Tabii ki senin müthiş aklın;
Tek Kişilik 1 Akıl değil.
Zaten: mühim olan tek kişilik bir aklının olmaması.
Bu memlekette bi akıl, hatta yarım, çeyrek, yüzde 10 'akıl' (yüzde 90 akılsızlık hali yani) cümlemize yeter. Kanaat yapıcılarımıza; haydi haydi.
Okuyun bakın köşeleri: tek bi aklın eseri ezici çoğunluğu. Bir satır orijinal kelam etmeyen/edemeyen/edecek lafı olmayan akıllar, ennn üstün kalemler.
En konforlu, en rağbet gören Genelgeçer Medyalama'da; hep bu yüzde 10 akıllar, onların üslupsuz/temposuz/renksiz/şahsiyetsiz kalemleri.
Yani hem yüzde 10'luk kolektif bir akımdan (isterseniz Sokum Akıl, diyelim) nasibini alacaksın. Bütün fikirlerini; üstelik otuz kırk elli yıldır-
Basit kafanın kompozisyonlama ödevi de basit olur- en güzeli, saygıdeğeri de budur
Bu Sokum Akıl Diyarları'nda.
Hep birlikte; Aynı Koro Yazılar her gün tedavülde.
En beğenilen hep Aynı Koronun Liderleri.
Sonra Koro; başka bir marşa geçerse yani Sokum Akıl, Yüzde 10 Akıl Diyarı'nda, hep birlikte yeni bir marşa geçeceksin.
Onlarca yıldır bıkmadan usanmadan, en vahimi: utanmadan yaptığın Askeriye Yağdanlığı'nda 'E, artık ÇOK olmadı mı paşam?'a geçeceksin cümleten. Diyelim.
Hem: cümleten geçtiğin için yine/yeniden Kalabalığın/Yüzde 10'luk Sokum Aklın haklılığıyla donatacaksın kendini. Fincancı Katırları'nı ürkütmemiş olacaksın. Başın kat'i surette derde girmeyecek.
Hem de: yeniden en sağlamcı pozisyonu alacaksın.
O biteviye koronla, sıradanın bayağısı takım arkadaşlarınla ve onların birörnek (renksiz, üslupsuz, şahsiyetsiz) kompozisyonlama vazifeleri ile birlikte.
Üstelik yeni pozisyonun nedeniyle alkışa tutulacaksın: Zira SEN DAHİ gördün! Sen bile (ey Maymun!) gözünü açtın.
Üstelik sen güçlü bir maymunsun.
Gep gep geğiren habire bir maymunsun. Her yerde.
Sen Çoğunluk (Sokum) Aklın en has temsilcisisin. En katıksız rezilsin. Utanmaktan utanmayıp bunu 'prensip' (gepgepgep) 'ben yapınca' (gepgepgep) diye gazlayansın.
Sen Ortalamasın. Yüzde 10'sun.
Sen suya götürüp senin elinden illa susuz kalmak isteyen gerizekâlıları; on yıllardır yirmi-otuz-kırk yıllardır susuz getirensin.
Şimdi yeni bi marşa geçtin diye 'Olmadı ama paşam; yakıştı mı?' marşına, birtakım kendini zart zanneden, zurt zanneden, alternatif zanneden, taraf zanneden Güç Bağımlıları esasında: büyük bir coşkuyla alkışlayacaklar seni. İyi mi?
'Yaşa! Nurol! Bak o BİLE doğruyu söyledi sonunda' diye sevindiriklenirken, esasında tam da senin Sokum Modeli'yle onca on yıldır yaptığını yapacaklar:
Güce tapacaklar! Senin gücünün, popülerliğinden kaynaklı gücünün önünde bir soytarının denetimsiz coşkusuyla eğilecekler. Sana HAK VERMENİN memnuniyetiyle kendilerinden geçecekler.
Ve olmayan akıllarından, en başta.
Nasıl sen onca on yıldır Güçlü'ye hak verirken;
ara ara eleştirir gibi filan yapıp sonunda secde edercesine hak verirken: güce sürtündüysen-
Kendine güç ithaf ettiysen, güce bitmeyen yağdanlığın esnasında-
Kendini senin Karşı Taraf'ın olarak konumlamış zayıf tabiatlı Tavşan Dışkıları da şimdi aynı yöntemle, Senin Gücü'ne sürtünecekler.
Demek ikiniz de aynı taraftaymışsınız.
Demek ikiniz de güç hastasıymışsınız.
Sen Güçlü'nün hastasıyken doğru yoldaydın.
Şimdi "Güçlü'yü az biraz eleştirmenin zamanıdır" numerolarına yatarken de doğru yoldasın.
Sen hep Hakikatin Yüzde 10'unun yolundasın.
Hakikat'e herrr satışından verdiğin yüzde 10'un; seni, Hakikatsever+Hakikatçi+Hakikatli yaptığı illüzyonu üstüne kurduğun oyunun, Bu Topraklar'ın en sevgili/en tapılası oyunu zira.
Herkesin oyunu bu.
Sokum Akıl Toprakları'nda herkesin oyununun BU olduğunu, bak son canalıcı hamlenle ispat ettin.
Birden 'eleştirel' kesiliverdin.
Çünkü sen Hakikat'in yanındasın. Sen kodun mu oturtursun. Sen feci dürüst bir adamsın. Nerde tak orda bırak'sın. Yerse'sin sen. Yemezse: jarse'sin.
İşte bu kof oyunun, kendine dair bu sahte+sahteci+sahtekâr oyunun Karşı Taraf'ında
yer aldığını zanneden Az Güçlüleri de feci etkilemiş demek ki.
Senin feci gücünün karşısında, yanına koşukoşuverdiler.
"Bizi de al yanına Aslan Sokum Amca!" yapıverdiler.
Davullar ve zurnalarla, senin Hakikatin Yüzde 10'una verdiğin sözümona payeyi kutlamaya giriştiler.
"Bak doğruyu söylüyormuşuz! O BİLE bize hak veriyorsa" sevindirikliğiyle seni göklerine çektiler.
Onlar da güç bağımlısıymış.
Onlar da senin kadar hanutçuymuş, yüzde 10'cuymuş.
Ama onlar senin kadar palazlanamamışlar. 'Popülerleşememişler.' Meğer dertleri buymuş!
Popülere sürtünme fırsatını, senin ilk 'mantıklı bir çıkış' kisvesi altında yaptığın sözümona eleştirellikte, pabuçları kıçlarına değerek yanına koşup sana sürtünme fırsatını kaçırmadılar.
Kaçıramadılar.
Bu memleket AYNI Sokum Kadar Aklın paylaşımı esası üstüne kurulu.
Onlar da seni kutlamakla, gönderlerine çekmekle kalmadılar, senin paylaştıkça artan Sokum Aklından paylarını da kapmış oldular.
Aferin onlara!
Paylaştıkça artıyor bu Sokum Akıl.
Bu Sonsuz Riya.
Kaynak: Radikal