Genelkurmay Başkanlığı internet sitesine 27 Nisan gece yarısı konulan 'e-muhtıra'nın 22 Temmuz seçiminde Ak Parti'nin oyunun artmasında bir rolü oldu mu? Genelkurmay Başkanı Org. Yaşar Büyükanıt, 'kişisel görüşü' olduğu üzerine vurgu yaparak, bu soruya, “Bence olmadı” cevabını vermiş bulunuyor. İki gündür tartıştığımız konu bu...
“Başka ne diyebilirdi yani?” tarzında konuya yaklaşan çok.
Org. Büyükanıt'ın, “Elimde araştırma yok, sadece kişisel görüşümü söyleyebilirim” sözü çok şaşırtıcı. Genelkurmay Başkanı'nın görüş beyan ederken kullanabileceği bulgular medyada yayımlandı, yayımlanıyor. Gizli-saklı bilgiler değil bunlar. Bulgulara bakıldığında, iktidar partisinin oylarındaki iniş-çıkışlar hassas bir biçimde görülebiliyor. Bazıları, “Ak Parti'nin açık ara kazanacağı çok önceden belliydi” dese de, araştırmalar farklı bir öykü anlatıyor.
Milliyet'te yayımlanan A&G firmasının aylar öncesinden başlayan araştırmalarının özetini veren tablodaki AKP'ye ait yüzdeler yeterince göz açıcı: “17-20 Haziran 2006: 24.6; 9-10 Eylül 2006: 23.5;16-17 Aralık 2006: 30.1; 20-21 Ocak 2007: 34.0; 17-18 Şubat 2007: 32.9; 17-18 Mart 2007: 31.7; 28-29 Nisan 2007: 40.8; 19-20 Mayıs 2007: 39.3; 9-10 Haziran 2007: 37.9; 23-24 Haziran 2007: 38.3; 30 Haziran-1 Temmuz 2007: 37.5; 7-8 Temmuz 2007: 39.1; 14-15 Temmuz 2007: 41.8.” 22 Temmuz'da yüzde 46.5 oy aldı Ak Parti.
Bu tablonun anlattığı öykü şu: Siyasetin doğallığı dışına çıkılıp rejim tartışmaları gündemi işgal etmeye başladığında halk bundan hoşlanmıyor ve müdahale edenlerin beklediğinin tam tersi bir tavır alıyor...
Seçim sonuçlarını tahlil ederken gerçeğe ulaşabilmemiz için önemli bir tespit bu. “Her şey siyasetin kendi doğal mecrasında aksaydı, seçimde nasıl bir sonuç alınırdı?” sorusunun cevabı var bu tabloda. ANAP, DYP/DP ve GP'nin başına geleni de tabloda görmek mümkün; Ak Parti'ye giden oylar büyük çapta o partilerden kaçan seçmenlerin oyları çünkü...
Genelkurmay Başkanı Org. Büyükanıt'ın 'kişisel görüşü' ise sandık sonucunu algılayıp yorumlamayı hayli zorlaştırıyor. Genelkurmay internet sitesine konulan 'e-muhtıra' ve destek çıkılan Cumhuriyet mitingleri seçimde dengeleri değiştirmediyse, Ak Parti'nin aldığı yüzde 46.5 oranındaki oyu nasıl yorumlayabiliriz? Her iki kişiden biri oyunu Ak Parti'ye verirken hangi güdülerden hareket etmiş olabilir: İktidarda izlediği politikaların başarısı? Dış politikada kaydedilen ilerlemeler? Refahın artışı? Halkın geleceğe daha umutla bakması? Seçmenin ülke sorunlarını çözecek kadroları Ak Parti'de bulması?
Kendileriyle etraflı görüşmelerimden biliyorum, Ak Parti yöneticileri de seçim başarısını daha çok 4,5 yıllık icraatlarına bağlamak eğilimindeler; bu da onları partileri adına gelecekten umutlu olmaya sevk ediyor. Halkın icraatını beğendiği partiyi iktidarda tutması demokrasi açısından da iyi bir haber...
Siyasetin kendi mecrasında akmasına müdahalenin sandığı etkilemediği görüşü, ister istemez, “Seçmen oyunu icraatını beğendiği için Ak Parti'den yana kullandı” sonucuna götürüyor. O zaman da şu soru meşruiyet kazanmaz mı: “Halkın icraatından memnun olduğu bir siyasi iktidarla neden uğraşılıyor? Ak Parti'yi yönetimde görmeyi içlerine sindiremeyenler, halkın iyiliğini istemiyorlar mı yoksa?”
Bu konuyu neden tartıştığımızı da sakın unutmayalım: KKTC Büyükelçiliği tarafından verilen resepsiyonda bir grup meslektaşın Org. Büyükanıt'a siyasi sorular yöneltmesi ve onun da önce “Buraya Kıbrıs dışında bir konuya girmeme kararlılığıyla geldim” itirazına rağmen, sorulara cevap vermesi yüzünden...
Keşke kararlılığında ısrarlı olsaydı Genelkurmay Başkanı Org. Büyükanıt; keşke bundan sonra siyasetle ilgili sorulara hiç cevap vermese...
Kaynak: Yeni Şafak