Irak?ın Yeni Kanunuyla Petrol Şirketleri İçeri, İstikrar Dışarı ABD?de Irak?taki askerlerle ilgili tartışmalar şiddetlenirken, bu tartışmayla eşit derecede önemli olan bir karar Irak?ta alındı? Irak petrolünün geleceğiyle ilgili bir karar. Bir kanun taslağı ülkenin millileştirilmiş petrol sistemini yabancı petrol şirketlerinin kontrolüne açmayı öneriyor. Fakat ABD Başkanı Bush yönetimi tarafından yapılan eksik ?demokrasi? teşvikinin temsilcileri olan çoğu Iraklı politikacı için bu kanun bir haber niteliğinde. Önerilen hidrokarbon kanununun sızdırılmış bir kopyası; kanunun Irak bakanlar komisyonuna (kabine) gelmesiyle eşzamanlı olarak internette göründü. Kanunun haftalarca Irak Temsilciler Konseyi?ne gelmesi beklendi. Yine de ilk halinin internet versiyonu pek çok Irak parlamento üyesinin kanunla ilgili sahip olduğu tek şeydi.Sızdırmadan sorumlu olan Fuad el-Amir gibi pek çok Iraklı petrol uzmanı bu kanunun ülke acendasındaki acil bölümlerden biri olmadığını düşünüyor. Diğer gözlemciler ve analizler Amir?in görüşlerini paylaşıyor ve Bush yönetiminin, yabancı petrol şirketlerinin ve IMF?nin Irak hükümetine bu kanunu acele geçirmesi için baskı yaptığına inanıyor. Kanun bütün yönleriyle Irak için zararlı değil elbette. Fakat yine de kanunun şu anki dili yabancı petrol şirketlerinin çıkarlarını Irak?ın ekonomik güvenlik ve gelişiminin üzerinde tutuyor. Kanunun önemli olumsuz bileşenleri Irak?ın ulusal hâkimiyetine, finansal güvenliğine, bölgesel bütünlük ve demokrasisine zarar veriyor. Ulusal Hâkimiyet ve Finansal Güvenlik Yeni petrol kanunu yabancı şirketlere Irak?ın petrol ve doğal gaz endüstrisinin nerdeyse bütün sektörlerine giriş izni veriyor. Bu, Irak Ulusal Petrol Şirketi (IUPŞ) tarafından geliştirilen, yönetilen ve işletilen alanlarla ilgili hizmet sözleşmelerini de içermektedir. Yeni keşfedilen fakat geliştirilmemiş alanlar için; önerilen kanun, IUPŞ?nin bu sözleşmelere ortak olacağı şartını koşuyor. Fakat henüz keşfedilmemiş alanlar için ne IUPŞ ne de özel Irak şirketleri yeni araştırma ve geliştirmede herhangi bir hak sahibi olabiliyor. Yabancı şirketler bu sözleşmelerin tek tarafı durumundalar. Araştırma ve üretim sözleşmeleri; firmalara 35 yıla kadar petrol alanlarının tam kontrolünü veriyor, 25 yıla kadar kar garanti eden sözleşmeleri içeriyor. Bir yabancı şirket, eğer bir petrol alanını kiralamışsa, bir Irak şirketiyle ortak olmaya veya parasını tekrar Irak ekonomisine yatırmaya ihtiyaç duymaz. Iraklı işçileri çalıştırmak, Iraklı işçileri eğitmek veya teknoloji transfer etmek zorunda olmaz.Şimdiki kanun Irak hükümetinin kullanabileceği sözleşmeler konusunda sessiz kalıyor. Kanun kullanılacak sözleşmelerle ilgili son kararı verme otoritesine sahip yeni bir Irak Federal Petrol ve Gaz Konseyi kuruyor. Konsey ?petrol şirketlerine bağlı yöneticileri? de içerecektir. Böylece muhtemelen yabancı şirket yöneticileri konseyde oturacaklardır. Hâkim bir ülke için bu ilk olacaktır, örneğin önemli petrol ve gaz karar mekanizmasında ExxonMobil?in bir yöneticisi yönetimde olacaktır. Kanun aynı zamanda yabancı ortaklıkların yöneticilerini kendi sözleşmeleri ile ilgili karar verme sürecinden dışlamıyor. Karar için ?çoğunluk? ta gerekmiyor. Böylece sadece Federal Petrol ve Gaz Konseyi?nin beş üyesi bir araya gelirse?ExxonMobil, Shell, ChevronTexaco ve iki Iraklı?yabancı şirket temsilcileri kendilerine uygun sözleşme koşullarına karar verebilirler.Önerilen kanunla birlikte konsey herhangi bir modeli tercih eden herhangi bir sözleşmeyi ?hazır bulunan üyelerin üçte ikisi? kabul ederse onaylama ve tekrar yazma yetkisine mutlak şekilde sahip oluyor. Tasarının ilk taslakları ve ABD tarafından önerilen model Iraklılar için adaletsiz ve yabancıdır, adil olmayan şartlarla uzun dönemli sözleşmeler anlamına gelen üretim paylaşma anlaşması gibi modeller yabancı şirketlerin karı olarak Irak petrolünün milyarlarca dolar kaybetmesine öncülük edecektir.Konsey aynı zamanda Fransız, Çinli ve Ruslarla imzalanmış araştırma ve üretim sözleşmelerinin kaderine de karar verecektir.Kanun üretim düzeyinin son kontrolünü kimin yapacağını netleştirmiyor. Sözleşmenin tarafları?IUPŞ, yabancı veya yerel şirketler?üretim düzeyini belirleme hakkına sahip görünüyorlar. Bununla birlikte bir bölümde ?sonuçta ulusal politik çıkarlar için ulusal düzeyde petrol üretimine kanuni sınırlamalar getirme ihtiyacı var, bu sınırlamalar adil, tarafsız bir tavırla ve onaylanmış olan, alan geliştirme planları temelinde her sözleşme alanı için geçerli olan paya göre yapılmalıdır? şeklinde bir yazı var. Bölüm bu kararı kimin vereceğinden, ?adil ve tarafsız bir davranış?ın ne anlama geldiğinden ve nasıl yürütüleceğinden bahsetmiyor. Irak hükümeti değil de yabancı şirketler sonunda petrol üretim düzeyleri konusunda kontrolü ele alırlarsa Irak?ın OPEC ve benzeri organizasyonlarla ilişkileri derinden tehdit edilecektir. Demokrasi ve Bölgesel BütünlükBirçok Iraklı petrol uzmanı tasarıdan ?Irak?ı bölme fonu? olarak söz edip tasarının Irak?ı etnik/dini üç parçaya bölme planlarını kolaylaştırdığını iddia ediyorlar. Uzmanlar, kanunun merkezi hükümeti zayıflattığına, bölgesel entitelere önemli karar ve sorumlulukları tevdi ettiğine inanıyorlar. Bu durum; bir grup ayrılıkçı liderin amacı olan üç bağımsız devlet için bir zemin işlevi görür. Kanun; bölgelerin, Irak petrolünün kontrolünü ele alma olasılığına açık fakat aynı zamanda merkezi hükümetin kontrolü elinde tutmayı devam ettirme olasılığını da sürdürüyor. Aslında kanun, geçişi garantiye almak için belirsiz bir tarzda yazılmış, Irak anayasasının geçişkenliğini hatırlatan bir manevra. Bush yönetimi ile merkezi hükümetle birlikte federal bölge yöneticilerine Irak petrollerinin mutlak yönetiminin verilmesini ve ülkenin üçe bölündüğünü görmek isteyenler arasında ciddi bir çatışma var. Her iki grupta Irak?ta güçlü. Şimdilik her iki grupta kanunun geçmesini garantiye almak için yumuşamış görünüyorlar. Fakat çok farklı iki sonuç mümkündür. Irak?ta eğer merkezi hükümet son karar merci olarak kalmaya devam ederse Irak Federal Petrol ve Gaz Konseyi bölgeler üzerinde güç kullanacaktır. Eğer federal bölgeler Irak?ta en sağlam güçler olarak ortaya çıkarsa konsey sadece bölgelerin isteğini yerine getiren sessiz bir onay merkezine dönüşecektir. Aynı bulanıklık Irak anayasasında mevcuttur.Irak?ta insanların çoğunun günlük yaşamları temel ihtiyaçların karşılanmasına harcanmaktadır. Parlamentoda kısaca görüşülen petrol kanununun ayrıntıları ve tabiatından habersizler. Temsilcileri bile tasarı üzerinde tartışamadılar hatta internete sızdırılana kadar okuyamadılar. Petrol kanunuyla ilgili seslerini duyurabilen Iraklılar daha fazla zaman istiyorlar. Iraklılar yabancı bir işgalin olmadığı muktedir devletlerine sahip olana kadar herhangi bir kararın verilmemesi ve kanunun ertelenmesi için ısrar ediyorlar. Irak?ın politik geleceği belirsizken bu petrol kanununun çıkması sadece Irak hükümeti içindeki çatlağı büyütebilir. Onun geçmesini zorlamak Irak?ta şiddetin seviyesini, kızgınlığı, dengesizliği ve ABD işgalinin süresini arttırmaktan başka bir şeyi başaramayacaktır. Bu makale Ali Karakuş tarafından Dünya Bülteni için tercüme edilmiştir.http://www.atimes.com/atimes/Middle_East/IB28Ak02.html