Yeni seçilen devlet başkanlarının yurtdışına yapacakları ilk ziyaretin adresi, o ülkenin dış politikasının öncelikli, ayrıcalıklı veya hassas olarak algıladıkları bölgelere gerçekleştirmeleri bir diplomasi geleneği haline gelmiştir.
Bu nedenle Rusya Federasyonu'nun yeni Devlet Başkanı Medvedev'in ilk resmi ziyaretini Kazakistan'a gerçekleştirecek olması, özelde Kazakistan genelde ise Orta Asya devletlerine yönelik bir mesaj niteliği taşımaktadır. Bugün Rusya Federasyonu'nun dış politikasını Sovyetler Birliği'nin mirası üzerine inşa ettiği alanların başında Orta Asya coğrafyası gelmektedir. Sovyetler Birliği döneminde paylaşılan ortak tarih pek çok olumsuzluğa karşı Orta Asya ülkeleri ile ilişkilerde bir sinerji yaratmaktadır. Rus dilinin bölgedeki yaygınlığına ek olarak, bölgede bağımsızlık sonrasında azalmakla beraber Rus azınlığın mevcudiyeti Rusya açısından Orta Asya politikasını belirlemede pekiştirici birer unsur olarak görülmüştür. Planlı ekonomiden piyasa ekonomisine geçişin yarattığı sıkıntılara ek olarak Orta Asya devletlerinin ekonomilerinin neredeyse tamamen Rusya'ya bağımlı olması, bağımsızlığın ilk yıllarında en önemli sorunlardan birisi olmuştur. Diğer taraftan Orta Asya cumhuriyetlerinin karşılaştıkları güvenlik ve istikrar problemlerinin çözümü için en güvenilir müttefik olarak Moskova'yı görmeleri Rusya'nın Orta Asya politikasını kolaylaştırıcı bir hale gelmiştir. Özellikle Vladimir Putin döneminde toparlanma sürecinin ivme kazanması ile Rusya'nın Orta Asya coğrafyasında etkinliğini artırma veya kendisini dengeleyebilecek aktörleri sınırlandırmaya yönelik girişimlerinin arttığı ifade edilebilir. Bu kapsamda Rusya'nın Orta Asya politikası açısından bir travma olarak görülebilecek Afganistan operasyonuna ve sonrasında yaşanan gelişmelere de vurgu yapmak gerekmektedir. Afganistan operasyonu, ABD'nin Orta Asya cumhuriyetlerinde kalıcı üsler elde etmesi ve bölge ile ilişkilerini bir anda üst seviyelere taşıması ile sonuçlanan bir süreci başlatmıştır. Bu sürecin yarattığı şok etkisi, Moskova'ya Orta Asya'ya yönelik mevcut politikalarını daha aktif hale getirmesi gerektiğini hatırlatmıştır. Gürcistan ve Ukrayna'da yaşanan "sivil darbeler" ise Moskova açısından bir başka dönüm noktası olarak değerlendirilebilir. Moskova, bölgede stratejik mevzi kapma yarışında başarılı olması için gerekli ana unsurun, özellikle BDT coğrafyasında etkin politikalara yönelmesi olduğunun farkına varmıştır.
Orta Asya hassasiyeti devam edecek
Rusya Federasyonu, Orta Asya coğrafyasını jeostratejik etki alanı olarak algılamakta ve bölgede kendisinin lehine veya aleyhine oluşacak her türlü gelişmeyi kontrol altında tutmayı zorunluluk olarak görmektedir. Rus ekonomisi için Orta Asya enerji kaynaklarının önemi büyüktür. Zira Orta Asya enerji kaynaklarının Batı pazarlarına ulaşması konusunda Moskova'nın hâkimiyetini sürdürdüğü her gün kendisi için kazanç hanesine yazılmaktadır.
Rusya Devlet Başkanı'nın ilk resmi ziyaretini Kazakistan'a yapması bu anlayışın devam edeceği şeklinde yorumlanabilir. Medvedev yeni dönemde de yakın coğrafyasına önem vermeyi sürdüreceğini, enerji başta olmak üzere Orta Asya ülkeleri ile işbirliğini geliştirme niyetinde olduklarını ortaya koymaktadır. Zira Medvedev'in Gazprom'un başkanlığını yaptığı dönemde edindiği formasyon, Orta Asya enerji kaynakları konusunda daha da hassas davranabileceği şeklinde yorumlanabilir. Dar kapsamda baktığımızda ise Bağımsız Devletler Topluluğu içinde Rusya Federasyonu açısından sivrilen ülkelerden biri olan Kazakistan'ın Moskova için önemine vurgu yapmak gerekmektedir. Rus imparatorluk anlayışında Kazakistan diğer Orta Asya cumhuriyetlerinden ayrı bir öneme sahiptir. Kazakistan, Orta Asya cumhuriyetlerinin en büyüğü ve 15 eski Sovyet cumhuriyetinin ikinci en büyük devletidir. Sovyetler Birliği anlayışında Kazakistan hiçbir zaman Orta Asyalı sayılmamıştır. Bunun en önemli nedeni Moskova'nın, bu ülkenin yazgısının Rusya'yla ortak olduğu yönündeki düşüncesi ve bu düşünceyi büyük ölçüde algılama sistemine yerleştirmiş olmasıdır. Nitekim Rus literatüründe bu yaklaşım açık şekilde ortaya konulmakta ve Türkistan'dan bahsedilirken politik bir yaklaşımla "Kazakistan ve Orta Asya" terimi tercih edilmektedir. Kazakistan, gerek doğal kaynakları gerekse jeopolitik konumu nedeniyle Rus politikasında önceliklidir. Astana açısından, Moskova ile ilişkilere bakılacak olursa, özellikle Kazak ekonomisinin durumu ve Kazak enerjisinin dünya pazarlarına ulaştırılması konusunda Rusya'ya olan bağımlılık nedeni ile halen Astana'nın en önemli ortağı Moskova'dır. Rusya, Orta Asya cumhuriyetlerine yaklaşımında enerji ve güvenlik başlıklarını göz önünde bulundurmakta ve Orta Asya cumhuriyetlerine bu iki temel husustaki potansiyellerine bağlı olarak farklı düzeylerde yaklaşım belirlemektedir. Kazakistan her iki başlık için de kritik öneme haizdir. Bu nedenle Medvedev'in Rusya'sının da Orta Asya hassasiyetini taşımasına kesin gözüyle bakılmaktadır.
Kaynak: Zaman