Paris Kitap Fuarı'nın Fransız kültürünün etkisi ve de imajıyla kıyaslandığında mütevazı sayılabilecek bir havası var. Aslında "kendinden emin" bir kültürün kitap yayıncılığına akseden estetiği demek daha doğru...
Kitapların muhtevası bir yana dizayn ve kapak düzenindeki Fransız zevkine özgü tasarım harika. Baskıdaki titizliği takdir etmemek mümkün değil. Benzer teknik imkanlara sahip olmamıza karşın kitap yayıncılığımızı neden bu estetik seviyeye, kaliteye taşıyamadığımız sorusu önemli.
Fransızca konuşan dünyayı toplamış Fransızlar... Dil ve kültürlerine son derece önem veren Fransızlar için Fransızca ve Fransız kültürü yeryüzündeki egemenlik iddialarının en önemli araçlarından biri. Bu nedenle Paris Kitap Fuarı neredeyse farklı kültürlere kapalı bir fuar. Uluslararası olma iddiasına rağmen Fuar, Fransızca konuşan ülkelerle sınırlı kalmış. Eski sömürgeleri olan ülkelerin; yani bir şekilde resmi dili olarak ya da artık sömürgecilik mirası olarak Fransızca konuşan ülkelerin bulunması dışında uluslararası denmesini gerektiren bir boyutu yok. İngilizce yayınlar şöyle dursun, bir zamanlar sömürgesi olan ülkelerin diline ait yayınlar bile yok. Söz gelimi Cezayir standı var ama bu sadece Cezayir'deki Fransızca yayınların sergilendiği bir alan. İngilizce hakimiyetinin her alanı kuşattığı bir ortamda Fransızlar İngilizceyi adeta yok sayarak bir tür kültürel egemenlik rekabeti sürdürüyor. Benzer tutum İspanyolca konuşan ülkeler için de söz konusu. İspanyolların İngilizce başta olmak üzere uluslararası olma iddiası bulunan dillere karşı bir direnci var. Oysa İspanyolcanın İber Yarımadası'nda bile yaygınlaşması çok da eskiye giden bir olay değil. DEVAMI>>>