Birçok kez söyledik. Her etki karşı tepkiyi doğurur. Kuveyt'te yapılan son seçimlerde meydana gelen buydu. Medya, İslamcılara karşı nedensiz ve gerçekçilikten uzak bir şekilde çok yüklendi. Hatta İslamcılar iktidara geldiğinde mevcut rejimi devirecekleri bile iddia edildi. Seçmen ise cevabını oy sandıklarında verdi, adaylardan birine ait çadır yakıldı, TV kanallarında yangına körükle gidilmesi bu sonucun ortaya çıkmasına neden oldu.

Arap Baharı, Kuveyt'e ulaştı ancak Kuveyt'in kendi yöntemiyle, sakin...barışçı...hukuk çerçevesi içinde!! Kuveyt halkı sözünü söyledi..Ne söylenirse söylensin İslamcıları destekledi. Kuveytliler, medyada ne kadar süslü gösterilmeye çalışılırsa çalışsın liberal laik çizginin karşısındadır. Yeni parlamentodan beklenen öncelikle, milletvekilleri ve hükümet tarafından desteklenen yolsuzluk selinin önüne geçilmesidir. Bu pırıl pırıl, kirlenmemiş, yolsuzluğa bulaşmamış muhalefetin, muhalefetini dengeli, aklı başında ancak yanlışa karşı zaafa ve acziyete düşmeden göstermesi beklenmekte. Kuveyt'i ikinci Bahreyn yapmak ve bu ülkeyi Körfez Ülkeleri İşbirliği Konseyi'nin kucağından alıp körfezin doğusuna atmak isteyenlere karşı mezhebi bağnazlığı durduracak bir muhalefet isteniyor. Öyle bir muhalefet ki bir bakanlık koltuğu, bir ihale ya da yurt dışında tedavi görme imkanı verilerek ele geçirilmesi mümkün olmayan bir muhalefet... Ve bütün bunları parlamento çatısı altında bağırma çağırma olmadan yapmalı, gerginliğe sebebiyet vermeden, sırf meclise vakit kaybettirmek için çalışıyormuş görüntüsü vermemeli.

Demokrasi düşmanları bugün, bu parlamentonun başarısız olacağı noktasında bahse giriyorlar. Zira kendileri olmaksızın parlamentoda demokratik bir işleyiş olabileceğini düşünemiyorlar, bunların demokrasi anlayışına göre demokrasi ancak sonuçları kendi lehine çıktığı zaman mümkündür. Aksi olursa dürüst değildir ve eksiktir. Demokrasi iddiası olan bu kesimler gerçekte demokrasiden fersah fersah uzaktır.

Seçimlerin en önemli sonucu kadının bu tabloda yer almamasıdır. Kadınların parlamentoda ye almamasının nedeni, daha önceki mecliste kadınları destekleyenlerin parlamentoda bulunmasını yeterince arzu etmemeleridir. Kadının parlamentodaki varlığı, kendisine siyasi haklar verilmeden önce onun parlamentonun işleyişine katkıda bulunacağı yönündeki yaklaşımlar da kabul görmedi. Tersine kadın, erkeklerin bağırış çağırışları arasında kayboldu gitti. Şayet aday kadınlardan biri konuşsaydı şöyle derdi: "Siyaseti politize etmeyin"! Aynı şekilde kadın adaylar arasındaki alternatiflerin, kadını destekleyen seçmenlerin istedikleri düzeyde olduğunu inkar etmemiz mümkün değil. Hatta kendisini destekleyenlerin bu seçimlerde kendisinden büyük başarılar kaydetmesini beklediği bayan kardeşimiz Zikra er Raşidi dahi, seçim bürosunun açılışı sırasında bir çokları için hayal kırıklığı oldu ve bir çok insanın desteğini kaybetti. Arkadaşımız Abdüllatif ed Duayc'in seçim günü yaptığı oy verilmesi yönündeki tavsiye de öldürücü darbe oldu.

Bir gazetede köşe yazıları yazan arkadaşlardan birinin okuyucularına daima kadınlara siyasi haklarının verilmemesi yönünde tavsiyede bulunmasını ve kadınların cezalandırılmasını istemesini unutamayız. Maalesef onların dediği oldu ve kadın kaybetti.

Dünya Bülteni için El Kabes gazetesinden Faruk İbrahimoğlu tarafından tercüme edilmiştir.