Şiddetle  kınıyorum. Hakkâri'de 14 yaşındaki Seyfi Turan'ı dipçik ve tekmelerle ölesiye döven Özel Harekâtçı polis memurunu şiddetle kınıyorum.
Seyfi Turan, DTP'nin gösteri eylemine katılmış. Polis defalarca dipçikle vurarak, vücudunu tekmeleyerek onu ölesiye dövüyor. Turan, kan revan içinde, ağır yaralı olarak hastaneye kaldırılıyor.
Şiddetle kınıyorum. Olayı görüntüleyen basını da kutluyorum.
Güvenlik görevlilerinin nasıl bir stres altında olduğunu düşünmüyor değilim. Ama olay hiçbir şart altında hoş görülemez.
Çok şükür Seyfi Turan hayati tehlikeyi atlattı, polis derhal açığa alındı, hakkında soruşturma başlatıldı.
Olay basit bir vaka değildir. Bizde ve dünyada zaman zaman görülen "polisin aşırı şiddet kullanması"ndan ibaret bir olay da değildir! Daha vahimdir.
Ülkemizde tehlikeli bir biçimde tırmanmakta olan etnik gerilimi körüklemiş, ateşe benzin sıkmıştır!

Ateşe benzin!
DTP bir süredir kamuoyunda etnik gerilimi kışkırtıyor, 'ajite' ediyor. Zaten DTP, önceki partilerden farklı olarak "Türkiye partisi" olmak iddiasıyla değil, Ahmet Türk'ün deyimiyle, "önce Kürtlerin birliğini sağlamak" diye formüle ettikleri etnik milliyetçi bir aşırılıkla kurulmuştu.
Sadece terör eylemleri değil, DTP'nin siyasi ajitasyonları da ülkede Türk-Kürt duygularını ayrıştırarak etnik kamplaşmayı kışkırtıyor.
Hakkâri'deki olay üzerine de Ahmet Türk hemen, "Ne de olsa o çocuk terörist ilan edilmiş bir halkın çocuğudur" diyerek etnik duyguları kaşıyan 'ajitasyon'lara bir yenisini ekledi.
PKK ve DTP böyle bir etnik ayrıştırma stratejisini yürütürken, 14 yaşında bir çocuğa böylesine gaddarca davranmak ateşe benzin dökmektir!
Zaten Kürt meselesinin bu boyutlara tırmanması, başlangıcından beri sorunu çözüyoruz zannıyla ateşe benzin dökmelerin sonucudur.
Her kanunsuzluk, her merhametsizlik, Kürt kimliğine her saygısızlık Kürtçü milliyetçiliği besleyegelmektedir.

İlişkilerin önemi
Diyarbakır Emniyet Müdürü şehit Gaffar Okkan, hem terörle mücadele etmiş hem çarşıda, pazarda, kahvehanede saygılı ve sıcak davranışlarıyla halkın kalbini kazanmıştı.
Diyarbakır Valisi Efkan Ala en karmaşık şiddet olaylarında bile halka özen göstermiş, halkın desteğini almayı bilmişti.
Hakkâri'deki olaydan sonra Kolordu Komutanı Korg. Yurdaer Olcan'ın hastaneye giderek Turan'ı ziyaret etmesi çok iyi oldu.
Org. İlker Başbuğ Şırnak'ta çarşıya çıktı, esnafla konuştu, Kürtçeyi yadırgamadığını gösterdi. Esnaf da Başbuğ'dan askerlerin garnizon kantinlerinden değil, çarşıya çıkıp esnaftan alışveriş yapmasını istedi. Bunu her yerde yapmak lazım.
Her kademede, devletle halkın, Türklerle Kürtlerin sosyal ve insani ilişkilerini artırmak için özel çaba gösterilmelidir.
Etnik milliyetçilik başa çıkılması çok zor bir duygu taşkınlığı ve öfke halidir. Bunu aşmada hukuk devleti ve demokrasi çok önemlidir. Aynı şekilde sosyal, insani ve mesleki ilişkiler, medeni münasebetler, müşteri-satıcı ilişkileri, şehirleşme gibi dinamikler ve sıcak davranışlar da fevkalade önemlidir. Bilinçle, samimiyetle geliştirmeliyiz bu ilişkileri.
Buna sosyolojide ve siyaset bilimde "entegrasyon" deniliyor ki, etnik kutuplaşmanın uzun vadede asıl panzehri, bu ilişkilerin gelişmesidir.

Kaynak: Milliyet