Alexis de Tocqueville yıllar önce Rusya ve ABD için büyük bir gelecek kehanetinde bulunmuştu. İki ülke bugüne dek bu kehaneti tek başına kanıtlamaya kalkıştı ama tarihin bu dönüm noktasında birlikte çalışmalıyız. Rusya, Obama yönetimiyle G-20 zirvesinde ortaklık başlatmaya hazır.
Geçen yıl sonunda ortaya çıkan manzaraya bakıldığında Rusya-Amerika ilişkilerine dair kötümser değerlendirmelere itiraz etmek zor. Önceki ABD yönetiminin planları nedeniyle (özellikle Doğu Avrupa'ya füze savunma sistemi konuşlandırılması, NATO'nun sınırlarını doğuya doğru genişletme çabaları ve Avrupa'daki Konvansiyonel Silahlı Güçler Anlaşması'nın onayının reddedilmesi) ilişkiler ne yazık ki gerildi. Bütün bu planlar Rusya'nın çıkarlarına zarar verir ve uygulanmaları halinde bizim tarafımızdan kaçınılmaz olarak karşılık verilmesini gerektirir nitelikte.
Ekonomide öncülük edebiliriz
İyi ilişkilerin önündeki bu engellerin kaldırılmasının ülkelerimizin ve dünyanın yararına olacağına inanıyorum. Bu da ortak çabaları gerektiriyor. Başkan Barack Obama'yla yaptığımız mektup alışverişi, iki tarafın pragmatik ve ticareti gözeten bir tarzda olgun ikili ilişkiler inşa etmeye hazır olduğunu gösterdi. 'Yol haritamız' da var: İki ülkenin 2008'de Soçi'de imzaladığı Stratejik Çerçeve Deklarasyonu.
Olası işbirliği alanları saymakla bitmez. Sözgelimi silahsızlanma sürecini devam ettirmenin acil önceliğimiz olması gerektiği konusunda Obama'yla hemfikirim. Tek taraflı bir tutumla güvenliği sağlama isteği tehlikeli bir yanılsama. Washington'daki yeni muhataplarımızın bunun farkında olmasından cesaret alıyorum.
Görünen o ki, Afganistan'ın yüz yüze olduğu sorunlara bütün etkili aktörlerin katılımıyla ortak çözüm aranması gereğinin hepimiz farkındayız. Bu ruhla Moskova, Şangay İşbirliği Örgütü'nün himayesinde geniş zeminli bir Afganistan konferansına ev sahipliği yaptı. ABD'nin Hollanda'da bir BM konferansı toplama girişimini de memnuniyetle karşılıyoruz. Rusya ve ABD'nin bu konferansları rakip yerine karşılıklı güçlendirici fırsat olarak görmesi kritik önemde.
Ne Rusya ne de ABD ilişkilerimizde başıboşluğa ve boşvermişliğe tahammül edebilir. Kasımda Washington'da güven krizini sona erdirme gereği hakkında konuştum. Bir başlangıç mahiyetinde şu konuda fikir birliğine varmalıyız: Aramızdaki menfi mirasın üstesinden gelmek, ancak eşitliği ve karşılıklı yararı sağlamakla, karşılıklı çıkarlarımızı hesaba katmakla mümkün. Bu ilkeler temelinde Obama'yla böyle bir mesaiye hazırım ve G-20 zirvesinde öncesinde Londra'da yapacağımız ilk görüşmede bu mesaiyi hemen başlatmayı umuyorum.
Küresel ekonominin durumu hepimiz için büyük endişe kaynağı. Küresel finans sisteminin sürdürülebilirliğini ancak o sistemin mimarisini karşılıklı olarak bütünleyici hale getirerek ve döviz ve finans merkezlerinden oluşan çeşitlilik içinde bir sisteme dayalı kılmakla sağlayabiliriz. Zirvede Rusya ve ABD, istisnasız tüm taraflara uygulanacak evrensel kurallar ve ilkeler oluşturma çabasına öncülük edebilir. Potansiyel olarak IMF'nin korumasında uluslarüstü bir dünya döviz sistemi başlatmanın uygun olup olmayacağı konusunda ortaklaşa kafa yormalıyız.
İkili ilişkilerde daha fazla yatırım projeleri, şirketler tarafından ortak araştırma ve geliştirme, yüksek teknoloji ürünleri ticaretinin artmasını görmemiz gerekiyor.
Soğuk Savaş'ın sonu ve müteakip küreselleşme ilişkilerimizin jeopolitik bağlamını köklü şekilde değiştirdi ve liderliğin önemini son derece artırdı. Bugün etkili liderlik ortak olmalı, uluslararası toplumun ve büyük devlet gruplarının çıkarları için ortak paydalar bulma arzusu ve yeteneğine dayanmalı. G-20 zirveleri buna yönelik büyük bir adım. Rusya ve ABD'nin dünya meselelerindeki özel sorumluluklarını sürdürürken, dünyaya verebileceği çok şey olduğuna inanıyorum. Bu fırsatlar en çok stratejik istikrar ve nükleer güvenlik meselelerinde göze çarpıyor. Rusya-ABD ilişkilerinin niteliği, büyük ölçüde transatlantik politikaları belirliyor ve bu politikalar, AB, Rusya ve ABD'nin üçlü işbirliğini dayanak noktası olarak kullanabilir.
İşbirliğimizi tekrar başlatma gereği, bir yanıyla son derece heyecanlı birçok âna tanık olunan ilişkilerimizin tarihinden cesaret buluyor: Amerika'nın kalkınmasındaki kritik noktalarda Rusya'nın ABD'ye sağladığı diplomatik destek, faşizme karşı ortak savaşımız ve uluslararası ilişkilerde rahatlama dönemi.
Obama beni derinden etkiledi
Yemin töreni konuşmasında Obama ABD'nin dünyanın geri kalanıyla birlikle değişmesi gerektiğinin farkında olduğunu dile getirdi. Konuşması, ABD'nin sorunlarına yönelik tarafsız değerlendirmeleriyle beni derinden etkiledi. Büyüklüğün doğuştan verilmeyip, kazanılması gerektiğine ben de katılıyorum.
Alexis de Tocqueville iki ulus için büyük bir gelecek kehanetinde bulunmuştu. Bugüne dek iki ülke bu kehanetin doğruluğunu kendisine ve dünyaya, tek başına eyleyerek kanıtlamaya çalıştı. Tarihin bu dönüm noktasında birlikte çalışmamız gerektiğine tüm kalbimle inanıyorum. Dünya Rusya'yla ABD'nin öylece oturup kayıtsız davranmasını değil, küresel politikada güven ve iyi niyet iklimi yaratmak için enerjik adımlar atmasını bekliyor.
Bu beklentileri karşılıksız bırakamayız.
(Rusya Devlet Başkanı, 31 Mart 2009)
Kaynak: Radikal