"Türban yasağının medyadaki savunucuları hafta sonu karşıt eyleminin '222A' adıyla yapıldığını duyunca ayılacaklar mı acaba?"

Zihnime takılan bu soruya dün gazete sayfalarında cevap aradım. Bir-iki zaten demokrat yazar dışında, bugüne kadar kendisini 'demokrat' olarak tanıyalım diye yapmadığı numara kalmamışlar arasından 'ironi'ye dikkat çeken ve "Benden bu kadar" diyen tek kişiye rastlamadım. Demek ki, '222A' arkasından da benzer bir 'olay' gelse gıkları çıkmayacak...

Bizde 'tarihin tekerrür ettiğine' dair inanç tamdır. Rahmetli Mehmet Akif, "Hiç ibret alınsa tekerrür mü ederdi" diye sormuş ya, biz de kabulün gerçekliğine bir kez inanmışız. Bu sebeple de 'gez-göz-arpacık' gibi 'determinist' bir yaklaşıma sahibiz: 'Gerici bir ayaklanma' olarak yansıtılabilecek herhangi bir girişim, ardından karşıt kitle eylemleri ve sonunda da o meşum olay, darbe!

31 Mart vakası 'gerici ayaklanma' idi, ardından Hareket Ordusu İstanbul'a girdi ve iktidar el değiştirdi. Demokrat Parti'nin 'Tahkikat Komisyonu' kurması bir 'gerici girişim' sayıldı; ardından 28 ve 30 Nisan karşı kitle hareketleri ve '555K' olayı geldi, sonra da 27 Mayıs oldu... Dizin 28 Şubat'a kadar uzatılabilir: Televizyonlardaki görüntüleri 'gerçek' sayıp 'bir dakika aydınlık' eylemleri yaptılar, 28 Şubat gerçekleşti...

Şimdi de aynı dizinin tekerrür etmesi bekleniyor. 27 Mayıs'ın '555K' eyleminin benzeri olarak sahneye konulan karşı kitle eylemi sonrası için geri sayıma başlayanlar herhalde vardır. '555K' eyleminden 22 gün sonra askerler yönetime el koymuştu 1960'ta.

'555K' eylemi nedir mi?

İlkokul sonrası başlayıp üniversite bitene kadar 'Devrim Tarihi' dersi okutulan Türkiye'de 27 Mayıs öncesinin en önemli olaylarından birini bilmeyenler çıkması tuhaftır, ama yine de normal karşılamamız lâzım. Bazı noktaları zihinlere sokmak için her yıl tekrarlatanlar, bazılarını da unutulmaya terk ediyorlar. '555K' unutulmaya terk edilenlerden...

İnternet ansiklopedisi Wikipedia '555K' olayını şöyle anlatıyor: "555K, 5 Mayıs 1960 tarihinde, Ankara Kızılay'da Demokrat Parti aleyhtarı öğrencilerin yaptığı protesto eylemidir. Adını 5. ayın 5. günü saat 5'te Kızılay'da gerçekleşmesinden alan eylem Cumhuriyet tarihinin ilk 'sivil itaatsizlik' eylemi olarak da anılır. 28 ve 30 Nisan 1960 tarihlerinde polisle öğrenciler arasında çıkan çatışmalarda iki öğrencinin hayatını kaybetmesi ülkedeki ortamı iyice germişti. DP mitingi için Kızılay Meydanı'na gelen dönemin başbakanı Adnan Menderes, bir anda kendini protestocuların arasında buldu. Rivayete göre, o zamanlar öğrenci olan, şu anki CHP lideri Deniz Baykal, şair Cemal Süreya'nın aktardığına göre ise Vedat Dalokay, Menderes'in 'Ne istiyorsunuz?' sorusu üzerine başbakanın yakasına yapışıp 'Hürriyet istiyoruz!' demişti. Menderes ise şu soruyla cevap vermişti: 'Başbakanın yakasına yapışıyorsun, bundan büyük hürriyet olur mu?' 555K eyleminden 3 hafta sonra 27 Mayıs İhtilali gerçekleşti."

Olayın pek çok görgü tanığı var, bazısı gördüğünü kitaplaştırdı da. Olayın üç aşağı beş yukarı Wiki tarafından aktarıldığı biçimde geçtiği söylenebilir. Menderes göstericiler içerisine girer. Kendinden emindir. Ancak orada toplananlar da ne yaptıklarını ve niçin yaptıklarını bilmektedirler. Karşılıklı restleşmeler yaşanır ve bir delikanlı başbakanın yakasına yapışır.

O delikanlının kim olduğu tartışmalıdır işte. Çoğu kişi "Deniz Baykal'dı" derken, başka isimler veren de çıkmıştır. Doğru veya yanlış, o olaydaki rolü Deniz Baykal'ı bugüne kadar izlemektedir.

50 yıl önce olan bir olaya ismi karışan birinin isminin bugün de pek farklı olmayan bir olayda anılmasındadır gariplik... '555K' eylemi ile '222A' eylemi arasında derhal kurulması beklenen süreklilik görüntüsünü sağlayan nedir sizce? Rakam ve harften oluşan bir şifre mi, yoksa Deniz Baykal ismi mi?

Bizde sürekliliği sağlayan başka benzerlikler de bulunabilir.

27 Mayıs öncesinde Türk basınında yeni filizlenmeye başlayan bazı isimler bugün ağır yazar konumundalar. Çoğu 80'li yaşlarını sürdürüyor, bazısı 80'ine merdiven dayamış durumda... Onların 27 Mayıs öncesi yazdıklarıyla bugün hâlâ korudukları sütunlarında yazdıkları arasında da müthiş benzerlikler bulunuyor. Kimleri kast ettiğimi herhalde anlamışsınızdır; okuyun yazdıklarını, gözlerinizi kapatıp 27 Mayıs öncesine zihinsel bir yolculuğa çıkın; evet, o zaman da benzer şeyler yazmışlardı...

Tarihi tekerrürden ibaret sayıyor bazıları. Evet, yakın zamana kadar öyleydi, tekerrür ederdi. 'Zamanın ruhu' ve 'egemen siyasi akıl' eskisinden değişik bugün. İnşallah avuçlarını yalayacaklar...

 

Kaynak: Yeni Şafak