Hayata yeni bir ruhla başlamak, yeni bir hayat kurmak umuduyla bir hamle yapıp televizyon kanallarındaki evlendirme programlarına katılıyorlar.  Bir adama evlenme teklifi ediyor, bazen kaba bir ifadeyle geri çevriliyorlar. 

O kadınlar bana, girişimleriyle ilgili bütün kayıtlarıma karşılık çok cesur geliyorlar. Reddedilmeyi göze alarak çıkıyorlar ekrana. "Beni taşısın, yaşatmasını bilen bir beyefendi olsun, bana sahip çıksın", diye anlatıyorlar, ideallerindeki eşi.  

Bütün bu cümleler ne çok şeyi inkâr ediyor, her şeyden önce de kendi ayakları üzerinde durma mücadelesi veren kadının tahammül gücünü ve inadını...

Çünkü içlerinden kimileri ömür verilmiş bir mesleğin emeklilik günlerinden, vefasız bir eşin ihaneti veya sorumsuzluğunun yaşattığı küskün yılların bir kıyısından dalıyorlar o programa.

Ekonomik kriz var, işlerinden ayrılıyor kadınlar, işlerinden atılıyor ve bir baba/hayat arkadaşı arayışına düşüyorlar.

Evlendirme programlarının sahnesi olan stüdyoyu dolduran kadın ve erkekler hayallerindeki eşi arıyorlar, kimileri arkalarında bir, iki, bazen de üç eş bırakmış. Erkekler ilgi ve güzellik arıyorlar,  bazen de bir ev hatta sosyal güvenlik. İkimizin de emekli maaşı olursa, daha rahat ve "keyifli" bir yaşlılık dönemi geçiririz. Uzun Saçlı Adam, ekonomik kriz yüzünden sıfırı tükettiğini, kurulu bir düzene iç güveysi olarak girmek istediğini, başka da bir şartı olmadığını söylüyor. Saçlarını, bir eş bulduktan sonra kesecek. Samson'un çağdaş bir versiyonu değil, uzun saçlarıyla. Kahramanlık yapmayı istediği yok.

Kadınlar ise içgüveysi aramıyorlar hiç. "Adam gibi adam olsun" diye giriyorlar söze. Kalabalık bir caddede, deniz kenarında, bir ormanda ellerini sıkı sıkıya tutmuş o adamla yürümek istiyorlar. Kendine güveni olan, beni taşıyacak, sinemaya tiyatroya gidebileceğim biri olsun. Beni sevsin, bana sahip çıksın, çocuğuma sahip çıksın, bunu istiyorum... 


Evine ekmek getiren kişiye, babaya duyulan özlemi yansıtıyor kanımca,  dilden dile intikal ederken parodi ifadesi kazanan "adam gibi adam" tabiri.

Dürüstlük, çalışkanlık, eşini ve ailesini koruyup gözetme konusunda istikrar gibi niteliklerle açıklanıyor nihayet, "adam gibi adam". 

"Beni taşısın" cümlesi ise giderek basma kalıp bir ifade olmaktan öte geçiyor. Bu kadınlar kendilerini göründüklerinden daha ağır hissediyorlar. Hem anne hem baba rolünü üstlendikleri bir geçmişle giriyorlar stüdyoya. Kucalarında çocuklarının görünmeyen varlığıyla sürdürüyorlar eşleşme müzakerelerini.

    ***   ***   ***   

Öğretmen emeklisi adam kendisine evlenme teklifi etmek üzere ta Ankara'dan gelen iki çocuklu kadını reddetti: Tek çocuklu bir eşi kabul edebilirmiş ancak, kendisinin de iki çocuğu var çünkü ve artık emeklilik çağına geldiği için, sorumluluk almak istemiyor. Kadın da öğretmen emeklisi, eşine emekli maaşını takdim etmeye hazır, ama büyüksüyor adam kendini ansızın, geri çeviriyor kadını: Kriterlerimiz uymuyor.

Kadın, gözlerini acı dolu iki kuyuya benzeten bakışlarıyla dondu kaldı. Hayat mücadelesinin özetinin en önemli bölümü, hayatına katmaya çalıştığı, buna davet ettiği adamı ürküttü. İkinci çocuğu olan oğlu, boşanma dönemine rastladığı için ergenlik süreci kendisini en zorlayan evladı, hayat arkadaşı olarak benimsemeye hazır olduğu adama bir engel olarak görünüyor.

Fakat  talip olduğu kişi sorumsuz, şen mutlu bir emeklilik hayatı yaşamak istediğini bildirmişti en başında, değil mi...

Dikkatimden kaçmış, dedi kadın, suç işlemiş gibi. Yüzü kıpkırmızı oldu. Ne diyebilir? Dili "adam gibi adam" klişesine kaydı. Talip olduğu kişi,  "adam gibi adam" hiç değil. Babası gibi değil.

Adam gibi adam olamayan kişi tutumunu savunmaya girişti: Kendisinin çocukları yanında değil, öyle bir sorunu yok. Evleneceği kadının da çocuk sorunu olmamasını istemek en tabii hakkı.

Kadın ise, bakışlarındaki acı hiç azalmamış olarak kararını bildirdi sunucuya:  Evet, devam edecek taliplerini aramaya. Çocuklarını sorun olarak görmeyen  Adam Gibi Adam nasılsa bir yerlerden çıkıp gelecek. Çocuklarının babasının ihanetini kabul etmedi, bu tavrının sonuçlarına da kendisiyle gurur duyarak tahammül etti. Emekli oluncaya kadar sabah uykusu nedir bilmedi. Artık elinde ekmekle kapıyı çalan bir adam olsun istiyor hayatında. 

        ***     ****      ****

Ardımızda bıraktığımız yüzyıl, kadınların hemen her alanda geleneksel zeminlerden koparak kendilerine yeni bir konum arayışlarına sahne olan bir geri çevirme yüzyılıydı. Kadınlar kendilerini insan ve birey olarak kanıtlama, kendi ayakları üzerinde durma, kendini gerçekleştirme gibi gerekçelerle babalarının otoritesinden ve himayesinden  uzaklaşırken, dinde, ideolojide ve devlette ya da kolektif hayatlarda bir baba arayışına düştüler. Ardımızda bıraktığımız yüzyıl aynı zamanda babayı reddetmenin ve özlemenin yüzyılı da.   

Bir dönem oldu, kamusal varoluşun başarılarını özel hayatın başarılarına önceleyen kadınlar evlilik kurumuna eşleriyle eşit bireyler olarak katıldıkları halde, onları bekledikleri kadar paylaşımcı ve hakkaniyetli bulmadıkları, bu nedenle de aile üzerinden topluma yeteri kadar katılamadıkları için hayal kırıklığı yaşadılar.

İlginçtir; eşlerinden himaye talep etmemeyi bir kişilik meselesi olarak gören bu kadınların kızları ise sanki, ideallerindeki erkekten hem geleneksel erkeğin olduğu kadar koruyucu, hem de kendilerini kariyerlerine özgü hedeflerinden koparmayı talep etmeyecek kadar mesafeli olma özelliklerini arıyorlar. Bu beklentinin muhatabı olan erkekler ise gerçekte nasıl olmaları gerektiğine karar veremeden, bulundukları durum ya da olmaya çalıştıkları haller konusunda sürekli şüpheye düşürülmelerinden kaynaklanan bir baskı hissediyorlar.

Evlilik stüdyolarının sahnesinde, bir zamanlar bir erkeğin himayesini reddetmiş ya da himaye nedir, bir nedenle hiç bilmemiş kadınların himaye arayışını yansıtan cümleler uçuşuyor.

Mesleklerinde bir noktaya ulaşmış yeni kuşak kadınların evlenecekleri erkekte, anneleri tarafından örtük ya da açık olarak sorguya tabi tutulmuş, bazen de reddedilmiş olan, erkeğin evin reisliğini üstlenebilme becerisini yansıtan özellikler aramaya başlaması, aile ve evlilik konusunda kuşakların bir döngüsü olduğunu ortaya koyuyor.