Bu yıl da Mübarek Ramazan-ı Şerif ayına ulaştık ve neredeyse ilk haftasını geçirdik Elhamdulillah. Orucun, teravih namazlarının, sadakanın ve zekatın gündemimizde önemli bir yer edineceği bu ay, gerek ülkemiz gerekse de İslam ümmeti için dışarıdan ve içerden saldırıların da hız kesmediği bir şekilde başladı. İstanbul’da ve Midyat’ta peş peşe patlayan bombalar birçok can aldı ve insanlarda ciddi bir tedirginlik oluşturdu. Her seferinde inşallah bu artık son olur tarzındaki ümitlerimiz Ramazan ayı ile birlikte daha yoğun bir dua atmosferi içinde tekrar tazelendi. Ölenlere rahmet yaralılara acil şifalar temenni ederken bu saldırıları yapanları da Allah’a havale ediyoruz.

İslam Dünyasının farklı bölgelerinde de Müslümanlar hem içerdeki şer güçler hem de bölgemizdeki yabancı unsurlar tarafından taciz edilmeye devam ediyor. Türkiye’nin güney bölgesinde PKK’nın uzantısı PYD ve onun farklı isimlerle ortaya çıkan kuvvetleri, batıya doğru oluşturmaya çalışılan koridorun iki ucunu birleştirmek için yoğun saldırılarına devam ediyorlar. Bu arada daha güneyden bir başka koridorun üzerinde çalışıldığı da dikkatli gözler tarafından an be an izleniyor. Tabii ABD, Rusya, Esed’in askerleri ve adına koalisyon denen tüm yabancı güçler bu koridorların oluşmasını farklı sebeplerle destekliyorlar.

Bayrağında Kelime-i Tevhid yazıyor olsa da İŞİD güçleri de yaptıkları her hamle ile İslam Coğrafyasının biraz daha küçük parçalara ayrılması, Türkiye’nin güneyindeki kardeşleri ile açık tutmaya çalıştığı nefes alma alanlarının biraz daha kapanması için adeta önemli bir vazife görüyor.
Müslümanların birliktelikleri dinamitleniyor, aralarında onulmaz yaralar açılıyor, Müslümanların ibadet ettikleri camileri, ihtiyaç duyduklarında hizmet aldıkları hastaneleri, iktisadi hayatlarını sürdürdükleri çarşı ve pazarları sürekli bombalanıyor. Kadınlar, çocuklar zor şartlarda sağa sola kaçışıyor, başlarını sokabildikleri kampların imkansızlıkları içinde hayatlarını sürdürmeye çalışıyorlar.

Bu tasvir etmeye çalıştığımız manzara ümmetin içinde bulunduğu sıkıntılı halin sadece bir bölümü. Zikredemediğimiz Pakistan-Afganistan bölgesi, Arakan havalisi, Lübnan-Filistin-Gazze toprakları, Kuzey Afrika başta olmak üzere Afrika kıtasının birçok noktası da sıkıntılı alanlar olarak ümmetin tüm fertlerini derinden etkiliyor.

Mübarek Ramazan ayı dolayısıyla yapılan dualarda tüm bu coğrafyalardaki kardeşlerimiz için önemli bir yer ayırmak gerekiyor.

Burada unutmamamız gereken önemli nokta inancımıza göre tüm bu hadiseler Allah’ın bilgisi ve iradesi dahilinde cereyan ediyor. Başımıza gelen tüm sıkıntı ve dertlerin muhakkak belli sebepleri ve hikmetleri var. Bunlar hayat imtihanının hangi sorularına karşılık geliyor bunu tam manasıyla bilebilmek mümkün değil.

Ama tahmin edebileceğimiz en önemli nokta Müslümanlardaki birçok eksikliğin bu olayların gelişmesinde rolü olduğu gerçeği. Müslümanlar bir ve beraber olmak, aralarındaki ihtilafları çözmeyi birinci dert edinmek, ibadetlerini daha ciddi yapmaya çalışmak, Allah’ın yasakladığı tüm bireysel ve toplumsal yanlışları işlememek ve onların doğrularını araştırıp, bulmak ve uygulamak gibi bir yükümlülük altındalar. Bunları yerine getirdikleri zaman Allah ile dostlukları daha da gelişecek, Allah’a daha fazla yaklaşacaklar ve Allah (cc) vaat ettiği gibi onların gören gözleri ve tutan elleri olacak.

İyi zamanlarda da sıkıntılı devrelerde de Dünya Bülteni olarak bizler daima Allah ( cc) ile dostluğumuz nasıl her gün biraz daha iyi olur arayışındayız. Verdiğimiz haberlerde, yaptığımız yorumlarda ve araştırmalarımızda daima doğruluktan ve ümmetin birliği perspektifinden ayrılmamaya gayret ediyoruz.
Ülkemiz madden ve manen güçlü olsun, insanlar helal yoldan geçimlerini temin etsinler, katma değeri olan işlere öncelik verilsin, üretilen değer hakça paylaşılsın, insanlar arasında olabildiğince adalet sağlansın istiyoruz.

Mübarek Ramazan ayının bizleri Rabbimize biraz daha yakınlaştırmasını umuyor, daha iç açıcı haber ve yorumlarla birlikte olabilmeyi diliyoruz.