Köln'den dönerken, 'Rohingya Krizi ve Çözüm Yolları' başlıklı Arakan Konferansı'nda aldığım notlara bakıyorum... Çeşitli konuşmaların yanında 4 ayrı panelin yapıldığı programda 12 sahife not almışım. Sahifelerde gözyaşı var idiyse de, kurumuş...
Köln'deki uluslararası toplantıda Arakan'daki trajedi ile ilgili olarak dile getirilenlerin hepsini değilse de önemli olanları aktarmak gerek.
Dünya üzerinde 65 milyon yerinden edilmiş insan var ve bunlardan 22.5 milyonu mülteci. Yani yurtlarından uzakta yaşamaya mecbur haldeler.
21. Yüzyıl'da ve hele de BM Güvenlik Konseyi ve buna ilaveten dünyaya nizamat vermeye meraklı güçlü ülkeler varken, nasıl olup ta böyle olabildiği, ciddi bir mesele.
Burnumuzun dibinde 600 binden fazla insanın hayatını kaybedip, milyonlarcasının mülteci olduğu ve 3.5 milyonuna yakınını misafir ettiğimiz Suriye örneği var. Yakınımızda ve uzağımızda başka örnekler de var tabii. Fakat Arakan çok başka...
Myanmar'daki Müslümanlar, tarih boyunca çok sıkıntı çekmişler. Ama son bir senede yaşadıkları, tam bir trajedi. Köln'deki toplantıda konuşmacılardan birisinin dediği gibi: Şekspir (Shakespeare) yaşıyor olsaydı, mutlaka Arakan Trajedisini yazardı!..
Hasene Yardımlaşma Derneği'nin Köln'deki toplantısında verilen rakamlara göre Ağustos 2017'den beri 750 binden fazla Arakanlı (Rohingyalı) Müslümanın Bangladeş'e sığındığı süreçte en az 100 bin kişi hayatını kaybetmiş durumda.
100 binin üzerinde kadına da vahşice tecavüz eden alçakların, bebekleri annelerinin gözleri önünde duvara çarparak öldürmeleri gibi ayrıntılar, vahşetin boyutlarını gösteriyor.
Olayların BM tarafından Kofi Annan'a hazırlatılan Arakan Raporu açıklandıktan bir gün sonra başlaması yanında, BM'nin olup bitenleri seyretmesi de manidar...
Tereddüt yok!..
Myanmar, siviller tarafından yönetiliyormuş gibi gözükse de, askerlerin yönettiği bir ülke. Askerler, ülke ekonomisi üzerinde nerdeyse tek söz sahibi ve bu güçlerini kaybetmemek için de, her türlü tedbiri almış durumdalar.
Irkçılık ve Budizm temelinden hareket eden askerler, 50 yıldan beri Müslümanları ülkeden kovuyor, arada geri gelmelerine müsaade etseler de, tekrar kovuyorlar.
Hint Okyanusu'na bağlanan enerji hatlarının Müslümanların bölgesinden geçmesi ile artan ekonomik önem, Tehcirin ağırlıklı sebeplerinden.
Esas mesele, Myanmar'ın zulüm ve katliamlarına uluslararası kuruluşların ve ülke üzerinde söz sahibi olabilecek ülkelerin ses çıkarmayışları. Uzmanlar, askerlerin Myanmar'a baskı uygulayabilecek çevrelerle menfaat temelli işbirlikleri kurduklarını vurguluyorlar…
Bir vatandaşlarının burnunun kanamasına tahammülü olmayan Batılıların, Müslümanlardan on bin, hatta yüz binlerin ölümüne göz yumabildikleri, malum.
Dünyanın gözleri önünde yaşanan Arakan trajedisi konusunda, bir şeyler yapmak yerine, yapıyormuş gibi davranmayı tercih etmeleri de bunun göstergesi..
Yazının tamamını okumak için