Türkiye güçlendikçe terör örgütleriyle daha etkin mücadele ediyor. Her şeyden önce ülkenin caydırıcılık kapasitesi arttıkça terör örgütlerine hamilik yapan uluslararası aktörler bu pozisyonlarını gözden geçirmeye başlıyor. Vekil güç olarak sahneye sürdükleri terör örgütleriyle olan ilişkilerini zayıflatmaya, onlara verdikleri desteği yavaş yavaş geri çekmeye başlıyorlar.

ABD-PKK ilişkisi buna bir örnek. Elbette henüz ABD, PKK'dan YPG'den desteğini geri çekmiş değil. Suriye sahasındaki CENTCOM yetkilileri göğüslerini siper etmişçesine YPG'yi savunuyor. Gelgelelim Washington'ın siyasi elitleri için YPG günden güne savunulması daha zor bir örgüte dönüşüyor. Bundan iki yıl önce Washington'da kime sorsanız YPG'yi yere göğe koyamaz, onu DEAŞ'la mücadelenin yılmaz gücü olarak pazarlardı. YPG'nin kadın savaşçılarından, "dini terörizm"e karşı mücadele eden "seküler bir kurtuluş hareketi" olduğundan dem vururdu. Dahası Türkiye'nin PYD/ YPG politikasını kıyasıya eleştirir, bundan dolayı Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı suçlardı.

Bugün Washington'da YPG'yi tutkuyla savunanların sayısı hayli azaldı. Pragmatik bir çerçevede YPG desteğinin sürmesi gerektiğini söyleyenlerin ise elinde pek bir tutamak kalmadı.

Yazının tmamını okumak için TIKLAYINIZ