Türkiye yeni bir seçime giderken belki farkında olmadan yeni bir yol ayrımına doğru yol alıyor. Bu yol ayrımı bir iktidar değişiminden çok muhtemelen Kürt sorunu merkezli bir dönemece işaret ediyor.
Devletin çözümsüzlüğü merkeze alan statükoyu koruma stratejisi yıllardır çökmüş bulunuyor. Bundan sonra hükümetin iki ileri bir geri düzeyinde attığı her adım da Kürt milliyetçilerini tatmin etmekten çok devletten koparılmış bir taviz olarak algılanıyor. Şu anda gelinen noktada gecikmiş adaletin adalet olmayışı gibi bu adaletin elde ediliş biçiminin de mazlumluğu sorgulanır hale geliyor.
Türkleri ve Kürtleri sekülerleştirerek, varoluş köklerinden nevzuhur bir medeniyet halkasına taşımayı amaçlayan ulusalcı projenin iflas ettiği yerde başka bir sekülerleştirici ulusalcılık projesinin devreye girdiğini çok açık biçimde söyleyebiliriz. DEVAMI >>>