Haydin ölelim dese gaipten bir ses, kendine yakışan bir ölüm düşünür herkes.
Kaçarı yok, her nefis tadacaktır ölümü.
Yaşadığı sürece öleceğini bilen varlık insandır. Yaşamak ki kuşkusuz her canlıya yakışır. Ve fakat zordur kendine yakışan bir ölüm için tanrıyla anlaşmak.
Vinçle mi asılmalı, boynunda yafta ile bir kent meydanında?
Hemzemin geçitte kaza süsü verilmiş bir intiharla mı gitmeli?
Yılan mı sokmalı metruk bir tapınakta?
Kırım Kongo Kanamalı bir ateşe mi kurban gitmeli?
Burundan girip beyine tırmanan bir sivrisineğin hışmına mı uğramalı, Nemrut gibi mesela?
Yoksa kesilmiş başıyla, başsız gövdesini, altın bir tepsiden seyreden Yahya gibi mi?
Asla arkana bakma emriyle gece yarıları çekip giden bir peygamber, cayır cayır kavrularak helâk olan kavmini seyrederken nasıl bir ölüm yakıştırdı kendine?
Nasıl ölmeli?
Baş aşağı sarkarak inilen dünyadan, başı dik bir ölümle nasıl yükselmeli?
İmkânı yok, ölümü tadacaktır her nefis.
İnsanı doğuran toprak, onu şerefle kabul etmeli. Ondan geldiği gibi ona dönebilmeli belki de.
Ölmek için hazır olmalı, bir alacaklı gibi kapıya dayanmadan ruhları devşiren melek. Ve özgür bırakmalı ruhu, esaret altında ölünse bile.
Naşını taşıyacak kalabalıkların hatırına yaşanmıyorsa, umanların ve övenlerin duasına muhtaç olmadan ve asla arkaya bakmadan tek başına ölmeli. Çilekeş bir hayatın kavuştuğu bir bayram olmalı ölüm.
Bütün bunları senin için söylüyorum hocam.
Sen de öleceksin
Süleyman tahtına oturtmak için sana ebedi bir hayat biçen ve senden iktidar uman yoldaşların, hiç ölmeyecekmiş gibi yaşadıkça sana ölümü hatırlatmayacaklar. Ne zaman ölsen, erken öldü diyecekler gene de senin için.
Sen de öleceksin Hocam!
Ölümü isteyebilecek kadar rahat ve cesur olmalısın.
Düşmanlarınla barışmalısın. Ola ki senden sonra bir fatihayla şad ederler ruhunu. Ruhunu gazaba gark edecek bir matem bırakmamak için gerekirse yol vermelisin dostlarına. Senin yolunda yürüyenler senin ayaklarını nasıl kullanmadılarsa, unutma ki yürümeyi de unutmayacaklar.
Vazifeni yaptıysan rahat olmalısın. Yapamadıysan tanrı istemediği içindir. Öyleyse Tanrıyı tanık tut yaşadıklarına. Soyun bütün dünyalıklarından. Kapat bütün hesaplarını. Helallik dile. Alnını secdeye götüremeyecek kadar yaşlandıysan, bırak çocukların olsun tac-u tahtı dünyanın.
Vazifeni yaptıysan zerre gamın olmasın. Gayen i'la-i kelimetullahsa sen de biliyorsun ki O isteseydi, bütün bir insanlığı tek ümmet yaratırdı. Bir kavmi kurtarmaksa yok eğer, her an yola çıkacakmış gibi bir gece yarısını bekle. Uzun bir yola çıkacaksın. Sakın ola ki arkana bakma!
Asla arkana bakma!
İçin yanar helâk olursun.
Asla arkana bakma!
Tanrının gazabına müstahâk olursun.
Yürü ve arkana bakma!
Bırak helâk olsun medayîn. Bırak kor balçıklar altında merhamet dilensin kavmin.
Sen de öleceksin hocam!
Biliyorum ağzının tadını kaçıracak bu hatırlatma.
Hocam!
Hatırına Eflâk halk edilen o Lev lâk değilsin. O bile tanrıyı tanık tutup okudu son hutbesini.
Sen giderayak Müslüman etmek için uğraşma bu milleti. İktidar da bırak çoluk çocuğun olsun. Onları incitme fakat mezarında rahatsız olursun.
Bu aşamadan sonra;
Pırasadan yağ çıkmaz hocam.
Marul diyorsan ondan da çıkmaz, bunu en çok sen biliyorsun.
Helâllik al,
Helâl et.
Hakkımız helâl olsun