Cezayir Devlet Başkanı Abdülaziz Buteflika, Tunus Devlet Başkanı Zeynelabidin bin Ali ve Fas Kralı VI. Muhammed, güçlerini birleştirmeye kararlılar ve herhangi bir makul ve gerçekçi çözüm, yönetimlerinin sonlanmasına yol açacağı için, bu meselelere yönelmeyi reddetmekteler. Bunun yerine, kendilerine karşı girişilen ve bazen silahlı ve şiddetli olan yaygın direnişi terörizm, muhaliflerini ise terörist olarak damgalamaya ve onları bozguna uğratmak için kaynaklarını birleştirmeye karar verdiler.
Mağrib ülkeleri, işbirliği yapmalarından ziyade anlaşmazlıklarıyla tanındıkları için, kaynakları birleştirme kararı, geniş ölçüde çarpıcı bulundu. Örneğin, yıllar boyunca Cezayir, Batı Sahra"nın Fas"tan ayrılıp bağımsızlığını kazanması için Polisario direniş mücadelesini desteklemişti. Polisario liderleri halen, içinde yaşadıkları ve Batı Sahra yasal hükümeti olarak diplomatik statüden yararlandıkları Cezayir tarafından tanınmaktalar. Şaşırtıcı olmamakla beraber, bu iki ülke bu mesele üzerinde yıllardır birbirleriyle kavgalı idi; fakat Faslı bir bakan olan Muhammed el-Bazighi 20 Mart"ta Marrakeş şehrindeki bir toplantıda, Fas ve Cezayir arasındaki siyasi farklılıkların, güvenlikle ilgili meselelerde karşılıklı işbirliğine engel teşkil etmeyeceğini söyledi.
Bölgedeki terörist grupların benimsediği yeni taktiklerin ortaya koyduğu tehlikelerin tamamen farkında oldukları için, El-Bazighi"ye göre, birtakım meselelerdeki farklılıklar, Fas ve Cezayir"deki güvenlik teşkilatlarının işbirliği içerisinde olmasını engellemedi. El-Bazighi burada, Mağrib bölgesindeki el-Kaide"ye atfedilen, Cezayir, Fas ve Tunus"u hedef alacağı şeklindeki yeni bir açıklamaya işaret ediyordu. El-Bazighi, güvenlik konularında bu iki ülkenin işbirliği yapmasının, aralarındaki ilişkiye yansıyacağını ve Cezayirlileri, Batı Sahra"nın geleceği için Rabat tarafından hazırlanan yeni planı kabul etmeye ikna edeceğine dair umutlu olduğunu söyledi. Ona göre plan, tam bağımsızlığın verilmesine kafi gelmese de, tam özerkliği öngördüğü için cömert sayılmakta. El-Bazighi, Cezayirlilerin bu planı daha önceden reddettiğini, fakat plan Nisan"daki BM Güvenlik Konseyi"ne sunulduktan sonra destekleyeceklerini umduğunu da sözlerine ekledi.
Fakat, Batı Sahra planını kabul etmesi için Cezayirlilere dışarıdan baskı uygulamak için hiçbir gayreti bulunmayan Rabat, risk de almamaktadır. Örneğin; geçtiğimiz haftalarda üst düzey Faslı diplomatlar, bu planı geliştirmek üzere Washington"u ve diğer Batı başkentlerini ziyaret ettiler. Ziyaretlerinde Fas"ın egemenliği, güvenlik denetimi, hudutları ve ekonomisine karşılık, bir Batı Sahra bölgesel hükümeti ve meclisi oluşturmayı önerdiler. Bununla beraber, Batı"nın terörizm kaygıları ve kıyıya ulaşmak için Batı Sahra"yı kullandıklarını ve Kıta Avrupası"na girmek için sandallar kiraladıklarını iddia ettikleri Kuzey Afrikalıların Avrupa"ya yasa dışı göçleri kartını da oynadılar. Bu, Avrupa"daki hükümetlerin, planı ve Mağribli yöneticilerin anti-terörist programını neden desteklediklerine de açıklık kazandırmakta.
Bununla beraber, ABD"nin demokratikleşmelerine yardım ettiği mitine hayat vermek için hükümetlerin icra etmek zorunda oldukları göstermelik seçimler sonucunda, Fas"taki Adalet ve Kalkınma Partisi gibi İslami grupların güç kazanabilecek olması, bölgesel güçlerin temel endişesi. Örneğin; Fas Kralı, Adalet ve Kalkınma Partisi"nin eylülde gerçekleşecek olan seçimlerde güçlü kazanımlar elde edeceğinden korkuyor. Tıpkı Buteflika ve Zeynelabidin gibi o da, güçlü bir karşı-hareket ve bölgesel hükümetler arasında tam bir işbirliği olmazsa, İslamcı grupların yönetimi er geç ele geçireceklerine inanıyor. Kral VI. Muhammed"in hayata geçirmek istediğinin ne kadar uç olduğu ise, 21 Mart"ta Ensar el-Mehdi grubunun 50 üyesinin hakkında dava açıldığı ve Batı yanlısı monarşiyi İslami bir devlete dönüştürmeyi hedefleyen terörist eylemler planlamakla suçlandıkları zaman görüldü.
Ancak Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu"ndan Patrick Cronin"e göre; Batılı istihbarat servisleri, Cezayir"in, bölgesel terörist tehdidin odak noktasında olduğuna inanıyor. Bu ise, Başkan Buteflika"nın, Tunus Devlet Başkanı Zeynelabidin"e, terörist gruplara karşı bu iki ülkenin kaynaklarını birleştirme yönündeki şiddetli çağrısına açıklık getiriyor. Buteflika, meslektaşına, Tunus"un bağımsızlığının yıldönümünde (20 Mart"ta) onu kutlamak üzere yazdığı bir mektupta, -eğer önlenmezse- tüm bölgenin istikrarını yok edecek olan terörist tehditlerle ve kurumlarla mücadele etmek için Tunus hükümetiyle işbirliği yapmaya tamamen hazır olduğunu söylemişti. Tehditlerin sadece bu iki komşu ülkenin istikrar ve güvenliğine değil, ekonomik kalkınmalarına da yönelik olduğu sanılmakta. Oysaki, gerçekte, ekonomik kalkınmanın yetersizliğinden temel olarak bölgesel hükümetlerin yozlaşmasının sorumlu olduğu ve onların siyasi ve insan haklarına yönelik baskılarının, tüm bölgeyi alevlendiren temel sebep olduğu şeklinde yaygın bir görüş bulunuyor. Sadece işbirliği içinde olmak, ne bölgenin sorunlarını çözecek ne de diktatör yöneticileri ve yozlaşmayı muhafaza edecek. Fakat işte bu despotlar, rota değiştirmeyi zamanında öğrenecek gibi görünmüyorlar.
* M.S.Ahmed, Governments of North African countries come together to fight Islamic movements, Muslimedia International, Nisan 2007, www.muslimedia.com. F. Zehra Bayrak tarafından tercüme edilmiştir. www.dusuncegundem.com