Pakistanlı yetkililer tarafından, Pakistan’ın kabileler bölgesindeki çabuk alevlenen ortamı etkisiz hale getirmek için gösterilen çabalar buradaki Pakistan Talibanı’nın önüne uzatılan büyük miktarlarda para havucuna karşın başarısız oldu.
İslamabad, şimdi kavga etmek için çok istekli silahlı kabileler, ABD ve kabileler saldırmaya hazır koalisyon güçleri arasında sıkışmış durumda—ve işin kötü yanı Pakistan bunu engellemek için yapabileceği çok az şeye sahip.
Rasool Dawar, Afganistan sınırındaki Kuzey Veziristan kabile temsilciliğinde Asia Times Online’a “Pakistan askerlerinin bölgede kalmasına izin verecek herhangi bir barış anlaşması yapma şansı da yok. Eğer durum NATO’nun Pakistan’a girişine izin verirse, gelmelerine izin verin. NATO askerlerine karşı savaşmak Pakistan askerlerine karşı savaşmaktan daha iyidir. Fakat eğer beraberce bize karşı savaşırlarsa biz buna da hazırız” açıklamasında bulundu.
Dawar, Pakistan Talibanı ile birlikte bölgede askeri kontrolü elinde tutan Pakistan el-Kaidesi’nin birkaç önemli liderlerinden biri olarak Moulvi Sadiq Noor’un yakın bir arkadaşıdır. Diğer önemli kumandanlardan biri Moulvi Abdul Khaliq’tır.
Dawar’ın sözlerini pekiştirir şekilde Çarşamba günü militanlar Kuzey-Batı Sınır Eyaleti’nin Bannu kasabasına birkaç roket fırlattılar ve 10 insanın ölümüne 40’tan fazla kişinin yaralanmasına neden oldular.
Başkan Pervez Müşerref’in militanların kökünü kazımak için İslamabad’daki Lal Mescidi’ne askerleri göndermesinden bu yana Pakistan, askerlerin bir kısmının ölümüyle sonuçlanan açık düşmanlıkla karşılaştığı kabile bölgelerine binlerce asker gönderdi.
ABD, el-Kaide liderinin bulunduğunu iddia ettiği Pakistan topraklarındaki militan hedeflerine karşı askeri harekâtta bulunma tehdidi fırsatını kaçırmadı.
Gul Bahadur ve Beytullah Mesud gibilerinin aralarında bulunduğu grup ortaya çıkmakta olan yeni el-Kaide liderleridir. Onların muhalefeti Pakistan askerlerini (veya buraya gelmeye cesaret etmiş başkalarını) püskürtmeyi hedefledikleri Kuzey ve Güney Veziristan’da yoğunlaşmış durumda. Dahası onlar Bannu, Tank, Dera İsmail Han, Swat Vadisi (tamamı Kuzey-Batı Sınır Eyaleti’nde olan) gibi şehirlerde Taliban hareketini destekliyorlar. Temel amaçları Müşerref’i alaşağı etmek.
Asia Times Online, muhtemelen Afganistan sınırı boyunca konumlanmış NATO güçleri tarafından desteklenen geniş çaplı bir operasyon için Veziristan’da artan Pakistan askeri hareketliliği öğrenmiş durumda.
Bununla birlikte bölgenin yüksek dağlarıyla beraber topografyasını göz önünde bulundurduğumuzda Afganistan’a büyük girişlerin olduğu Bajaur’dan Pakistan’a yabancı askerlerin girişi çok muhtemeldir.
ABD’nin “yüksek değerde” hedefler olduklarını söylediği Kuzey ve Güney Veziristan için tespitli hava saldırıları en iyi seçenektir. Kesinlikle ABD, askerlerin Irak ve Afganistan’da geciktirilmiş bir savaş tarzına dönüşen şeyi uygulayabilmeleri için Afganistan’daki güvenli üslerden hızlı saldırıları tercih edecektir.
Denge sona erdi
Pakistan, ABD ile “teröre karşı savaş”ta işbirliği yaptığı 2001’den beri Washington ittifakı ile Pakistan İstihbarat Teşkilatı’nın kurduğu cihatçı yapı arasında denge kurmaya çalışıyor.
Bu hususi durumda, dünya, Pakistan’ın, ABD’ye Pakistan’da 700’den fazla el-Kaide üyesini yakalamasına yardım etmesini, kendi kabilelerinin üyelerine karşı kendi kabile bölgesinde bir dizi harap edici savaş gerçekleştirmesini, onlarca militanı öldürmesini ve buna karşılık yüzlerce personelinin öldürülmesini izledi.
Bundan sonra İslamabat, militanlar ile militanları sınır geçişlerini durdurma görevinde bırakarak askerlerinin geri çekilmesine izin verecek olan bir barış anlaşması imzaladı—bu biraz mahkûmları hücrelerinin anahtarlarından sorumlu tutmaya benziyor ve bu olay “teröre karşı savaş”ın can alıcı derecede önemli olan bir bölgesinde oluyor.
Aynı zamanda Pakistan (Lal Mescidi olayına kadar) bir taraftan 2006’daki bahar saldırısını çok başarılı kılacak olan istihbarat paylaşımı ile ilgili ABD’nin sürekli isteklerine kulaklarını tıkarken Taliban’ın varlığını sağlamlaştırmasını, Afganistan’a gidip savaşacak sayısız militanı yetiştirmesini seyretti.
Pakistan’ın gözlüklerinden bakılırsa bunda bir çelişki yok, sadece kendi ulusal çıkarlarını koruma sorunu var ve birkaç yıldan beridir Müşerref cambaz ipinden inmeyi başaramadı. Şimdi ise Müşerref cihatçı örgütler ve İslamabat’ın ne istediği ile ilgilenmeyip Pakistan bölgelerinde bu örgütlerle çatışmaya hazırlanan ABD gibi büyük kumarı oynayacak gibi görünüyor.
Zaman geçiyor
Müşerref yönetimi çok kötü sonuçları olacağını bildiği bir meydan okuma olan Lal Mescidi fırtınasından bu yana gergin ve sinirli. Ve ABD savaş tamtamlarının daha hızlı vurmasıyla birlikte Müşerref daha da fazla sinirli hale geldi. Eğer askerlerin kabile bölgelerinde camiye gitmesi bölgeyi ateşliyorsa yabancı askerlerin bu bölgede yapacağı tahriki hayal edin.
Başkentin ikizi, üst düzey askeri komuta kademesinin evi olan Rawalpindi’de olayların gidişinin farkında olan bir bağlantı Asia Times Online’a Müşerref’in Washington ile üst düzeyde görüşmek ve nefes alacağı bir alan için yaptığı dolaylı ümitsiz çabaların durumundan bahsetti.
Bağlantıya göre, Washington NATO’nun destekçi olacağını söyleyerek İslamabat’tan ordu aracılığıyla merhametsizce Pakistan’daki el-Kaide ve Taliban’ın varlığına baskıda bulunması için ısrar etti. Görünüşe göre Müşerref’in kişisel olarak istekte bulunduğu ABD başkanı George W Bush ile olayların soğuması için kendisine zaman verilmesini görüşme isteği reddedildi.
Gerçekte Washington, generalin tek başına gücü elinde tutmasını tehdit eden kabile bölgesinde aşırı radikal bir tepkinin yabancı güçlerin burada savaşa tutuşmasıyla ilgili kaygılarını görmezden geliyor.
Fakat herhangi biri, Taliban’ın saldırısının ünlü mimarlarından Libyan Abu Laith al-Libby Kuzey Veziristan’da otururken Washington'un süreci hızlandırma azmini anlayabilir. Kavileşmiş el-Kaide operatörünün Afganistan’da kaçırılan yabancı sayısını arttırma fikrini ortaya attığına inanılıyor. 20 güney Koreli yardım çalışanının kaçırılması bu anlayışın son örneği.
Bu düşüncenin mantığı; yabancıların kaçırılması koalisyon güçlerinin onları korumak için sivil halkın içine daha çok gireceği ve böylelikle onlara karar verildiği anda yapılabilen patlayıcı aletlerle, roketlerle ve canlı bombalarla saldırılabilmesidir.
Kabile bölgesinde kontrolü elinde tutan el-Kaide yetkililerinin perspektifinden bakarsak bölgede daha büyük hedeflerini güçlendirmek için bir şans olarak gördüklerinden Pakistan’da yabancı güçlerle bir çatışmayı zevkle istiyorlar.
Böyle bir çatışma Pakistanlı cihatçı topluluğun tamamen ayaklanmasını sağlayacaktır. Bu, geçen sene Pakistan ordusu Güney Veziristan’da operasyonlar gerçekleştirdiğinde oldu—birkaç ay içinde cihatçıların saflarına binlerce insan katıldı. Yenilenmiş böyle bir ateş Afganistan’a ve Müşerref’in yönetimine karşı kanalize edilebilir.
Washington, Pakistan’da harekete geçmeyi isterken ülkeyi cihatçıların bir oyun alanına dönüştürmek istemiyor bu yüzden sonuçlar için hazırlanıyor. Bu hazırlıklar, Müşerref’in çıkarılacağı herhangi bir güç konumunun boşluğunu doldurmaları için liberal demokratik güçleri cesaretlendirmeyi içermektedir. Geçmişteki hızlı rejim değişimleri; kendileri olası felaketimsi tepkilerden kurtarmaya ve orduya tekrar guruplaşma zamanı vermeye çalışmaktadırlar…
Bu Makale Ali Karakuş tarafından Dünya Bülteni için tercüme edilmiştir.