadaki çok sayıdaki PKK şebekesini kapatmalı. AB ayrıca, Türk halkının üyeliğe desteği azalsa da uslu durması halinde üyelik şansının artacağını Türkiye'ye hatırlatabilir.

Önde gelen Iraklı Kürtlerin de yapacakları var. Bush'un geçen hafta etkin Kürt lider Irak Devlet Başkanı Talabani'yle yaptığı görüşme işleri çıkmazdan çıkarmaya yardım edebilir. Şükür ki Kürt Bölgesel Yönetimi'nden gelen bazı açıklamalar, PKK'ya yüklenme eğilimini ortaya koydu. Bu noktada somut adımları da görmeliyiz.

Tüm bunlar başarısız olursa, ABD ve Irak güçleri Washington'ın terör örgütleri listesindeki PKK'ya karşı harekete geçebilir, kampları kapatabilir ve Türkiye sınırından içeriye saldırıları sona erdirebilir. İdeal olan bu değil, fakat Ankara'yla çatışmaktan iyidir.

Irak'ta, bilhassa Türkiye gibi büyük bir gücün ve stratejik müttefikin dahil olduğu daha fazla şiddet, işimizi daha da zorlaştırır. Irak'ta bir Türkiye-PKK savaşından ne pahasına olursa olsun kaçınılmalı.