Günlerce süren şiddet olaylarından sonra Mısırlı liderler, Müslüman Kardeşler'e karşı üsluplarını sertleştiriyor.
Mısır geçici başbakanı Hazım el-Biblavi, Müslüman Kardeşlerin legal olarak feshedilmesini önerdi. Hazım el-Biblavi'nin sözcüsü Mustafa Hegazy yaptığı açıklamada, "Bizler kamu alanında aktif olan hiç kimseyi yok etme ya da engelleme çabası içinde değiliz. Sadece herkesin Mısır anayasasında yer alan ilkeler doğrultusunda meşru olduğundan emin olmak istiyoruz" dedi.
Eğer Müslüman Kardeşler dağılırsa, faaliyetlerini yeniden gizli bir şekilde yapmaya mecbur edilecek ve askeri düzene karşı birçok korku benimsenmiş olacak. Müslüman Kardeşler destekli Hürriyet ve Adalet Partisi'nin siyasi tutuklu lideri Muhammed Mursi, 2012'de Mısır tarihinde demokratik bir seçimle başa gelen ilk cumhurbaşkanı oldu.
İhvan olarak bilinen Mursi taraftarları ve Müslüman Kardeşler için birkaç sene evvel Mursi'nin başkanlığı imkansız olarak görünüyordu.
Müslüman Kardeşler hareketi 1928'de Hasan el-Benna tarafından kuruldu. İslam ahlakı ve prensiplerinin yayılmasını amaçladı ve nihai hedefi şeriat tabanlı bir politik sistemin oluşturulması oldu.
1952'de, Müslüman Kardeşler, Cemal Abdunnasır tarafından yönetilen askeri darbeyi desteklediler fakat daha sonraki süreçte hükümetle olan ilişkileri oldukça kötüleşti ve birçok lideri ve taraftarı hapse mahkum edildi.
Müslüman Kardeşler üyeleri faaliyetlerini açıktan yapamadı, gizlenmeye mahkum bırakıldı, eziyete uğradı, işkence gördü ve tüm olanlardan sonra bazı İhvan liderleri hükümete karşı şiddeti destekledi.
Buna rağmen 1980'de İhvan, küllerinden yeniden doğdu ve mevcut seçimlere katıldı.
2005'te parlamentodaki sandalyelerin yaklaşık yüzde yirmisini kazandı ve bu durum o zamanki başkan Hüsnü Mübarek'e siyasi bir alarm niteliğinde oldu. Mübarek, grup üzerinde kısıtlamalara başlamak için harekete geçti. Fakat Mübarek, 2011'deki meşhur ayaklanmalarla devrildi ve Müslüman Kardeşler için yeni bir dönem başladı.
Müslüman Kardeşler, Hürriyet ve Adalet Partisi olarak yeniden kuruldu. Mısır'ın Selefi eğilimli Nur Partisi ile birlikte parlamentodaki sandalyelerin yüzde 70'ini kazandılar. Bunun üzerinden çok fazla zaman geçmemişti ki, Müslüman Kardeşler grubu hainlikle itham edildi ve hatta en yakın müttefikleri Selefiler de onları yalnız bıraktı. 3 Temmuz 2013'te Mısır askeriyesi, günlerce süren Mursi karşıtı gösterilerden sonra Mursi'yi görevden aldı.
Bunun üzerine Müslüman Kardeşler, bu olana karşı geldi ve Mursi'nin yeniden görevine iade edilmesi için kalabalık gösteriler düzenlediler. Mursi taraftarları, daha evvelinde askeri darbe ilanı için toplanılan Kahire'deki Nahda Meydanı ve Rabiatül Adeviyye Camiinin civarını doldurdu.
Liberaller ve sekülerler Mısır'daki askeri darbeyi desteklerken; Mısırlı dini liderler ve rahipler İhvan'ın tarafında yer aldı. Bu durum, caddelerin bölünmesine ve şiddetin yükselmesine sebep oldu. Güvenlik güçleri Müslüman Kardeşler göstericilerini dağıtırken yüzlerce insanı katletti ve binlerce kişi tutuklandı.
Uluslararası kınamaya rağmen Mısır hükümeti, terör olarak adlandırdıkları şeyi kökünden halletme kararında olduklarını ifade etti. Fakat sözü edilen bu durum Müslüman Kardeşler bir yol ayrımı gibi... Bu durumda Müslüman Kardeşler yeniden faaliyetlerini geri planda yürütmeye zorlanacak mı? Mısır demokrasisinin geleceğine engel olan şey nedir? Olup bitenler askeri vesayetin başlama noktası mı?
Son olarak Müslüman Kardeşler sözcüsü Mena El Kazaz'ın sözlerine yer vermek gerekirse:
"Bu bir hükümet değildir, bu bir rejim değildir. Bu sadece bir mafyadır. Demokratik sürecin her aşamasında çuvalladılar. Onlar tankların ardına gizlenerek gelen liderlerdir. Mısır'ın güçlenmesine kastı olann gayrı meşru bir mafyadır. İnsanlığa karşı işledikleri suçlarının bedelini ödemek zorunda kalacaklardır. Onlar kanunsuz işler yapan insanlardır. Biz demokratik sürecin her aşamasını kazandık ve fakat onlar kaybetti. Onlar için tek yol, tankların ve silahların gücüyle gelmiş oldukları politika sahnesini terk etmektir."
Bu metin, El Cezire kanalındaki tv programından alıntılanmıştır.
Dünya Bülteni için tercüme eden: H.Tuğba Kaya