Anayasa Mahkemesi'nin üyeleri Ak Parti'yle ilgili kararın ertesi günü dünya haberlerine kulak verdiklerinde herhalde şaşırmışlardır. Avrupalısı, Amerikalısı, Uzak Doğulusu, Arabı fark etmiyor, dünyanın bütün gazeteleri, tek ses halinde, "Oh be" rahatlığını dışa vurdular.
Guardian gazetesi miydi, karardan sadece birkaç gün önce, "Türkler felâkete ne kadar yakın olduklarının farkında bile değiller" diye yazan? Türkiye gerçekten bir felâketin eşiğinden döndü. 'Felâket', Ak Parti'nin kapatılması durumunda başımıza gelecek olanlardı. Onlar olacak ve Türkiye bütün dünya tarafından başka bir lige indirilecekti; fazla sayıda ülkenin yer almadığı garip ülkeler ligine...
Bize dönük ilginin sebebi ne?
Bu sorunun tek bir cevabı var: Türkiye dünyanın bütün ülkelerinin izlemeye aldığı bir 'model ülke' durumunda çünkü...
'Model ülke' sözcüklerinden bazılarımızın hoşlanmadığı meydanda. Değişik sebeplerle de olsa aslında hiçbirimiz hoşlanmıyoruz o sözcüklerden... 'Model ülke' akıllara 'ılımlı İslâm' kavramını getiriyor, o da herkese 'lânetlik' veya hiç değilse 'uzak durulması gereken' karmaşık hisleri çağrıştırıyor. 'Ilımlı' bile olsa ülkemizin 'İslâm' sözcüğüyle birlikte anılması kimimizin kanına dokunuyor; kimimizin de 'light İslâm' dayatmasına karnı tok. Herbirimiz değişik pencerelerden bakıp 'model ülke' olmayı hoş karşılamıyoruz.
Biz istesek de istemesek de Türkiye başkalarının gözünde bir 'model ülke'dir; hem de dünyanın en büyük sorunu için çare teşkil edebilecek bir model...
Dünyanın en ciddi sorunu, 'din' ile 'demokrasi' arasında birinin diğerini yok etmeyeceği bir 'birlikte yaşama' zemini oluşturabilmektir. Daha çok 'İslâm' ile mevcut düzenler arasında sorun var gibi görünse de, halkı Hıristiyan olan ülkelerde de 'din' ile 'demokrasi' arasında sorunlu bir ilişki var. Halkı Müslüman olduğu halde bu dengeyi korumaya çaba göstermesi sebebiyle bütün dünya için değer taşıyor Türkiye...
Bundan yüksünmememiz, tam tersine böyle bir deneyin öznesi olduğumuz için keyfini çıkarmamız gerekiyor. Sadece keyfini çıkarma da değil, böyle bir deneyin öznesi olduğumuz için üzerimizde toplanan dikkati güçlenmek ve refahımızın artması için kullanabiliriz de.
Ülkemiz son beş yıldır ortalama yüzde 7,5 ile ekonomisinde muazzam bir büyüme yaşıyor; bunun etkilerini her alanda hissediyoruz. Ekonominin kronik sorunlarını çözmüş ve sağlıklı bir yapıya henüz kavuşabilmiş değiliz; ancak bir şeyi becerebildik: Eskiden basit hatalar yüzünden krizler patlarken şimdi ne kadar zorlarsak zorlayalım kriz sözcüğünü akla düşürecek altüst oluşlar yaşamıyoruz. Bunu sağlayan, model olma özelliği yüzünden Türkiye üzerinde toplanan dünya ilgisi...
Bizler son dakikaya kadar "Ak Parti kapatılacak" kanaatini üzerimizden atamamışken, ekonomimize yatırım yapmış yabancılar, "Sizler nasıl olsa durumu düzeltecek bir açık kapı bulursunuz" beklentisini son ana kadar koruyabildi.
Geldiğimiz bu nokta, herkesin takkesini önüne koyup durum muhakemesi yapması zamanıdır. Hükümet, muhalefet, bürokrasi, siyaseti etkileyebilecek konumdaki bütün unsurlar, gerilimden medet ummuş çevreler, çıkar grupları... Herkes kendi sınırlamalarını bu süreç içerisinde öğrendi; o sınırları kaba güçle aşmanın riskini ve sıkıntılarını da hepimiz yaşadık. Anayasa Mahkemesi kararı bir şeyi daha öğretti: Her sıkıntıyı aşmanın bir yöntemi mutlaka vardır...
Türkiye dünden itibaren yeni bir ülkedir. Model olma özelliğini koruyan bir ülke...
Keyfini çıkaralım.
Kaynak: Yeni Şafak