Suriye ve İsrail arasında savaş başlarsa kim pişman olacak?

'Suriye İsrail'e karşı savaş başlatırsa pişman olur'. Bunlar İsrail'in Ulusal Altyapı Bakanı Benjamin Ben-Eliezer'in İsrail Ordu Radyosu'na söylediği sözler. Eliezer, Suriye'yle savaş yaşanması durumunda savaşın karşılıklı roket atışları ve komando operasyonları üzerine yoğunlaşacağını düşünüyor. Eliezer'ın konuşması, Suriye'yle olası savaşın konuşulmadığı bir günün bile yaşanmadığı, 'İsrail medyasında Suriye dönemi' olarak adlandırılabilecek bir zamanda gerçekleşti.

Birçok gözlemci Suriye'nin İsrail'le resmi olarak savaş durumunda olmasına ve geçen on yıl boyunca Golan Tepeleri'yle ilgili sakin bir dönem olmasına rağmen Suriye hakkındaki açıklamaların özellikle neden bu dönemde yapıldığı soruyor. İsrail'de gerçekleşecek bir savaş hakkında konuşmanın İsrail'in Lübnan savaşındaki yenilgisini hala tartışan bazı farklı sesleri daha fazla bastırmak için yapıldığını varsayan kimi görüşler var. Bu görüşün temeli İsrail'in farklı sesleri bastırmak için savaş tam tamlarını çalma geleneğine dayanıyor. Diğer yandan; bu görüş doğru olsun veya olmasın, yakın gelecekte beklenen bir çözümün olmamasının -özellikle de Amerika Birleşik Devletleri'nin İran'a yönelttiği tehditler ve böylesi bir savaşın tüm bölgedeki potansiyel tehlikesini de dikkate alınca- bölgeyi daha fazla şiddet ve belirsizliğe sürüklediği gözardı edilemez.

Bazı gözlemciler, Beşar Esad Suriye'nin işgal altındaki Golan bölgesini geri almak için sonsuza kadar bekleyemeyeceğini beyan ettiğinde, Esad'ın İsrail'e 'ne savaş ne barış' durumunun devam etmesi durumunda Suriye'nin haklarını almak için her türlü seçeneği değerlendireceği konusunda açık bir mesaj gönderdiğini varsayıyor. Bu görüş, analizini üç faktör üzerine temellendiriyor.

Birinci görüş, Suriye'nin İsrail'in Golan Tepeleri'ni barışçıl bir şekilde geri vermeye hazır olmadığını konusunda ikna olduğu görüşü. İsrail'in siyasi düşünce biçiminde bazı değişiklikler olduğunu belirten hiçbir gösterge yok. Suriye'nin görüşüne göre, İsrail'in Suriye Hizbullah'a verdiği desteği ve İran'la görüşmeleri kesmeli koşulları İsrail'in Suriye'yle görüşme yürütmek istemediğinin açık mesajıdır. Suriye'nin durumu, geleceğe yönelik yapılacak her türlü görüşme işgal altındaki tüm Suriye bölgesinden ziyade pratik konular üzerine olmalı açıklamasını yapan Dışişleri Bakanı El Muallim tarafından netleştirildi.

İkinci faktör, Suriyeliler İsrail Başbakanı Ehud Olmert'in önemli konularda kararlar almak için çok güçsüz olduğuna kanaat getirdi. Golan Tepeleri'nden çekilme görüşmeleri birincil olarak ABD'nin elinde bulunuyor. Bu görüşe göre bazı politika analizcileri Suriye'nin İsrail'den ziyade onun patronu Washington'la görüşmeyi daha fazla istediğini düşünüyor.

Üçüncü faktör, geçen yıl gerçekleşen ve Hizbullah'ın İsrail'e önemli pratik ve moral kaybı yaşatmada başarılı olduğu temmuz savaşından Suriye'nin çıkardığı derslerdir. Suriye'yi sınırlı ancak hesaplanmış bir savaşı göz önünde tutmaya cesaretlendirebilecek bu olay durgun suya taş atmak gibi bir şey olabilir. Diğer yandan İsrail'in bu konuyu çok fazla konuşmasına rağmen Şam yönetimi konuyla ilgili çok az açıklama yaptı. Dışişleri Bakanı savaşla ilgili her türlü Suriye görüşünü yalanladı. Fakat işgal altındaki bölgeleri barışçıl yollarla geri alma konusunda hiçbir umudun kalmaması durumunda belirli bir dönem için güç kullanabileceği düşüncesi olduğuna dair Suriye tarafının birçok iması var.

Irak sorunu ve Suriye'nin anti-ABD politikaları sebebiyle kendisi üzerinde baskı uygulayan bir mekanizma olarak gördüğü uluslararası mahkeme gibi bölgesel başka sorunlar da bulunuyor ve bunların etkilerinin ne olacağı şu anda belli değil. Son zamanlarda; Suriye'nin Avrupa tarafından izole edildiği dönemde, zorlu zamanı geçtiğine inandığına dair bazı göstergeler bulunuyor. Avrupa yetkililerinin çeşitli ziyaretleri Suriye'de ülkenin bölgedeki rolünün önemi olarak değerlendiriliyor. Belki de bu değerlendirme, Suriye'nin kendi konumuna olan güvenindeki artışı açıklayabilir. Suriye Cumhurbaşkanı Yardımcısı birçok defa Suriye'nin İsrail saldırılarına karşı kendisini savunacağını açıkladı.

İsrailli siyasetçilerin Suriye'yle ilgili neyi gizledikleri hala bilinmiyor. Ancak, Kuzey sınırında bir savaş başlaması durumunda geçen yıl Hizbullah'la gerçekleştirilen temmuz savaşının yaşanacak Suriye savaşı yanında hiçbir önemi olmayacağını tahmin etmek zor değil. Bu sebeple, kaybın 'savaştan kimin pişman olacağı?' sorusunu tartışmaya açan sadece Suriye tarafında olmayacağını da düşünürsek, geleneksel zafer kavramının artık geçerli olmadığı kesin bir dille ifade edilebilir.


Dr. Salim Nazzal
Filistin kökenli Norveçli tarihçi. Çeviren: Osman İşçi