Türklerin kendileri bile modern Türkiye'nin nasıl bir devlet olduğunu bilmediği sürece, bu ülkenin AB'ye katılmasına karşı çıkanların korkmasına gerek yok. Bu katılıma karşı olan Avrupalı düşmanlar artık sevinebilir. Çünkü Türkiye şu sıralar onların ekmeğine yağ sürüyor ve daha uzun zaman AB olgunluğuna erişemeyeceğini gösteren savlar sunuyor.
Başbakan Erdoğan'la yargıçlar arasındaki ihtilaf bunun bir göstergesi. Yargıçlar ısınmak için önce başörtüsü yasağının yumuşatılması kararını iptal etti, şimdi de partinin kapatılıp kapatılmamasına karar verecekler. Yargıtay başsavcısı, AKP'nin çoktan kapatılmış olan 'Refah Partisi'nden geldiğini' ve 'laiklik karşıtı faaliyetlerin odağı olduğunu' iddia ediyor.
Bu amansız mücadelenin sonucu?
Türkiye'nin önce nasıl bir devlet olduğuna karar vermesi gerekiyor: Kemal Atatürk tarafından kurulan ve orduyla mahkemeler tarafından korunan, İslamcı dünyada laik bir kale mi? Ya da çoğunluğu dinini açıkça uygulayıp günlük yaşamda da göstermek isteyen Müslümanlardan oluşan bir ülke mi? Tıpkı AB'ye üye olan birçok ülkede artık buna izin verildiği gibi. Bu karar Türkiye'nin katılım olgunluğu açısından çok önemli. Ama bundan daha da önemlisi, bu kararın ne şekilde alınacağı. İktidar partilerinin kapatılması pek yararlı olmayacaktır.
Kaynak: Radikal