Keşmir’de meclis seçimleri akabindeki siyasi manzara, beklendiğinden çok daha ilginç görünüyor. Tüm siyasi partiler, siyasette daimi dostluklar ve düşmanlıklar olmayacağına dair yazılı olmayan kurala uyuyor. Diğer taraftan, insanlar Mark Twain’in “Oy kullanmamız herhangi bir fark oluşturacaksa seçim yapmamıza müsaade etmezler” ifadesini derinden idrak ediyorlardır. O, modern demokrasilerdeki seçim sürecini eleştirirken tamamen mantıksız değildi.
Seçim sonuçları hiçbir partiyi hükümet kurmak için gereken sayıda koltuk sayısına yaklaştırmadı. Bu yüzden tüm partilerin, hükümet kurmak için diğer partilerle görüşmeler yaptığı görülüyor. Her parti siyasi hasımlarına karşı eski duruşundan vazgeçerken ortaya bir ikiyüzlülük tiyatrosu çıkıyor. Şimdi iktidara gelebilmek için sıkı fıkı oldukları görülen siyasi partiler, oy almak için kampanya yaparken neredeyse birbirlerinin boğazına sarılacak söylemler içindelerdi.
Hindistan’ın BJP partili başbakanı Narendra Modi, iki ana bölge partisine -Halkın Demokratik Partisi (JKPDP) ve Milli Konferans (JKNC)- işaretle Cammu ve Keşmir halkından kendilerini hanedan yönetiminden kurtarmalarını isteyecek kadar işi ilerletmişti. Ve şimdi BJP, seçim sonuçları akabinde Cammu ve Keşmir’de ilk kez iktidara gelebilmek için her iki seçeneği de deniyor. İki bölge partisinden biriyle hükümet kurmayı başarması halinde eyalette ilk kez bir Hindu milliyetçisi parti iktidara gelmiş olacak.
Bu seçim BJP’nin toplumsal olarak bölücü gündemini de yalın bir şekilde ortaya koydu. BJP'nin Hindistan’da siyasi güç olması da genel olarak seçmenlerin toplumsal temelde kutuplaşmasının doğrudan bir neticesidir. 1984 seçimlerinde Hindistan parlamentosunda sadece 2 olan sandalye sayısı 1989 seçimlerinde 86’ya, 1996 seçimlerinde de 161’e yükseldi ve BJP en büyük parti haline geldi. Bu, BJP lideri L K Advani’nin ülke çapında Rath Yatra diye adlandırılan ve 16. yüzyıldan kalma Babri Mescidi’nin RSS (BJP’nin ana örgütü) gönüllüleri tarafından yıkılmasıyla neticelenen dini bir seyahat gerçekleştirmesinden sonra oldu.
Aynı BJP şimdi 87 sandalyeli Cammu ve Keşmir Yasama Konseyi’nde (Hindistan kontrolündeki Keşmir’de) 25 sandalye kazanmayı başardı. Bu 25 sandalyenin tamamının Hinduların çoğunlukta olduğu bölgelerden gelmesi de BJP’nin kalkınmayla ilgili olarak değil dini kutuplaşma ve toplumsal söylemlerle seçim mücadelesi verdiğinin delilidir. Burada, şimdi seçilmiş BJP yasama partisinin üst düzey liderlerinin, 2008’de Keşmir vadisinde büyük ekonomik kayıplar ve Keşmirlilere karşı şiddet olaylarına yol açan ekonomik abluka uygulanmasına yol açan kişiler olduklarını ifade etmek uygun olacaktır.
Abluka, BJP’nin kutuplaşmayı daha da ilerletmek için en üst seviyede kullanacağı bir fırsat oldu. Bunun sonucunda, 2008 seçimlerinde önemli sayılabilecek 11 sandalye kazandı. BJP’nin Cammu ve Keşmir’de kutuplaştırma projesi 2014 seçimlerinde tamamlanmış görünüyor.
BJP’nin 87 üyeden oluşan mecliste 25 üye elde etmesi, parti ister iktidarda ister muhalefette olsun kesinlikle endişe kaynağıdır. Bunlar iktidarda hep Hindutva holiganizmine müsaade etmeleriyle biliniyorlar. Hindistan’da bu partinin iktidarda olduğu eyaletlerde hep böyle oldu. Bunlar muhalefette de hükümeti devirmek için “gerekli her yola başvurmalarıyla” tanınıyorlar. BJP’nin seçim kazanma stratejisinin açıklanmamış bir parçası, isyan çıkarmak ve kararlı kutuplaştırma faaliyetlerinden daha da fazla faydalanmaktır.
İşte böyle olduğu için bu parti, Keşmirlilerin çoğu tarafından genelde belli bir topluluk için faaliyet gösteren ve özellikle de Müslüman karşıtı bir parti olarak değerlendiriliyor. Bunun bir sonucu olarak, bizzat Başbakan Modi liderliğinde Srinagar’da bir miting yapılması ve onun beklenmedik derecede büyük bir kalabalığın önünde partisinin adaylarını ismen açıklamasına rağmen BJP Keşmir vadisinden tek bir sandalye bile kazanamadı. Bölge partilerinin BJP’yle birlikte hükümet kurmaya istekli olduklarını ifade etmeleri, oy toplamak için Keşmir’de kullandıkları BJP karşıtı hissiyata ihanettir. Bunun ileriki zamanlarda kendileri için ters tepeceği kesindir. Bu seçimlerde akılda tutulması gerekenin, nispeten yüksek katılım oranı olmadığını düşünüyorum. Asıl akılda tutulması gereken, ortaya çıkan sonuçlar ve bu sonuçlar sebebiyle Keşmirlilerin gelecekte tüm seçim sürecine bakışlarını değiştirecek ittifaklar olacaktır.
Kaynak: World Bulletin
Dünya Bülteni için çeviren: Arif Kaya