Birazdan okuyacaklarınız size çok tanıdık gelebilir. Belki elinde yetiştiğiniz anne babanız, belki birlikte yaşadığınız eşiniz, her gün bir araya gelmek zorunda olduğunuz patronunuz ya da iş arkadaşınız, belki de kendiniz! Hemen her gün karşılaşıyorsunuz onunla ve ona benzemekten, o olmaktan korkuyorsunuz. Gelin narsizme yakından bakalım.

Narsistik kişilik; kendi mükemmelliğinden beslenen, kendisini diğer insanlardan daha farklı, daha özel, daha zeki, daha yetenekli, daha değerli görme eğilimi taşıyan bir yapıdır. Bu yüzden narsist kişi sıradan muamelelere gelemez. Daima anlaşılması ve onaylanması gereken kendisidir. Başkalarının ne hissettiği, neye ihtiyaç duyabileceğine dair en ufak bir fikir geliştiremez, çünkü empati yapabilme yeteneğinden yoksundur. Daima kendisi, kendi bedeni, kendi sağlığı, kendi duygularıyla meşguldür. Hayatı boyunca kusursuz sevgiyi arar, çünkü o, günün birinde aşık olacaksa kendi gibi kusursuz birine olmalıdır. Sevilmeye ve değerli hissetmeye duyduğu derin ihtiyaç, ancak kendisi gibi mükemmel biri tarafından karşılanabilir. Yeterince mükemmel olmadığını fark ettiği kişinin ise hayatında yeri yoktur. Başaramadığı her şeyi yok saydığı gibi, onaylanmadığı tüm ilişkilerini de kolaylıkla gözden çıkarabilir.

Narsistik kişinin yakın ilişkileri her zaman problemlidir. Çevresindeki kişiler onu anlayacak kadar “iyi ve yetenekli” olmadıklarından, narsist kişi sürekli mutsuzdur. Sorun yaşadığı kişi onun kıymetini bir anlasa her şeyin yoluna gireceğini düşünür, ancak öyle biri hiç olmamış ve olamayacaktır. Çünkü dışarıdan bakıldığında son derece güçlü bir ego durumuna sahip olduğu düşünülen kendi, aslında içine kaçmış değersizlik çekirdeğiyle mücadele halindedir. Sanıldığının ve göstermeye çalıştığının aksine son derece güçsüz ve savunmasızdır. Hak ettiğini düşündüğü özel muameleyi görememek, kendini aşağılık hissetme duygusuyla yüz yüze gelmesine sebep olur ki bu baş edebildiği bir duygu olmadığından, sürekli olarak böyle hissettiren kişileri aşağılamaktadır.

Her şeyin en iyisini ve en doğru nasıl yapılması gerektiğini bildiğini düşünen narsistik kişiler, sürekli kural koyma ve herkese nasıl davranması gerektiğini söyleme eğilimi taşırlar. Yakınları, kendilerini bunaltan ve zorlayan bu durum karşısında, narsist kişiyi idare etmenin yolunun itaat etmekten geçtiğini fark ederler. Bu durumda kendisinin haklılığı sürekli kanıtlanan kişinin narsistik yapısı beslenmektedir. Bu yapının beslenmesi ise kişinin ilişkilerinde giderek daha diktatör, daha şüpheci, daha kontrolcü olmasına yol açar. Gücü karşısında boyun eğenlerin sayısı arttıkça kendi mükemmelliğine daha çok inanan narsistik kişinin zamanla, gerçeklik algısını kaybettiği, patolojisinin ilerlediği görülür.

Peki, yakınımızda olan narsistik kişilerle nasıl sağlıklı ilişkiler geliştirebiliriz?

Narsistik kişilik bozukluğu olan kişilerle hayat çok zordur. Size kendinizi sürekli değersiz ve önemsiz hissettiren bu kişi; ebeveyniniz, eşiniz, patronunuzsa; yani ondan gelecek onay ve anlaşılma hissine ihtiyacınız varsa, bir süre sonra size hissettirdiği gibi biri olduğunuza inanmanız kaçınılmaz olacaktır. Bu nedenle yakın ilişki yaşamak zorunda olduğunuz kişinin, narsistik sınırlar içine girdiğini fark ettiğiniz andan itibaren davranışlarını, sizde uyandırdığı duygulardan bağımsız düşünmeye çalışmalısınız. Yani karşınızdaki kim olursa olsun davranışlarının, kendi psikopatolojisiyle ilgili olduğunu, sizin gerçekte nasıl olduğunuzla ve kim olduğunuzla bir bağlantısı bulunmadığını unutmamalısınız.

Kendi haklılığına inanmaya çokça ihtiyacı olan narsist kişi, sizi sürekli kendi doğrularını ispat edebileceği tartışmalara çeker. Provoke eder, kışkırtır, aşağılar, açığınızı arar. Böyle durumlarda kendi benlik sağlığınızı korumak adına, onunla tartışmaya girer, kendinizi ifade etmeye çalışırsınız. Ancak filmin sonunda kendinizi yine anlaşılmamış, hatta onun haklılığına inanmış ve kendi hatalarınıza, yine onun beklediği gibi olmayı başaramamışlığınıza hayıflanırken bulursunuz. Bu yüzden narsistik kişilerle tartışmaya girmek en çok size zarar verir. Provoke olmak yerine, benlik sınırlarınızı ihlal edip, sizi aşağılamaya başladığında buna izin vermemeniz, saygısız ve incitici tavırları karşısında kendinizi değersiz hissettiğinizi, bu şekilde iletişime devam etmek istemediğinizi söyleyip kendinizi ifade etmeniz daha doğru olacaktır. Karşınızda sizi seven ancak kendi kırılganlığıyla baş edemediği için diğerlerini aşağılayıp, değersiz görmek üzerinden kendi benliğini var etmeye çalışan biri var. Ona kızmayın, ondan korkmayın, hayatınızda önemli ve anlamlıysa ondan kaçmayın. Ancak ilişkide bulunduğunuz her ana, kendi özdeğerinizi de taşıyın. Güçsüz, değersiz, güvensiz, aşağılanmış hissetme eğilimlerinizin öğrenilmiş olduğunu, isterseniz kendinize başka türlü bakabilmenin mümkün olacağını bilerek yaşayın. Eğer o kişi sizseniz, çevrenizdeki kişileri sürekli incitiyor, kendinizden uzaklaştırıyor ve kendinizi hep değersiz hissediyorsanız, en kısa zamanda bir yardım almaktan çekinmeyin. Kişinin kendisini narsistik kişilik bozukluğu sınırlarında görecek kadar iç görüsünün olması bile aslında iyileşmeye hazır olduğunun göstergesidir. Sağlıcakla.

“Narsistik ebeveynler ve çocukları” üzerinden haftaya devam edeceğiz…