Vahşi ve yabanıl olana yönelik korkular yıllarca 'mürteci' suçlamaları üzerinden ifade edildi Türkiye'de. Vahşi ve yabanıl olan, oy sandıklarına akan kitlelerdi ve bu nedenle demokrasiye bir dereceye kadar saygı duymak gerekirdi. 

Turhan Selçuk'un Abdülcambaz tiplemesi, yobazca dindarlığıyla ve Şark kurnazlığına yaslanan yayılmacı hamleleriyle, tehditkâr karakalabalık kişisidir.  

"Mahalle baskısı' söylemlerinin provokatif yorumları, karakalabalık kişisine yönelik bilinemezliklerle dolu korkunun bir tecessümüdür de. Yabani olan hayat tarzımızı tehdit etmek üzere bir yerlerde büyümeyi sürdürüyor ve bir gün dağdaki çobanın oyuyla çıkıp gelecek! İş işten geçmeden onu elden ayaktan düşürtmek, gazete manşetlerinin yağmasına maruz bırakmak veya popüler kültürün çarkına yönlendirmek gerek. Gulyabani yoksa da üretilmeli.

Geçtiğimiz günlerde Show TV akşam haberlerinde, Anadolu şehirlerinde mahalle baskısını konu alan bir dizi habere yer verdi. Kayseri'de öğrenci kız, Doğu'dan gelen erkek öğrencilerin kıyafetleri üzerindeki baskısından söz ediyor. Muhabir gençleri konuştururken, Kayseri delikanlısı olarak sunulmaya çalışılan heyecanlı gencin  ille de yanlış bir şeyler yaptığını millete seyrettirme telaşında, delikanlının mahallelerinde bir süre yaşadığını anlattığı şortlu bir adam üzerine kışkırtıcı, tuhaf sorular soruyor: "Şort giyen adama ne yapmak istediniz peki?" şeklinde bir soru soruyor mesela, delikanlı şortlu adam hakkında bu soruyu hak edecek bir açıklama yapmadığı halde.

"Doğu'dan gelen adamlar, kampüsün düzenini bozuyorlar." Kız öğrenci bu yargısını vurguluyor.

Aklıma birkaç yıl önce tanık olduğum bir hadise geliyor. Minübüsteydim, Kadıköy'e gidiyordum. Doğu'dan gelen adam, minübüsteki kızı rahatsız etmiş. Sadece varlığıyla rahatsız etmiş, ona dokunduğunu söyleyemiyor bile. "Ama dokunabilir. Ondan her şey beklenir. Yanıma oturmasın. Maganda!" Adam büzülmüş köşeye, yer yarılsa da içine girse, bunu temenni edermiş gibi bakıyor. İlginçtir, suçlanan kişi değil de ön sıralarda oturan bir adam tepki gösterdi kıza.  "Anadolu'dan gelmek magandalık mı oluyor hanımefendi, şivesi bozuk olunca bu şekilde konuşarak vatandaşlar arasında ayrımcılık yapıyorsunuz!"

Simmel, "günah keçisi yabancı"dan söz eder. Günümüzün hijyenik kentli insanı için de maganda, bütün kötülüklerin gönderildiği bir gulyabani.

Bir Recep İvedik sunuldu ileriye ki, kültürü yalanlayan yayılma süratiyle şehir hayatının düzenini karıştırıyor.

Kim bu adam, nereli ve neyi temsil ettiği sanılıyor? 

Mahalle baskısı söyleminin varsaydığı nice korkunç hikaye ihtimalini tersine çevirmenin, etkisiz hale getirmenin işlevini mi yükleniyor, Recep İvedik? Canavar gerçek hayata adımlarını atmadan,  kahkaha tufanıyla etkisiz hale getiriliyor.

Filmi izlemeye çalıştım, başaramadım. Komik değildi, sadece komik olma iddiası üzerinden oluşmuştu, bunun için de tam olarak tanımlamakta zorlandığı karakterin özelliklerini abartmayı sürdürüyordu. Hiç bir "Hanzo" komik adam bu denli suni olamaz. 

Recep İvedik kötü bir buluş. Filmin izleyici toplaması, tutuyor olması önemli değil benim açımdan. İvedik modern ve Batılı olma, çağdaş uygarlığı temsil etme çabası içindeki empati yoksunu/yalın kat bireyin bilinçaltındaki taşranın niteliklerini gönderdiği bir uzak ada (ya da dağ). Tip olarak epeyce yüzeysel, diğer taraftan hiç incelikli olmayan buluşlarıyla, itici ve sığ.

Aynı zamanda da taşralı insanın büyük şehirde geçirdiği başkalaşımı da gönderebiliriz İvedik tiplemesine: Şark kurnazlığı, köylü kurnazlığıyla karışıyor varoşlarda. Sitelerin, kadim mahallelerin korunaklı düzeni, ekranlardan sızan bir yabanılın modern hayatın nesnelerini tüketmeye dönük iştahıyla tehdit ediliyor.

Şahan Gökbakar'ın canlandırdığı Recep İvedik, 5 milyon civarında izleyici toplamış.   İzlenimlerime göre filmi izleyenler genellikle gençler.

Gençler İvedik'te ne buluyor? Bir kâse muhallebi kıvamındaki çizgi filmlerde, dehşet saçan bilgisayar oyunlarında, her sözü alaycı bir tınıyla ileten internet muhabbetlerinde, çatışma ve şiddete açık futbol maçı seyirlerinde bulamaz oldukları korkuyu, heyecanı, ürpermeyi, alayı, çirkinliği, yabaniliği  mi...

Sanki Recep İvedik izleyicisi gençler, sokağın ürettiği tehlikelerle korkutulmuş apartman çocuklarıdır öncelikle, öyle geliyor bana. Ülke ve dünya olayları karşısında tepki gösterme konusunda da korkutulmuş, esasında hayat yolunda çekingen adımlarla yürümeyi öğrenmiş gençler için Recep İvedik, hiç riske girmeden en ilkel tepkilerin gönderilebileceği bir gövde.  Hantal ve kıllı gövdesiyle bir düzene leke gibi dusuyor. Miting meydanlarını tanımayan, kitap okumaya üşenen, dünyayı bir bilgisayar ekranından izleyen, zihnini beslemeyi boşa vakit harcamak olarak algılayan gençler için, boş bir kahkaha tufanının tetikleyicisi, İvedik.

İnsanı bütün varlığıyla sarsılarak bir bünyesel arınmaya sevkeden, düşündüren, yoran, büyük sıçramaları yaşamaya zorlayan sanat eserlerinin marjinalleştiği bir ara dönemdir bu. Kitlelere ulaşmak için kaba bir mizaha yoğunlaşan sanat etkinlikleri, özellikle de sinema, bu ara dönemin kısırlığını ve kötü mizaha mahkumiyetindeki aczi yansıtıyor. " Bütün coğrafyaları ve her toplumu saran garip bir durağanlık, can sıkıntısı, tekrar eden gündelik hayat, belirsiz ekonomik göstergeler, kitleleri saran depolitizasyon, felsefi arayışın son bulması, dinlere ve büyük anlatılara kayıtsızlık, ahlaki dejenerasyon, sosyal ilişkilerde güvensizlik, kültürel avamileşme, ümmileşme, bireysel bunaltı ve stresin yaygınlaşması…Tüm bu fotoğrafın yansıttığı tanımsız ve isimsiz bir zaman dilimi.." diye tasvir ediyor Ahmet Özcan bu dönemi, Özgürlük Paradoksu isimli yazısında ve ekliyor:

"Böyle dönemlerde insanlar birbirleriyle uğraşır. Soy, sop, etnik köken, kafatası ya da iman ölçümleri öne çıkar. Hayvani içgüdüler egemen olur. Estetik beğeni düzeyi azalır. Güzel sanatlar, resim, mimari eserler ortaya çıkmaz. Müzik gürültüye dönüşür, şiir yazılmaz, edebiyat marjinalleşir. Yaşamak donuklaşmış, insanlığın ruhu adeta kasılmıştır. Hayatın tadı tuzu kalmamış, zaman manasını yitirmiştir."

Recep İvedik 2, Türkiye'den önce Avrupa'da gösterime girecekmiş. Zekice bir tercih bu. (Eğer seyrederse) yabancı düşmanı Avrupa'lı için bu düşmanlığı konusunda paha biçilmez bir onaylanma kaynağı olacaktır, Recep İvedik gövdesinin temsil ettiği içgüdülerine göre yaşayan sakil kişi.