Uğradığımız haksızlık, acımızın zaman içinde ve Filistin topraklarındaki kökleşmesi ne olursa olsun, öyle görünüyor ki, dünya bizi işgalci, terörist, ne kendi topraklarının ne kendi tarihlerinin olmasını hak eden, zulme karşı kendini savunma ve direnme hakkı olmayan, insanoğlu statüsünden yararlanamayacak yaratıklar olarak görmeye devam ederek, sesimizi duymayı reddediyor.  
  
Binlerce yıllık Filistin kültürünü ve tarihini silmeye katkıda bulunan kurumların en sonuncusu da Fransa Kültür Bakanlığı'nın himayesinde düzenlenen Kitap Fuarı [Salon du livre] oldu. Bu fuar, her yıl bir ülkeyi onur konuğu yapmakta ve çağdaş yazarlarını tanıtmaktadır. Bu yılın onur konuğu olarak İsrail, ancak 60 yıllık bir tarihî varlığı olan, neredeyse tüm ülkeden kovulan, mülteci kamplarındaki zor koşullarda yaşamaya mahkûm edilen, acımasız bir askerî işgal yaşayan ve dünyanın dört bir yanına dağılan Filistinlilerin yerini almak için başka yerlerden (Avrupa, eski Sovyetler Birliği, ABD, Etiyopya vs.) gelmiş bir nüfusa sahip, antik Filistin toprakları üzerine kurulu bir devlet seçildi.

İnsan hakları açısından felaket bir durumda olan, uluslararası yasaları ve BM kararlarını ihlal eden ülkeler arasında başı çeken İsrail, eskiden çok dinli, çok etnikli, çok kültürlü olan bir ülkeyi, sadece Musevilere ait bir toprak haline getirdi. Fransa'nın bu prestiji yüksek fuar için seçerek onurlandırdığı ülke, uyguladığı ayrımcı sisteminin, Demsond Tutu'dan Jimmy Carter'a tartışmasız kabul gören ahlaki otoriteler tarafından ifşa edildiği bir ülkedir. Yakın bir zamana kadar henüz her şeyin yitirilmediğini düşünüyordum. Naifçe Fransa'nın tarihimizi kucaklayacağını ve zulme uğramış bir ulusun çığlığı olan, 6 Mart tarihinde Fransızca baskısı çıkan (les Matins de Jenine - Cenin Sabahları) The Scar of David adlı kitabımı Fuar'da tanıtacağını düşünmüştüm. Ancak bu fuara hiçbir Filistinli hatta hiçbir İsrail vatandaşı olan Filistinli yazar davet edilmedi. Bu davranışı katılmamam için bir baskı olarak algıladım. Böyle bir şey nasıl yapılabildi? Bu fuarı düzenleyenler İsrail'in boşaltılmış Filistin köylerinin üstüne konduğunu bilmiyorlar mı? Ben bir Kudüs kızıyım, İsrail beni atalarım gibi bu kentte yaşamımı sürdürmeye layık görmese de. Kitap fuarının yetkilileri de İsrail gibi, Filistin ve Filistinliler yokmuş, hiçbir zaman var olmamış gibi mi davranmaktalar? Bazı Filistinliler, Kenan ismini taşımaktadır. Hiçbir İsrailli topaklarından çıkartılmış bu Kenan ailesi kadar bu topraklara kök salmamıştır! Dünya, Mahmud Ahmedinejad İsrail'i haritadan silme dileğini belirttiğinde haykırdı. Oysa, 60 yıldan beri İsrail, Filistin'i hem sözle hem de eylemle haritadan silmekte.

Her yolun başında, bizim varlığımızı yok saymak, bizi ezmek, aşağılamak için bir duvar, bir mermi deliği, bir İsrail barikatı duruyor. Ölüm, hem karadan hem denizden modern silahlarla üstümüze geliyor. Tüm umutlarımız, düşlerimiz halkımızın yarım asırdan beri maruz kaldığı insanlık dışı koşulların hüküm sürdüğü sığınma kamplarında söndü. Konuşmak, protesto etmek ya da acılarımızı haykırmak istediğimizde yöneticilerimizin, sanatçılarımızın, aydınlarımızın sesleri sessizlikle boğuldu. Acımızın anlatımının Kitap Fuarı'nda dile getirilmesi engelleniyor! Neden? Böyle bir kaderi hak etmek için ne yaptık? Fransa'da ya da dünyanın herhangi bir başka yerine yaptık ki hiç kimse böylesi bir adaletsizlik karşısında sesini yükseltmiyor? Her şeyimiz, sadece Musevi olmadığımız için elimizden alındı, kalbimiz vücudumuzdan söküp çıkarıldı.

Bize zulmedenlerle insanlığın geri kalanına verilen en temel haklarımızı elde etmek için sonsuz görüşmelere zorlanan biz, bu denli dışlanmak için ne suç işledik? Bu darbelere, bize kaba saba insanlar denmesi için mi katlandık? Neden kimse sesimizi duymak istemiyor? Kitap âşıklarının bile sanki biz yokmuşuz gibi davranmasından sonra bizim için bir umut kaldı mı? Hâlâ Kitap Fuarı'na gitme niyetindeyim. Eğer Filistinli çocuklar, tüfekler ve tanklarla üstlerine gelen askerlere karşı ellerindeki taşlarla çarpışabilecek cesareti gösteriyorlarsa ben de kitaplarla ve kuşkulu bir programla silahlanmış iki yüzlülere karşı koymaktan korkmamalıyım.

 

Kaynak: Zaman