Türkiye'de iktidar partisinin yasaklanması, cumhurbaşkanı, başbakan ve düzinelerce siyasetçiye yasak getirilmesi öngörülüyor. Avrupa Komisyonu'nun genişlemeden sorumlu üyesi Olli Rehn gördüklerine inanamıyor. Avrupa'daki demokratik bir ülkede böyle bir şey imkânsızdır. Henüz AKP'nin yasaklanmasına karar verilmedi. Davanın belki de yalnızca bir uyarı niteliğinde olacağı düşünülebilir. Yine de bu zayıf bir teselli. Zira ülke böyle bir duruma rağmen, aylar sürecek bir siyasi belirsizliğe düşecektir. Bu durumdan özellikle, beş yıldır Başbakan Erdoğan yönetiminde yakın geçmişte hiç olmadığı kadar canlanan ekonomi zarar görecek.
İslami muhafazakâr güçlerle laik seçkinler arasındaki mücadele, cumhuriyet kurulduğundan beri mevcut. Kimileri AKP'yi anayasal düzen için tehdit sayarken, diğerlerine göre partinin yükselişi, dinle ilgili her şeyin yıllardır abartılı biçimde kamudan uzak tutulmasına direnen bir karşı hareketin ortaya çıkışı, yani sadece normale dönüş. Her iki görüşü savunan savlar mevcut. Ancak anlaşmazlık AKP'nin yasaklanmasıyla çözülmeyecek. Üstü örtülecek, sonra yeniden ve muhtemelen çok daha sert bir biçimde ortaya çıkacak. Türkiye, dinci güçlere karşı siyasi mücadele verme, onları entegre etme iradesi ve gücüne sahip olamazsa, laik anayasal düzeni yargıçların kararı da kurtaramayacak.

Kaynak: Radikal