İslamcılar Mısır'da yeni halk meclisinde sandalyelerin yaklaşık 3/4'ünü kazanıyorlar.
Mısır parlamento seçimlerinden önce, beklentilerin çoğu iyi bir sonuç için en büyük şansın İslami akımın olduğuna işaret ediyordu. Fakat birçok kişi seçimden önce ikinci aşamanın sonunda işin bu dereceye ulaşacağını yani İslamcıların yeni halk meclisinde 3/4 sandalye kazanacaklarını beklemiyorlardı.
Seçim Yüksek Kurulu Başkanı danışman AbdülMuız İbrahim'in açıklamasına göre 4.05 milyon seçmen İhvan-ı Müslimin Cemaati'nin (Müslüman Kardeşler) kurduğu Hürriyet ve Adalet Partisinin liderliğindeki demokratik ittifak listeleri için oy kullandı.3.2 milyon seçmen de selefi görüşünü benimseyen Nur Partisine oy verdi. Bu sonuç ikinci aşama seçimlerin yapıldığı Giza, Şerkıyye, Menufiyye, Buhayra, Süveyş, İsmailiyye, Beni Suef, Sevhac ve Avsan'da da geçerli oldu.
Yaklaşık % 43 katılımın olduğu seçimlerde Vefd Partisi 3.lüğü kazanırken, liberallerin ve solcuların oluşturduğu Mısır Blok'u ancak 0.78 milyon oy aldı.
İki aşamalı seçimin sonuçlarına daha kapsamlı baktığımızda Halk meclisinin üçte 2'sini oluşturan üyeler ile meclisin üçte 1'ini oluşturan bağımsız listelerinde İslamcıların büyük bir başarı kazandıklarını söylemek gerekir.
Hürriyet ve Adalet Partisi iki aşamada 161 sandalye kazandı. Nur Partisi 82, Vefd Partisi 27 sandalye kazanırken,üç partiden oluşan ( Mısır Sosyal Partisi, Hür Mısırlılar,Et-tecemmu Partisi) Mısır Bloku 23 sandalye kazandı.
Şüphe ve Korku
İslami güçlerin bu parlak sonucu, İslamcılara karşı devlet televizyonunun ve özel kanalların, gazetelerin ortaklaşa yürüttüğü ısrarlı kampanyaların gölgesinde elde edildi. Bu kampanyalar, İslamcıların ülkenin yönetimini üstlenmesi şüpheyle karşılanması sonucu başladı. Daha sonra Müslümanların dini duygularıyla oynadıklarını ileri sürerek İslamcıların tırmanışının Mısırlı Kıptilere ve Mısır dış politikasına zarar vereceğini iddia ettiler.
Sonuçlardan anlaşıldı ki Mısır halkının geneli medyanın yürüttüğü kampanyayı önemsemedi. Bazı yorumculara göre İslamcılar kendilerine karşı yürütülen ve son derece taraflı olan şiddetli propagandadan yararlandılar.
Demokrasi Dergisinin Editörü ve Müdürü olan siyasi analizci Beşir AbdülFettah
İslamcıların kazanmasını Mısır halkının farkındalığının eksikliğine bağlıyor. Gerçek kahraman olarak nitelediği Mısır halkını n iki kere zulme maruz kaldığını vurguluyor. Birincisi devrik lider Hüsnü Mübarek zamanında rejimin bazı sistemleri demokrasiye uygun olmaması, ikincisi ise önceki dönemlerde Mısır halkının seçimlere kayıtsız kalması. Ancak son seçimlerde güçlü bir şekilde ve ihlalleri önlemek için seçimlere katıldılar.
Abdülfettah seçim sonuçlarının büyük bir sürpriz olmadığını, çünkü İslamcılarla yarışan partilerin yapılarının zayıf olduğunu ve programlarının içerik olarak dolu olmadığını belirtiyor. Vefd ve Tecemmu gibi eski partilerle 25 Şubatta devrilen Mübarekten sonra kurulan partiler aynı konumdaydı.
Rakiplerin Zafiyeti
Bu konuda siyasi analist Nebil AbdülFettah da Beşir AbdülFettah ile aynı görüşü paylaşıyor. İslamcılarla yarışan partiler özellikle Vefd ve Tecemmu gibi eski partilerde ya demokratik geleneğin eksikliği ya liderlerinin yaşlı olması ya da geçmiş rejimle anlaşmalarının bulunmasına işaret ediyor. Nebil AbdülFettah İslamcıların dini sloganlardan, mescitlerden, özellikle sıradan insanların güvenini kazandıkları sosyal projelerden yararlandıklarında ısrar ediyor. İslami siyasal gücün seçmenleri çekmek için doğrudan onlara hizmet sunan seçim sponsorlarından da (sermaye gücünden) faydalandığını iddia ediyor.
Buna mukabil olarak İslami akımların temsilcileri kazandıkları zaferi hak ettiklerini, halkın değişim istediğini ve kendilerine güvendiklerini vurgularken halkın genelinin ve sıradan insanların aldatıldığını, fırsatçılık yapıldığını inkar ediyorlar.
Adalet ve Hürriyet Partisi yönetim kurulu üyesi Ahmet Diab ise eleştirilerin doğru olmadığını belirtiyor. Çünkü ihvan adaylarının sendika seçimlerinde de çok büyük zaferler elde ettiklerini söylüyor. Doktorlar sendikasında, Barolar Birliğinde, Veterinerler sendikasında ve Bilim adamlarının sendikasında olduğu gibi.
Ahmet Diab ayrıca El-Cezire'ye; eğer iş sıradan insanları aldatmak kadar kolay olsaydı İslamcılar, bu kuruluşların seçkin üyelerinin güvenini kazanamazdı, açıklamasında bulundu.
Kaynak: El Cezire
Dünya Bülteni için Büşra İnanç tarafından tercüme edilmiştir.