Orta Asya Türk boyları ve Arapların birleşerek, Çinlileri bozguna uğrattığı 751 Talas Savaşı galibiyeti sonrasında boy boy, kabile kabile Müslüman olan Orta Asya Türk halkları Buhari, Tirmizi, Serahsi, Farabi, Bahâuddin Nakşbent gibi ilim, fikir ve tasavvuf erbabı nice alimler yetiştirdi.
İslami ilimlerin gelişmesi ve yayılmasında, çok büyük emekleri olan bu kıymetli şahsiyetlerin ve Anadolu Türklerinin Atayurdu olan Orta Asya, son bir buçuk asırda yabancı kültürlerin etkisinde kalarak kendi kütür ve kimliğinden uzaklaştı.
Çok farklı boyutlarda gerçekleşen bu menfi yöndeki etkilenmenin Ramazan ve oruç kavramlarına olan bakış ve yaklaşımı da oldukça değiştirdiği muhakkak.
Ramazan ayının başlangıcı ve hilalin görülmesi ile ilgili, her yıl Müslüman ülkeler arasında ihtilaf çıktığı, bir günde ittifak edilemediği herkes tarafından bilinen bir gerçek.
Bu ihtilaflardan sıkılan bir Müslüman ülkenin hükümdarının 'Bu yıl ramazan hiç gelmeyecek' dediği, tebessümle anlatılır.
Kırgız Hanlarından Ormon Han ise, Ramazan ayının yaz mevsimine denk geldiği zamanlarda, halkın oruç tutmasını kolaylaştırmak için din adamlarına orucu kışa ertelemelerini emredermiş.
Şimdilerde ise Ramazan, Orta Asya'ya ve Türk Cumhuriyetlerine neredeyse hiç uğramıyor desek mübalağa etmiş olmayız. Cami, medrese ve ilim yuvalarının dışındaki bölgelerde Ramazan ayı ve oruca dair her hangi bir belirti göremiyorsunuz. Lokantalar, kafeler, barlar, eğlence yerleri açık, içki ve sigara alenen içiliyor.
Sovyetler zamanında fişleme yötemi ile insanların oruç tutmaları engellenmiş. Böylece zamanla oruç ve Ramazan halkların gündeminden çıkmış.
Medyada Ramazan ve oruç yeterince işlenmiyor. İslami basın ise oldukça zayıf. Dini idarelerin bünyesinde ayda veya 15 günde bir çıkan yazı ve sayfa kalitelisi oldukça düşük amatörce hazırlanmış gazetelerin dışında yazılı basın bulunmuyor.
Görsel yayınlar ise, özel kanallara genelde izin verilmemesinden dolayı yok denecek kadar az. Olanlar da yetersiz.
Orta Asya'da Türkmenistan ve Özbekistan'a göre Kazakistan dini medya konusunda daha ılımlı. Kazakistan'da dini idareye bağlı gazetelerin yanında, 'Rahmat Samalı' adında iki ayda bir yayınlanan İslami bir dergi bulunuyor.
Kırgızistan'da üç tane İslami gazete var. Ayda bir yanınlanan bu gazetelerden birisi dini idareye bağlı, diğerleri ise özel kuruluşlar tarafından çıkarılıyor.
Kırgızistan'da yayın hayatını sürdüren sadece bir tane İslami dergi var. Bir özel kuruluş tarafından iki ayda bir çıkarılan 3000 trajlı bu derginin adı 'Ak Başat'. Ülkede ayrıcı 'Eho Manas' adında bir özel televizyon kanalı günde bir saat İslami yayın yapıyor. Hepsi o kadar.
Sovyetler zamanında ayrıca orucun sağlığa zarar verdiği şeklinde yanlış bir kanaat oluşturulmuş. Az bir rahatsızlığı olan oruç tutmuyor veya rahatsız olduğu için tutamadığını söylüyor. Kimileri de işini bahane ediyor.
Öyleyse Türk Cumhuriyetlerin genelinde Ramazan ayı ve oruca olan ilgisizliğin dört önemli sebebi var:
- Komünizmin hâlâ devam eden etkisi,
- Devet kontrolündeki basılı ve görsel medyada Ramazan ve orucun yeterince ele alınmaması, İslami basının olmaması veya yok denecek kadar az olması,
- Yönetimlerin bir takım çekinceleri gerekçe göstererek sivil toplum örgütleri ve özel eğitim kurumlarının faaliyet alanlarını kısıtlamaları,
- Orucun sağlığa zarar verdiği şeklindeki yanlış kanı.
Kısacası Ramazan ve oruç, Türk Cumhuriyetlerin genelinde halklara mâl olan bir kültür olmaktan çok, sadece dindarlar tarafından ifa edilen bir vecibe olarak algılanıyor hale gelmiş.
Orta Asya'da Ramazan ayında oruç tutan-tutmayan herkesin katıldığı iki merasimi mutlaka görmenizi tavsiye ederim. Bunlar kadir gecesi ve bayram namazı.
Kadir gecesinde camilerin avluları bile dolup taşıyor. Bayram namazında ise camileri ve şehir meydanlarını dolduran cemaatin o muhteşem heybet ve güzelliği gerçekten görülmeye değer.
İftar çadırları
Türkiye'de artık vazgeçilmez bir gelenek haline gelen iftar çadırları coşkusu, geçen Ramazandan bu yana Orta Asya ve Türk Cumhuriyetleri'nde de başladı.
Merkezi İstanbul'da bulunan Türk Dünyası Belediyeler Birliği (TDBB) geçen yıl başlatmış olduğu iftar çadırı proğramını bu yıl da devam ettiriyor.
Bu Ramazan ayında da Türk Cumhuriyetlerine yönelik bir dizi etkinlik gerçekleştirilecek. Birlik, 'Kardeş Ülke Geceleri' adı verilen programlarla, Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Gürcistan, Ukrayna (Kırım) ve Tataristan'da iftar çadırları kuruyor.
İlk kez doksanlı yılların başında Mısır'da gördüğüm ve keşke bizde de olsa dediğim iftar çadırlarını, (Maidetü er Rahman) Türkiye'de de görmek nasip oldu. Şimdilerde ise bu güzel adetin Türk Cumhuriyetlerine ve Rusya'ya kadar ulaştığını öğrenmek insana mutluluk veriyor.
Ramazan kerim...