Nükleer silahsızlanma konusunda son yıllarda dünyada görülmedik bir duyarlılık gözleniyor. Bu duyarlılık giderek de artıyor. Önemli ülkeler ve BM bu duyarlılığı paylaşıyor, nükleer silahsızlanma konusunda artık önemli adımlar atılmasını savunuyorlar.

Nitekim, BM Güvenlik Konseyi bu konuda 24 Eylül 2009'da 1887 sayılı kararı oybirliğiyle kabul etmiş, Amerikan Başkanı Obama da geçen yıl Prag'da nükleer silahsız bir dünyadan söz etmiş, bu yolda çaba sarf edeceğini vaat etmişti.

Bu gelişmeler ve İran'ın nükleer programı dolayısıyla yıllardır yaşanan tartışmalar sayesinde bugün dünya nükleer silahsızlanma konusunda önemli bir dönüm noktasına ulaşmış bulunuyor.

İşte bu gelişmeler, başkaları ve İran'ın nükleer programı dün başlayan kısa adı NPT olan Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Antlaşması'nın başlıca gündem maddeleri olacaklar.

Yıllarca süren tartışmalardan sonra nihayet 1968 yılında kabul edilip imzaya açılan ve 1970 yılında yürürlüğe giren, 189 ülkenin taraf olduğu NPT malum her 5 yılda bir gözden geçiriliyor. New York BM Genel Merkezi'nde Filipinler Cumhuriyeti BM Daimi Delegesi Libran Cabactulan'ın başkanlığında 200 kadar delegenin katılımıyla dün başlayan ve 28 Mayıs gününe kadar devam edecek olan NPT konferansının dünkü ilk gününde İran lideri Mahmud Ahmedinejad konferansa hitap edecekti. Geç saatte olduğu için bugünkü yazıda söz edemeyeceğimiz bu konuşma muhtemelen Amerika'yı hedef alacak, bu ülkeyi nükleer politikaları dolayısıyla kıyasıya eleştirecekti. Ahmedinejad'tan sonra ise kürsüye Amerikan Dışişleri Bakanı Bayan Hillary Clinton gelecekti. Clinton, konuşmasında hem Ahmedinejad'a cevap verecek ve hem de NPT'nin önemini vurgulayacak, ülkesinin bu konferans ile ilgili yaklaşım ve tekliflerini sunacak ve beklenmeyen bir jestle Amerika'nın nükleer cephaneliği ile ilgili ilk defa kesin ve net bilgiler ve sayılar verecekti. Ayrıca, Milletlerarası Atom Enerjisi Kurumu'nun (IAEA) yeni malî fonlar tahsis edileceğini de açıklayacaktı.

Clinton'ın bu bilgileri vereceği dünkü haber bültenlerinde yer alıyordu. Bunlara göre, Clinton bu jestle ülkesinin nükleer silahsızlanma konusunda ne kadar ciddi olduğunu ortaya koyacaktı. Verilecek sayılar da, halen konuşlu hazır, aktif olarak yedekte bekleyen ve aktif olmayan şekilde depolarda tutulan silahlar şeklinde sınıflandırılacaktı. Bu bilgiler elbette önemli bilgiler, bundan sonra yapılacak görüşmelerde ve tartışmalarda bunlar temel bilgi olacaklar.

Haberlerden anlaşıldığı kadarıyla NPT'nin bu birinci haftasına Amerika-İran tartışması damgasını vuracak. Daha sonraki haftalarda ise NPT'nin bundan böyle daha güçlü şekilde uygulanması, bunun için gereken tedbirler, IAEA'in yetkilerinin artırılması, NPT'den çekilen ülkelere ağır cezalar getirilmesi (İran mesela) gibi konular ele alınacak. Dördüncü haftada ise bütün tartışma ve eleştiriler gözden geçirilip katılanların tamamının kabul edeceği bir nihai bildirinin imzalanması yönünde çabalar olacak.

Bu arada, bizim bakımızdan da önemli bir konu NPT gündemine gelecek. Bu da Ortadoğu'nun kitle imha silahlarından tamamen arındırılması konusu elbette. Mısır'ın uzun zamandır üzerinde çalıştığı ve NPT konferansında sunacağı bu yöndeki önerisi en başta İsrail'in en kısa zamanda nükleer silahsızlanmayı gerçekleştirmesini, bu ülkenin nükleer programının IAEA'in denetimine sokulmasını ve NPT'yi imzalayan bütün ülkelerin ellerinden bulunan İsrail'in nükleer programının kapsam ve mahiyeti ile ilgili bütün bilgileri kamuoyuna açıklamalarını ve ayrıca İsrail'e geçmiş yıllarda yapılan 'nükleer transferlerin' (yani İsrail'e şu veya bu şekilde resmen sağlanan ya da İsrail'in kendi 'özel' çabalarıyla elde ettiği nükleer malzeme ya da teknoloji) de bilgilerinin de açıklanmasını talep ediyor. Bazı bilgi ve ayrıntılarını, gündem maddelerini kısaca verdiğim NPT konferansı bundan sonra meydana gelecek nükleer gelişmeler bakımından işte böylesine önemli. Umarız konferans iyi takip edilir.

 
Kaynak: Zaman