Almanya'dan sonra Berlin Duvarı'nın yıkılışının 20. yılı kutlamalarının en çok yankı yaptığı yer Fransa. Fransa'da da Berlin Duvarı'nın yıkılışı sanki bir ulusal bayrammış gibi. Hangi eğilimden olursa olsunlar, siyasetin ve medya dünyasının yetkilileri bu tarihsel randevuda yerlerini almak istiyorlar.

Peki, biz diğerleri, Fransızlar, neyi kutluyoruz? Şüphesiz, zaferi; 9 Kasım 1989 tarihinde hür dünyanın Sovyet emperyalizmine, demokrasinin diktatörlüğe karşı kazandığı zaferini. Belki de bugün o tarihte üstümüze çökmüş kaygıları üzerimizden atmak istiyoruz. Birçokları için Almanya'nın birleşmesi karanlık bir geçmişi Germen devin düşman olduğu dönemi anımsatıyordu. Oysa 1989'da, Avrupa'nın inşası bu düzeyden geçmişti, Paris-Berlin cephesi De Gaulle ve Adenauer'in şahsında himayecilerini bulmuştu -selefleri de onları taklitten kaçınmadılar- okulda Almanca, İngilizce ile birlikte en çok öğretilen yabancı dildi. Ancak özellikle en yaşlılarda bir şüphe varlığını sürdürüyordu. İrrasyonel olduğu kadar güçlü bu şüpheye göre Almanya, Avrupa'ya hükmedecekti. "Über alles" [her şeyin üstünde] Almanya'nın geri döneceği şüphesiydi bu. "Almanya'yı o kadar çok seviyorum ki 1 yerine 2 Almanya olmasını tercih ediyorum." diyen Mauriac gibi düşünen Cumhurbaşkanı François Miterrand'ın da hissi buydu. Britanya arşivlerine göre François Miterrand, Margaret Thatcher'a bu konudaki fikrini şu sözlerle aktarmıştı: "Almanya II. Dünya Savaşı'nda yitirdiği toprakları geri alabilir. Hatta Almanya Hitler döneminde olduğundan daha geniş bir alana yayılabilir."

Aradan 20 yıl geçmesine karşın Berlin Duvarı'nın yıkılışının tarihini yazma, yeniden yazma süreci hâlâ tamamlanmadı. Helmut Kohl'e göre, Mihail Gorbaçov ile Baba George Bush "en önemli ortaklardı". Şüphesiz haklı. Demir Perde'nin yıkılışının öncüleri düzeyine yükselmiş olanların arasında Soljenitsin, Papa II. Jean-Paul ve Reagan'ın adını sayanlar gibi. 9 Kasım 1989'da Berlin Duvarı'nın yıkılışı sırasında, Fransa biraz çekingen bir izleyici gibiydi. Ama önemli olan geçmiş değil bugündür. Geçmişin hayaletleri yok oldu, zaman görevini yerine getirdi. Bugün Ren nehrinin batı ve doğu yakasında yeni bir kuşak devletleri yönetmektedir. Bu yeni kuşak, en azından biz öyle olduğunu düşünme cüretindeyiz, ortak bir dava haline getirmedikleri sürece dünyadaki diğer duvarları kırmayı başaramayacağının bilincindedir. Le Figaro 9 Kasım 2009
 
Kaynak: Zaman