Çin-Tibet tartışmasında her iki tarafın savlarının da zayıf yönleri var, fakat Çin savı daha zayıf. Çin'in iddialarının aksine Tibet, Mao Zedung'un orduları gelip bu bölgeyi 'Çinli' yapana dek Çinli değildi

Birçok Tibetli için ülkelerinin tarihi bağımsızlık davasında anlaşılmayacak hiçbir şey yok. Tibet'in daima bağımsız olduğunu ve bugün de bağımsızlığını hak ettiğini söylüyorlar.

Çin'in iddiaları da aynı ölçüde açık: Tibet Moğol hâkimiyeti sırasında Çin'in bir parçası haline geldi ve Çin'in parçası olma statüsü hiçbir zaman değişmedi. Her iki iddia da Tibet'in tarihiyle uyuşmuyor.

Tibetlilerin bakış açısı şunu içeriyor: Tibet, yedinci asrın ortalarında bir İç Asya imparatorluğu üzerinde hâkimiyet kuran dinamik bir güç olarak ortaya çıktığından bu yana hiçbir zaman yabancı tahakkümüne tabi olmadı. Bu Tibetliler, 13. ve 14. asırda Yuan Hanedanlığı'nın Moğol hükümdarlarına ve 18. asırdan 20. asra dek Çin'in Qing Hanedanlığı'nın Mançu hükümdarlarına tabiyet görüntüsünün, modern ve büyük ölçüde Batı kaynaklı bir yanlış anlamaya dayandığını söylüyor.

Buna göre, Yuan ve Qing imparatorlarıyla Tibet'in kutsal lamaları arasındaki şahsi ilişkiler doğru bilinmiyor. Yine bu bakışa göre, lamalar imparatorlara sadece ruhani akıl hocası olarak hizmet etti ve Tibet'in bağımsız statüsünden hiçbir zaman taviz vermedi.

Pekin'e göre herkes Çinli

Pekin'in bakış açısına göreyse, Batı'nın yanlış anlaması Çin'in doğasına dair: Batılı tenkitçiler Çin'in çokuluslu birleşik bir devlet olarak binlerce yıllık bir tarihi bulunduğunu ve bütün uyruklarının Çinli olduğunu anlamıyor. Çin'e fetihçi olarak giren Moğollar'ın Çinli olduğu ve Tibet'in tabiyetinin de bir Çin tabiyeti olduğu iddia ediliyor.

Olgular işte burada ortaya çıkıyor. Tibet'in Çin'le sadece liderlik düzeyinde şahsi ilişkiler yürüttüğüne dair iddia kolayca çürütülebilir. İdari kayıtlar ve hanedanlık tarihçeleri, Moğol ve Mançu hükümranlıklarının idari yapısını ana hatlarıyla gösteriyor. Bu da Tibet'in Yuan ve Qing'in yasalarına, hukukuna ve kararlarına tabi olduğunu açıkça ortaya koyuyor. Tibet bu iki dönemde de bağımsız değildi. 18. asrın sonunda Pekin'e çağrılan Tibetli bakanlardan biri, hatıralarında Mançu imparatoruna bağlı olduğunu kesin bir biçimde ifade ediyor.

Fakat Tibet Moğol ve Mançu İmparatorluklarına gerçekten tabi olsa da, bu imparatorlukların hiçbiri Tibet'i Çin'e bağlamadı. Tibet'in Moğol ve Mançu'ya tabiyetini gösteren aynı belgeler, Çin'in iki dönem arasında (1368-1644) hüküm süren Ming Hanedanlığı'nın Tibet üzerinde hiçbir kontrolü bulunmadığını da gösteriyor. Çin'in Çin egemenliğinin 13. asırdan bugüne kadar kesintisiz bir biçimde sürdüğü konusundaki ısrarı göz önüne alındığında, sorunlu bir durum var ortada.

1912-1951 arası bağımsız sayılırdı

Tibet'in 13. asırda Çin'in bir parçası haline geldiği fikri, çok yakın dönemin kurgusu. 20. asrın ilk dönemlerinde Çinli yazarlar Tibet'in ilhakını genellikle 18. asra dayandırıyordu. Tibet'in Qing iktidarı altındaki statüsünü de ülkenin ayrılmaz parçası olarak değil, 'feodal bir bağımlılık' diye niteliyorlardı.
Ve bunun nedeni, Tibet'in Moğol ve Mançu imparatorlukları sırasında da bu yöntemle yönetilmesiydi. Qing hanedanlığı 1911'de çökünce Tibet bir kez daha bağımsız oldu.

1912'den, Çin Halk Cumhuriyeti'nin kurulduğu 1949'a kadar, bugün adına Çin'in Tibet Özerk Bölgesi denen bölge üzerinde hiçbir Çin yönetimi kontrol uygulamadı. Dalay Lama'nın hükümeti bölgeyi 1951'e dek tek başına idare etti.

'Han', 'Çinli'yle aynı anlamda

Marksist Çin'se dinsel bir ali cengiz oyunuyla bir imparatorluklar yatağı değil, daima çokuluslu birleşik bir ülke olduğu iddiasını ortaya attı. Aslında 'Çinliliğin' çeşitli etnonimlerinden (etnik isim) biri olan 'Han'ın, Çin milliyetlerinden sadece birine atıfta bulunduğuna dair bugün katı bir ısrar söz konusu. Bu, 20. asır Çin kimliğini kurgulayanların bilinçli bir kararıydı. (Karar bu bakımdan, Rusların SSCB halkları için siyasi bir terim olan 'Sovyet'i kullanma kararıyla tezat teşkil ediyor.)

Her iki tarafın savlarının da zayıf yönleri var, fakat Çin savının daha zayıf olduğu söylenebilir. Tibet, Mao Zedung'un orduları gelip bu bölgeyi 'Çinli' yapana dek Çinli değildi.

Kaynak: Radikal