Nobel Barış Ödülü her yıl, uluslar arasında kardeşlik sağlama, silahların ve orduların azaltılması ve barış kongreleri düzenleme yönünde en çok çaba sarfeden kişi, kişiler veya kuruluşlara verilir.

Geçen yıl Finlandiyalı siyasetçi Martti Ahtisaari başta Kosova olmak üzere, Avrupa, Afrika, Ortadoğu ve Asya'da birçok sorunun çözümü sürecinde üstlendiği arabuluculuk görevinden ötürü bu ödüle layık görülmüştü. Bu ödülü alan kişinin ortaya koyduğu barış faaliyetlerinin ne kadar olumlu etki yarattığı meselesi apayrı bir konu. Ödül için en önemli kriter barış ve uzlaşı yolundaki katkılarının boyutudur.

Bir diğer kriterse, bir dönem radikal tutumlar sergileyen bir ülkeyi daha yumuşak ve diyaloğa dayalı bir noktaya getirebilmektir. Dolayısıyla, ABD Başkanı Barack Obama'nın bu ödüle layık görünmesi bu açıdan bakıldığında anlamlı. Obama'nın bu ödülü alması, etkili ve başarılı bir barış çalışmasından ziyade, insani meseleleri ön planda tutarak ABD'nin tutumunu değiştirmesinden kaynaklanıyor. Bir başka deyişle, bir kişi sadece çalışmalarıyla değil dünya görüşü ve tutumuyla da bu ödülü hak edebilir.

Obama dokuz ay önce başkan olmasından bu yana, yeni muhafazakâr şahinlerin uyguladığı radikal politikaları terk ederek, bütün diyalog kapılarını kapatanların aksine hiçbir konuşmasında veya görüşmesinde 'ben haklıyım'a dayanan bir tavır almadı. ABD başkanı diyalog fırsatı sundu ve tabii ki böylece ABD'nin eski tek taraflı diplomasisinin önüne geçilmesini sağladı.

Bazı yorumcular bu ödülün Obama'ya verilmesini haksızlık olarak değerlendiriyor veya en azından erken olduğunu varsayıyorlar. Fakat Obama hem radikal politikaları iyimser yaklaşımıyla alt edebilmesinden dolayı, hem de barış yolunda yürümeye devam etmesi açısından bir teşvik niteliğindeğinde olmasından dolayı bu ödüle layıktı.

Nihayetinde tekelci, kendini her zaman haklı gören ve belirli ülkelere düşmanca yaklaşan eski Amerikan hükümetinin yerine barış mesajları veren, diyalog yollarını arayan ve karşısındakileri dinleyebilen yeni bir hükümetin gelmesi dünya barışı ve huzuru için iyi haber değil mi? (İtimad gazetesi, 12 Ekim 2009)

Kaynak: Radikal