Roma, Peygamberin niteliklerini betimleyen hat sanatı olan Hilye-yi Şerifi halkın ziyaretine açan ilk Avrupa şehri olmaktadır. Cancelleria Sarayı'nda 3 Ekim'de açılan sergi 19 Ekim'e kadar sürecektir. Osmanlı İmparatorluğu'ndan beş orijinal Hilye Türk sanatçılarının öncülük rolüne şahitlik ederken, geriye kalan yirmi beş Hilye de hat sanatının günümüzdeki gelişimini göstermektedir. Serginin başlığı: ''Aşk-ı Nebi Sanat Olunca''. Merkezi İstanbul'da olan Uluslararası Kültür ve Sanat Derneği (UKSD) ile beraber sergiyi düzenleyen Vatikan nezdinde Türkiye Büyükelçisi Kenan Gürsoy: "Hilyeler, Avrupa dini resim sanatındaki ikonaların da içinde bulunduğu aynı aşkın ifadesidir. Benzer hissin değişik şekillerde ifade edilmesidir" şeklinde açıklamaktadır.

Hat Sanatı

Bu sanatın kökeni, 17. yüzyıldaki hat üstadı Hafız Osman'a dayanmakta ve Kuran'ı esas alan bir aşk sanatını temsil etmektedir. İslam dünyasında yaygın bir deyim şöyle demektedir: "Kur'an Hicaz'da nazil oldu, Mısır'da okundu, İstanbul'da yazıldı" ve bu eserler de bu deyimi onaylar niteliktedir. Peygamberin bedenini betimlemek için değişmez ölçütlere sadık kalan bir birleşim olan Hilye, gerçek anlamda kelimelerle çizilmiş bir resimdir. Hilya da çehre, görüntü ya da karakter anlamına gelmektedir. Geleneksel olarak üst kısımda ya da tam ortada besmelenin yer aldığı baş makambulunur. Hemen altında, yanlarında ilk dört Halifenin ismi bulunan göbek kısmı vardır. Göbek kısmının içinde Peygamberin fiziki betimlemesi mevcuttur; boyu, gözlerinin ve saçlarının rengi, yürüyüş biçimi ve başkalarına karşı tavrı: "Birisine baktığı zaman tüm vücudunu ona doğru çevirirdi". Kuşak kısmında Kuran'dan ayetler ya da hadislerden alıntılar yer alır ve nihai kısım etekte Halife Ali'nin Peygamber tasviri bulunur. Osmanlı dönemine ait olan hilyeler, detaylı bir şekilde yapılandırılmış ve süslenmişlerdir. Bazı çağdaş hilyeler geleneği koruyarak göbek, kuşak ve etek kısımlarının yapısını değiştirmekten kaçınmaktadır, diğer çağdaş eserler ise Ortadoğulu niteliğini kaybetmeden hat sanatını soyut veya figüratif eserler gerçekleştirmek için kullanmaktadır.

Sanat aracılığıyla kültürler arası diyalog

"Sanat ve genel olarak kültür, farklı kültürleri tanıyabilmek için en iyi araçlardır. İtalyanlar ve Türkler karakter olarak birbirlerine çok benziyorlar, coğrafi konum olarak farklı kültürlerle temas etmişler, bunun dışında çok benzer ahlaki bir anlayışa sahipler. Roma'da yaşayarak bu benzerliği gündelik olarak doğrulama fırsatı buluyorum." diyen Büyükelçi: "İtalya ve Türkiye dünya için bir örnek teşkil edebilirler. Bizi geniş ufuklara götüren kalıcı bir dostluk için zamanın uygun olduğunu düşünüyorum. Etik-kültürel temas esastır, farklılık içinde aynı olduğumuzu keşfediyoruz. Hat sanatı gibi bu tip sergiler bunun bir örneğidir. İki farklı formda, hat sanatı ve Katolik İkonografisi, aynı hissi: Aşkı tasvir ediyor" ifadesini kullanmaktadır.

Hilye-yi Şerif sergisine çok eski tespihlerden örnekler de eşlik ediyor. Doğumunun 400. yılını kutlamak amacıyla Unesco'nun 2011 yılını Evliya Çelebi yılı ilan etmesi vesilesiyle, yine Cancelleria Sarayında yakında bir Evliya Çelebi etkinliği de yer alacaktır. 17. yüzyılın Osmanlı yazarı olan Evliya Çelebi, Seyahatname'yi bize miras olarak bırakmıştır. Çelebi'nin gezilerini anlattığı on ciltten oluşan bir seyahat defteri olan Seyahatname, Osmanlı tarihi ve coğrafyasının yeniden yapılandırılması (rekonstrüksiyon) açısından önemli bir belgedir.

İtalyanca'dan çeviren: Cindy Broggini