Sırp parlamentosu az oy farkıyla Srebrenitsa hakkında bir tasarıyı kabul etti. Bunun uzun ve zorlu bir mücadele olduğu açık; başarıya ulaşması 15 sene aldı. Tasarı metninde şu ifade yer alıyor: “Sırbistan parlamentosu Temmuz 1995’te Srebrenitsa’nın Bosnalı Müslüman nüfusuna karşı işlenen suçu kuvvetle kınar.”
Ayrıca “Trajediyi önlemek için yeterince çaba gösterilmedi” diyerek, üstü kapalı şekilde de olsa, kurbanların ailelerinden de resmen özür diliyor.

Srebrenitsa’da ne olduğunu hatırlayalım: Yaklaşık 15 yıl önce, 13 Temmuz 1995’te, Sırbistan Cumhuriyeti ordusu, General Ratko Mladiç’in komuta ettiği ve Sırbistan’ın kontrolü altındaki Yugoslav güçleriyle birlikte, bir haftadan az bir zaman zarfında çoğunluğu sivil, 8 bine yakın Bosnalı Müslüman erkeği infaz etti. Eski Yugoslavya için Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesi’ndeki (ICTY) davada Mladiç’in yardımcı komutanı Radislav Krstiç soykırımla yargılandı ve 46 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

Srebrenitsa, 6 milyon Yahudi’nin imha edilmesinden sonra bile Avrupa’da soykırım yapılmasının mümkün olduğunun kanıtıydı. Bunun yanı sıra şunu da hatırlayalım: Soykırım öldürülen insan sayısına göre değil, esasen belli bir etnik grubu veya ulusu ortadan kaldırma niyetiyle tanımlanıyor. Bu tasarının kabul edilmesi iyi; bunun
en önemli sebebiyse, eski devlet başkanı Slobodan Miloşeviç’den bu yana Sırbistan, Bosna savaşında dahli olduğunu ve bu katliamın sorumluluğunu her daim kuvvetle inkâr etti. Dahası Sırplar, soykırım şöyle dursun katliamın gerçekleştiğini bile reddetti: Belgrad Üniversitesi’ndeki hukuk fakültesi öğrencileri daha birkaç yıl önce
bunu iddia ediyordu.

Fakat şimdi, Sırbistan 8 bin Boşnak’ın öldürüldüğü gerçeğini ve katliamdaki sorumluluğunu resmen kabul ediyor. Bir katarsis sayılmasa da, bu belge artık inkâra yer bırakmıyor. Ancak tasarı Srebrenitsa’daki katliamın, Uluslararası Adalet Divanı’nın tanımladığı üzere bir soykırım eylemi olduğunu kabul etmiyor. Kurbanların yakınları da tasarıyı samimi bir pişmanlık jesti değil, AB üyeliğini kolaylaştırmak için ortaya atılmış siyasi bir karar olarak görüyor. Tasarı yarım yamalak bir ödün gibi yorumlanıyor, çünkü kilit savaş suçu zanlısı Mladiç hâlâ firarda ve Sırbistan onu Lahey’e teslim etmeye yanaşmıyor.

Sıra Mladiç’e geldi
Tasarının siyasi iradenin zorlamasıyla kabul edildiği ve resmi bir nitelik taşıdığı açık. Fakat bu meselenin üstesinden gelmek yönündeki siyasi irade son derece önemli ve Sırbistan parlamentosu bundan dolayı övgüyü hak ediyor. Siyasi irade, Balkanlar’daki meseleleri çözmek açısından hâlâ kilit önemde.

Tasarının önemini tek bir cümleyle özetlemek gerekirse, şu denebilir: İyi, fakat yeterli değil. Fakat değerini anlamak için Türklere ve onların Ermeni soykırımını tanımak konusunda uzun yıllardır yaşadığı sorunlara bakmak gerek. Öte yandan müttefiklerin Almanya’ya dayattığı başarılı Nazizm’den arındırma sürecinin yıllar değil, on yıllar aldığını da hatırlamakta fayda var. Srebrenitsa kararı temkinli bir iyimserlikle karşılanmalı, fakat Sırbistan’ın bundan sonraki hayati adımı Mladiç’in teslim edilmesi olacak. (31 Mart 2010)

Kaynak: Radikal