Ankara, bugün önemli bir konuğu ağırlayacak: NATO Genel Sekreteri Danimarkalı Anders Fogh Rasmussen bu konuk.
Rasmussen, başkente çok önemli bir dosya ile geliyor. Bu dosya, NATO'nun önümüzdeki dönemdeki stratejik bakışını belirleyecek olan 'Stratejik Konsept, Doktrin ya da Belge' adlarıyla anılan belge taslağının ve bununla ilgili görüş ve açıklamaların yer aldığı bir belgeler dosyası.
Bu dosyanın ana belgesi olan Stratejik Belge, büyük ölçüde aralarında Türk Büyükelçi Ümit Pamir'in de bulunduğu 12 akil adamdan oluşan yüksek heyetin kaleme aldığı ve Rasmussen'e geçen mayıs ayında sunduğu taslak metin üzerinde yapılan çalışma, tashih, ekleme ve kısaltmalardan meydana geliyor.
Esasen, taslak belgeyi uzun, karışık, muğlak ve cevaplardan çok sorular sormayı tercih eden bir belge olarak değerlendiren Rasmussen, bu taslak üzerinde bizzat kısaltmalar, değişiklikler yaparak bugünkü hali olan 11 sayfaya indirmiş bulunuyor ve böylece metni, üzerinde anlaşılması daha kolay ve net bir belge haline getirmiş bulunuyor.
Rasmussen'in getirdiği dosyada bu taslak metne ilaveten bir de çok gizli bir operasyonel taslak metin olduğu muhakkak. Birkaç yüz sayfayı bulduğu söylenen ve ana Stratejik Belge'ye eklenecek olan bu metin NATO müttefiklerine karşı yapılabilecek klasik, nükleer, terörist, siber ve diğer saldırılara karşı teşkilatın nasıl, ne şekilde ve hangi birimlerle karşılık vereceği gibi önemli hususları ele alıyor, bunları bir politika belgesi haline getirmeyi öngörüyor.
Bu ikinci belge şüphesiz üzerinde nasıl anlaşılırsa anlaşılsın gizli kalacak. Öyle olması da elbette gerekir; zira hasımlara karşı verilebilecek cevapların önceden bilinmemesi, tahmin edilmemesi şart; aksi halde verilecek cevapların başarısı ve sonuçsuz kalması mukadder olur.
Rasmussen'in bugün Türk yetkililerle ele alacağı dosyası işte bunlardan meydana geliyor. Birinci taslak belge oldukça kısa ve sarih bir metin; ikincisi ise gizli kalması gereken operasyonel metin.
Birinci belge olan Stratejik Belge'de nelerin bulunduğu üç aşağı beş yukarı şimdiden belli sayılır ki bunlar genel hükümleri, şartları, konuları ihtiva edecek. Ortak güvenlik, ortak tehditler, kriz yönetimi, üye olmayan ülke ve bölgelerle ilişkiler, füze savunma sistemi, Rusya ile ilişkiler gibi konular olacak bunlar.
Bunlara ilaveten söz konusu taslak belgede bir başka çok önemli konunun da yer alacağı çoktandır söyleniyor. Bu konu, nükleer silahsızlanma konusundaki radikal denilebilecek yeni yaklaşımların benimsenip benimsenmeyeceği üzerinde duracak.
Çeşitli haberlerden, başta Almanya olmak üzere Hollanda, Belçika, Norveç ve Lüksemburg gibi ülkelerin yeni Stratejik Belge'de ittifakın nükleer silahsızlanma konusuna öncelik tanımasını talep ettikleri, bu talep çerçevesinde ittifakın nükleer caydırıcılık konseptinden vazgeçmesini önerdikleri anlaşılıyor. Kısacası, bu ülkeler, çoktandır dillendirdikleri Avrupa kıtasının nükleer silahlardan arındırılması taleplerini bu defa NATO çerçevesinde kuvvetli bir şekilde ifade etmeyi istiyorlar.
Diğer yandan, bu cepheye karşı olan bir cephe de var. Bunlar, anlaşıldığı kadarıyla, Fransa, İngiltere ve Baltık ülkelerinden meydana geliyor. Fransa'nın karşı oluşu şüphesiz kendi nükleer caydırıcı gücünün NATO çerçevesinde ele alınmasını istememesinden, bu konudaki bağımsızlığını koruma güdüsünden kaynaklanıyor. İngiltere'nin durumu ise Fransa'ya benziyor; ama tamamen de öyle değil. Baltık ülkeleri ise Rusya korkusu ve endişesi yüzünden nükleer silahsızlanmaya karşılar.
İttifakın en önemli, en güçlü üyelerinden olan Türkiye'nin de global nükleer silahsızlanma konusunda kararlı olduğu malum. Ancak NATO çerçevesinde bu konuda tam neyi düşünüyor, neyi istiyor, burası o kadar net değil. Bu bakımdan Türkiye'nin NATO çerçevesindeki nükleer silahsızlanma konusuna nasıl baktığı önem taşıyor. Bölgesinde nükleer silah istemeyen; ancak bugüne kadar NATO'nun nükleer silahlarına karşı olduğunu hiç ifade etmeyen Türkiye, acaba bu yeni duruma NATO çerçevesinde nasıl bakıyor, bunu da önümüzdeki dönemde öğreneceğiz herhalde.
Rasmussen'in dosyasının en önemli ve üzerinde çok tartışmalar yaşanacak kısmı bize göre işte bu nükleer silahsızlanma konusu olacak. Bu şimdiden belli sayılır.
Kaynak: Zaman