Rus polisinin hafta sonu yapılan gösterileri şiddete başvurarak bastırması, Kremlin'in 'otorite iştahı'na yoruldu. Fakat, polisin güç kullanmasının asıl nedeni, Putin'in hâlâ kendine güvenmemesi ve paranoyaklığıydı.
Bu hafta sonu Moskova ve St. Petersburg'da yaşanan sahneler eski bir dönemi hatırlatıyordu. Öfkeli polisler, göstericilere cop ve yumruklarla girişti. Hastaneler yaralılarla doldu taştı; tutuklu sayısı üç basamaklıydı. Ve sonuçlar iç karartıcı biçimde önceden tahmin edilebilir türdendi: Sadece yarılmış kafalar ve morarmış kollar değil, Batı dünyasında 'Büyük ve kötü Putin'in Rus tarzı otorite iştahını kınayan manşetler...
Peki o zaman bunu neden yapıyorlar? Rus yetkililerden söz ediyorum, göstericilerden değil; zira onlara daha sonra geleceğiz. Yetkililer bunu yapıyor çünkü, Rusya'da yönetici kesimin her seviyesinde neredeyse Çin'i yöneten Politbüro'daki kadar bir düzensizlik paranayosı var. Çin'deki gibi, Kremlin gücünü kaybetmekten çok sivil karışıklıklıktan korkuyor. Bu korku da yetkililer arasında yukarıdan aşağıya doğru ilerliyor. Düzensizlik, hiçbir yetkilinin önünü açmakla suçlanmak istemeyeceği büyük tehdit; özellikle de Ukrayna'daki Turuncu Devrim sonrasında ve meclis ve başkanlık seçimleri yaklaşırken.
Zayıflar güçlü görünmek ister
İkinci olarak, bunu yapıyorlar çünkü daha incelikli bir yöntemden haberdar değiller. Aslında, 'topluluk kontrolü' son iki nesilde epey ilerleme kat etti. ABD'deki Kent State Üniversitesi'nde 1970'de yapılan savaş karşıtı gösteriyi hatırlayın; dört öğrenci vurularak öldürülmüştü. Veya, Britanya askerlerinin 13 kişiyi öldürdüğü Kanlı Pazar'ı... Tiananmen Meydanı'nı hatırlayın, ölü sayısı hâlâ bilinmiyor; ve protestolar artık tank ve kurşunlar yerine cop ve tazyikli suyla bastırıldığı için minnettar olun. Bundan bir sonraki aşama, protestoyu sadece hafif bir polis varlığıyla kontrol etmek; bu da, Rusya'nın henüz öncelik olarak görmediği, eğitimli polislerle siyasi istekliliğin bir tür bileşimini gerektiriyor.
Üçüncüsü, bunu yapıyorlar çünkü zayıf görünmek istemiyorlar. Sebep de Batı'da çoğu kişinin inandığı gibi Putin'in Rusya'yı daha da sertçe yönetmek istemesi değil. Asıl sebep şu: Kremlin'e göre, kanunlar da dahil olmak üzere merkezi otoritenin hâlâ ulaşamadığı yerler var. Yedi yıllık başkanlığına, enerji kaynaklı kalkınma patlamasına ve yüzde 70'lik halk desteğine rağmen, Putin aslında hâlâ zayıf. Güçlü liderler ve istikrarlı yönetimler meydan okumaları kaldırabilir; zayıf liderlerse iktidarları boyunca her şeyi güçlü görünmek için yapar. Putin'in sözde otoriterliğinin de sırrı bu.
Sonuncusu, Rus yetkililer bu hafta sonundaki gibi davranıyor çünkü onlara göre ulusal çıkarlar imaja dair endişelerden daha öncelikli. Onlara tabii ki dünya tarafından nasıl görüldüklerine daha fazla dikkat etmeleri gerektiği söyleniyor. Fakat, bu aslında Guantanamo, CIA'in gizli işkence merkezleri ve çifte standartlar konusunda sert karşılıklar verebilmelerinden önceydi. Moskova ve St. Petersburg'da bu haftasonu sergilenen haydutluğun Putin'in Rusya'sıyla ilgili her türlü önyargıyı doğrulaması, Kremlin tarafından tali hasar olarak görülecektir; talihsiz ama kaçınılmaz.
Bu noktada göstericilere geliyoruz. Rusya dışında çoğu kişi ifade özgürlüğünü medeni ve demokratik bir toplumun önkoşulu sayar. Fakat, bugün Rusya'da herkes bu görüşü paylaşmıyor. 20 yıllık siyasi karışıklığın yumruğunu yemiş ve 1990'ların 'doğal seleksiyon' tarzı ekonomik rekabeti yüzünden iflas etmiş çoğu Rus, özgürlüğü riskli, olumsuz ve çıkarlarına uygun olmayan bir şey gibi görüyor. Bu bakış açısı da, yüzünü Batı'ya dönen grubun hayatını zorlaştırıyor ve bu durum muhtemelen uzun yıllar boyu sürecek. Bu tür 'muhaliflerin yürüyüşleri'ne buna rağmen katılmaya hazır insanların varlığıysa olumlu, 'başka bir Rusya'nın bulunduğunu gösteren bir işaret. Fakat, protestoları düzenleyenlerin amaçları da incelenmeli.
Kasparov Kremlin'i köşeye sıkıştırdı
Gösterilerin lideri Gary Kasparov, Rusya'da olduğu kadar Batı'da da ünlü. Fakat protestolar, özgürlüğü savunurken rejime karşı çıkmanın ötesine geçemedi. Sadece özgürlük ateşini canlı tutmayı görev bilen entelektüelleri değil, sol ve sağdan aşırılık yanlılarını da bir araya getirdi. Kasparov, Batı'da çektiği ilgiyle ve izin verilen yöntemin dışına çıkarak yetkilileri köşeye sıkıştırdı. Ya bir şey yapmayıp zayıf görüneceklerdi ya da alışılagelmiş duygusuz tavırlarıyla gösteriyi bastıracaklardı. Kasparov ne yaptığını biliyordu.
Kendine daha fazla güvenen bir rejim, göstericileri gerektiği gibi kendi hallerine bırakarak bizi şaşırtabilirdi. Kasparov taraftarları, çeşitli çevrelerden gelseler de hâlâ küçük bir grup; Putin'inse halk desteği epey fazla ve bir daha seçilemez. Fakat imaj iki taraflı bir kavramdır; Rusya pek tabii ki kendisini diğerlerinin gördüğü gibi görmeye biraz daha çabalamaktan yarar sağlar. Fakat biz de, Rusya'nın Kremlin'den nasıl göründüğünü anlamaya çalışmalıyız.