John McCain, Joseph I. Lieberman ve Lindsey O. Graham

Suriye içinde çatışmalar yoğunlaşır ve muhalefet de yardım için dünyaya çağrılarını yinelerken Obama yönetiminin olaylara el sürmeme yaklaşımı, hem Amerika'nın değerleri hem de çıkarlarına giderek daha aykırı hale geliyor.

Bazıları Şam ve Halep'teki saldırılar, rejimin önemli yetkililerine suikastler ve birkaç üst düzey firar da dahil isyancılar tarafından elde edilen son kazanımların, Suriye muhalefetinin zafer yolunda olduğu ve muhalefetin bizim yardımımıza ihtiyacının olmadığının ispatı olduğunu ileri sürdüler.

Maalesef, ülke içindeki muhalif savaşçılar son aylarda çok daha muktedir hale gelseler de Beşşar Esad rejimi halen tükenmekten çok uzaktır ve şimdi o, tanklar, ağır silahlar, helikopterler, milisler, keskin nişancılar ve ilk kez savaş uçağı kullanarak sivillere karşı daha ayrım gözetmeksizin şiddet uyguluyor. 

İran ve Hizbullah da bu saldırıya geniş çaplı malzeme desteğiyle destek veriyor. Zira bunların liderleri, Esad’ın düşüşünün kendileri için önemli bir darbe olacağını biliyorlar. Bu arada Rusya ve Çin, Esad’ın vahşetlerine diplomatik örtü sağlamaya devam ediyor.

İsyancıların sonunda başarılı olacaklarından ümitliyiz ama bu halen derin bir şekilde adaletsiz ve acımasız bir savaş olmaya devam ediyor. Savaşın hangi hız ve yöntemde kazanılacağı da muazzam derecede önemlidir. Tüm deliller, iktidarı barışçı bir şekilde teslim etmek yerine Esad ve müttefiklerinin acı sona kadar savaşacaklarını gösteriyor.

Amerika’nın ihtilaftan uzak durması da hem Suriye halkı hem de ABD çıkarları için giderek artan maliyet taşıyor.

Biz isyancılara, Esad'a karşı askeri dengeyi kararlı bir şekilde değiştirecek yardımı sağlamayı reddettiğimiz için Amerika Birleşik Devletleri, Orta Doğu boyunca giderek Arap ve Müslüman sivillerin katledilmesine razı olarak görülüyor. Liderlik etmeye yönelik bu gönülsüzlüğün -Irak'ta Saddam Hüseyin döneminde Kürtler ve Şiilerin ya da Ruanda'da Tutsilerin katledilmesini önlemedeki başarısızlığımız gibi- devletimizin yıllarca yakasına yapışacağından korkuyoruz.

Bizim Suriye'de aktif bir şekilde müdahil olmaktaki eksikliğimiz, Esad rejimi sonunda düştüğünde, Libya'dakinin aksine, Suriye halkının muhtemelen Amerika Birleşik Devletleri'ne yönelik çok az iyi düşünceye sahip olacağı manasına geliyor. Libya'da Amerika'nın Muammer Kaddafi'ye karşı savaşa yardımına dair derin bir minnet duygusu, iki ülke arasındaki ilişkilerde parlak bir yeni bölüm açılmasının temellerini oluşturdu.

Ayrıca, Amerika’nın Suriye’deki milli güvenlik riskleri Libya’dakinden çok daha fazladır. Rejimin büyük çaplı kimyasal ve biyolojik silah stoklarının kullanılması ya da naklini -gerçek ve giderek büyüyen bir tehlikedir- önlemek ve El Kaide ve onun şiddet içeren benzerlerinin Orta Doğu’nun kalbinde kendilerine yeni bir barınak bulamamalarını sağlamak da buna dahildir. Bizim karar ve eylemlerimiz, maalesef bu çıkarları korumakta yetersiz oldu.

ABD'nin Suriye'ye müdahale etmedeki gönülsüzlüğü her şeyden önce ihtilafın daha uzun ve daha kanlı olmasını sağlıyor. ABD'nin Suriye'de daha fazla rol almasının El Kaide'yi kuvvetlendirebileceğini savunan eleştirilerin aksine, asıl ülkede sorumlu savaşçılara kuvvetli ABD yardımındaki eksiklik orada meydanı aşırılara bırakıyor.

Amerika Birleşik Devletleri bu gidişatı değiştirmek için çok geç kalmış değil. İlk olarak, biz ülkedeki silahlı muhalefete silah, istihbarat ve eğitim de dahil, doğrudan ve açıkça sağlam bir yardım sağlayabiliriz ve sağlamalıyız. Bizim böyle yapmamızın yol açacağı riskler, en iyinin gerçekleşmesini ümit ederek oturmaya devam etmenin risklerinin yanında hafif kalır.

Amerikan yardımı, sözde ve fiilde aşırılığı ve mezhepçiliği reddeden gruplara gitmelidir. Libya'da olduğu gibi Suriye'de silahlı gruplarla kurduğumuz ilişkinin gelişmesi zaruri olacaktır.

İkincisi, isyancıların Suriye'nin belli bölümlerinde fiili güvenli bölgeler kurmayı arttırmalarından bu yana, Dışişleri Bakanı Hillary Rodham Clinton'ın geçen hafta önerdiği üzere Amerika Birleşik Devletleri bu alanların takviye edilmesi için müttefiklerimizle birlikte çalışmalıdır. Bu, ABD askerlerine karada ihtiyaç bırakmaz ama hava gücü ve ABD'nin diğer benzersiz varlıklarının sınırlı olarak kullanılmasını içerebilir.

Suriye'de derin bir şekilde girift ve korkunç ihtilafa müdahalemizi derinleştirmekte riskler olduğunu biliyoruz. Ama -hayatların kaybedilmesi, stratejik fırsatların kaçırılması ve değerlerin tehlikeye girmesiyle- eylemsizlik Amerika Birleşik Devletleri için daha da büyük riskler taşıyor. Orta Doğu'nun istikbalinin belirlenmesine katkı yapacak bir savaşın kenarında oturmaya devam etmekle biz, hem milli güvenlik çıkarlarımız hem de dünyadaki ahlaki duruşumuzu tehlikeye atıyoruz.

Kaynak: Washington Post

Dünya Bülteni için çeviren: Emin Arvas