Rusya'nın inşa edeceği Türkiye'nin ilk nükleer santralinde takvim işliyor. Mersin-Akkuyu'daki inşaat 2013'te başlayacak. İnşaat proje uygulama şirketlerinin kayıtlarının yapılması ve diğer konuların ele alınması amacıyla yüksek düzeyli bir Rus heyetinin dün bu yazıyı yazdığımız saatlerde İstanbul'a gelmesi bekleniyordu.
Mersin-Akkuyu, Rusya'nın son dönemde kazandığı önemli bir nükleer ihale sayesinde gerçekleşecek. Şüphesiz bu Rusya'nın son ihalesi de olmayacak. Bunu başkaları da takip edecek. Nitekim, Rusya ihalesi 2012'de sonuçlandırılacak olan Çek Cumhuriyeti'ndeki Temelin Nükleer Santrali'nin 2 yeni reaktörü için de teklif vermeye hazırlanıyor. Rusya 8 milyar doları bulan bu ihalede Çek Skoda grubu ile birlikte Amerikan Westinghouse ve Fransız Areva şirketleri ile yarışacak.
Teklifi başarılı olursa bu Rusya'nın AB içinde yapacağı ikinci nükleer santrali olacak. Birincisi malum, Bulgaristan'da Belene'de inşa etmekte olduğu nispeten küçük çaplı nükleer reaktör.
Esasen Rusya bugün dünyanın dört bir köşesinde nükleer tesis ve rektörler inşa ediyor (İran-Hindistan-Çin gibi), yenileri için teklifler veriyor, büyük çabalar gösteriyor. Bu bapta en son Venezuela'daki nükleer santral için Chavez yönetimi ile anlaşmıştı.
Rusya, ayrıca kendi ülkesinde de büyük ve kapsamlı bir sivil nükleer tesis inşa etme programı da uyguluyor. Bugün Rusya'da çalışan ve elektrik üreten 31 nükleer tesis bulunuyor. Halen inşa halinde olan 9 tesise ilaveten 7 planlanmış, 37 de karar bekleyen nükleer tesis söz konusu. Rusya bu programıyla bugün toplam enerji ihtiyacının yaklaşık yüzde 17'sini üreten bu tesislerin sayısını artırarak toplam enerji ihtiyacının yüzde 23'ünü 2020 yılına kadar nükleer enerjiden sağlamayı amaçlıyor.
Kısacası, Rusya hem ülke içinde ve hem de dışında fazla fark edilmeyen önemli nükleer hamleler yapıyor, nükleer enerjide, nükleer teknolojide, tesislerde ve bunların ihracatında büyük rol oynama gayretine girmiş bulunuyor.
Rusya bu konularda dünyanın önemli nükleer güçleriyle de yakın işbirliği arayışlarını da kararlılıkla sürdürüyor. Nitekim, bu çerçevede en son olarak Amerika ile çok önemli bir nükleer işbirliği anlaşmasını hayata geçirmiş bulunuyor. Bu anlaşma eski Başkan Bush'un savunduğu; ama 2008 Rusya-Gürcistan Savaşı sonrası askıya alınan kapsamlı ve Rusya'ya büyük avantajlar sağlayan bir anlaşma. Obama yönetimi uzun süre askıda kalan bu anlaşmaya karşı çıkmayarak ve Kongre'nin sessiz kalmasını sağlayarak bu anlaşmanın hayata geçmesine izin vermiş bulunuyor geçen hafta.
Anlaşma, özde Rusya ile Amerika arasındaki nükleer işbirliğinde var olan sınırlamaları büyük ölçüde kaldırıyor, ticarî nükleer ilişkilerin, teknoloji transferlerinin ve ortak araştırma-geliştirme çalışmalarının artırılması, genişletilmesi ve güçlendirilmesine büyük imkânlar sağlıyor, yeni ufuklar açıyor. Ayrıca, Rusya'nın Amerika'nın dışarıda yaptığı nükleer tesislerinden çıkan kullanılmış yakıtları ithaline, depolamasına ve muhtemelen yeniden işleme tabi tutmasına, böylece bunları yeniden değerlendirmesine de izin veriyor. Bu şüphesiz Rusya'ya büyük avantajlar sağlıyor. Uzmanlar, bu hususun ileride hem Amerikan reaktörlerinin ve hem de Japon ve Güney Kore reaktörlerinden ortaya çıkan kullanılmış yakıtların Rusya'da depolanmasına ve yeniden değerlendirilmelerine yol açabileceğini bugünden söylüyorlar.
Rusya, Amerika ile böylesine önemli bir nükleer işbirliğine girmeye hazırlanırken elbette nükleer pazarda önemli bir paya sahip olan Avrupa'yı hiç ihmal etmiyor. Halen Fransız Areva şirketi ile ortaklaşa olarak Avrupa'nın nükleer yakıtının önemli bir miktarını sağlayan Rusya bundan böyle bu pazara kendisi, bağımsız olarak girmeyi de planlıyor.
Esasen Rusya, bugün global yakıt pazarının yüzde 17'sine hakim durumda; 2025'te bunu yüzde 25'e çıkarmayı planlıyor. Uranyum zenginleştirmede de Rusya çok önemli bir güç. Bugün global payı yüzde 40 civarında. Bu yüzde de kendi ihtiyacının çok üstünde. Bu yüzden bunun önemli bölümünü ihracat olarak kullanmaya çalışıyor.
Rusya'nın sivil nükleer hamle ve gayretleri işte burada kısaca anlattığım çerçeve ve minvalde yürüyor. Rusya sivil nükleer güç ve yetenek bakımından liderliğe oynuyor kısacası. Bu gerçeğin bugünden farkında olmak da gerekiyor...
Zaman