Özbekistan bağımsızlığını kazandığından sonra günümüze kadar Devlet Başkanı İslam Kerimov tarafından yönetiliyor. Kerimov, Rusya ile batı ülkeleri arasında dengeleri korumaya çalışmış ve ülkede İslami gruplara karşı etkili politika takip etmişti.
İslam Kerimov, 1938 yılının 30 Ocak tarihinde Semerkant'ta dünyaya geldi. Uyruğu konusunda kesin bir bilgi olmamakla beraber resmi kaynaklar Özbek olduğunu iddia ediyor. Başka bir iddiaya göre ise annesi Tacik idi. Bir diğer iddiaya göre ise babası Fars, annesi ise Tacik idi. Özbek, Tacik ve Rusça biliyor. Kerimov çocukluğunun önemli bir kısmını yatılı okullarda (öksüzler evi) geçirdi ve orada uyruğu konusunda karışıklık yaşanabilirdi.
İlk ve orta öğrenimden sonra Taşkent Orta Asya Teknik Üniversitesinden mezun oldu. İlk olarak Taşselmaş fabrikasında usta yardımcısı olarak başladı. Kısa sürede Taşkent Uçak Sanayi merkezinde mühendislik görevine kadar yükseldi. Bazı kaynaklara göre Kerimov Özbekistan Su Bakanlığı ve Hermetik fabrikalarında da çalıştı.
Onun öksüzler evinde büyümesi SSCB içerisinde önemli görevler almasında yardımcı oldu. 1967 yılında Kerimov Taşkent Tarım Enstitüsünde Ekonomi bölümünü de bitirdi. 1983 yılında Özbekistan Maliye Bakanlığı görevine tayin edilmişti. Gorbaçov iktidarının ilk yıllarında Özbekistan'ın başbakan yardımcısı ve Komünist Parti'nin Kaşgar Merkezinin genel sekreteri idi. 1989 yılında SSCB içerisinde yer alan cumhuriyetler bağımsızlık talebini gündeme taşıdı. Eski SSCB ülkelerinin önemli bir kısmında iktidarlar el değiştirdi. Benzer gelişmeler Özbekistan'da da yaşandı. Özbekistan Komünist Partisi'nin Merkezi komitesinin genel sekreteri Rafik Nişanov SSCB Yüksek Meclisinin ulusal birimine başkan olarak tayin edildi. Onun yerine ise İslam Kerimov getirildi. Kerimov yönetime gelmesinden sonra günümüze kadar ülkeyi demir yumrukla yönetiyor.
1990 yılında eski SSCB ülkelerinde devlet başkanları ilan edilmeye başlandı. Parti başkanı Kerimov 1991 yılının Mart ayında referandum düzenleyerek halkın bağımsızlık aleyhinde oy kullanmasını istedi. O, ülkesinin SSCB içerisinde varlığını devam ettirmesini talep etmekteydi. Ancak 31 Ağustos tarihinde SSCB'nin yıkılmasından sonra bağımsızlık ilan edildi. Orta Asya ülkeleri içerisinde ilk milli bayrak Özbekistan'da kabul edildi.
Referandum sonucunda Kerimov'un görev süresi daha da uzatıldı. Özbek lider bu konuda ABD ve AB ülkelerinin eleştirilerini duymazdan geldi. 2000 yılında ülkesinde düzenlenen başkanlık seçimlerini ise kazandı. 2007 seçimlerini ise yüzde 88 oy ile kazanmış oldu. SSCB sonrasında 25 milyonluk nüfusa sahip ülke ekonomisinin temeli pamuk üretimine dayanmaktaydı. Sanayi fabrikalarının sayısının kısıtlı olması dikkat çekiyordu. SSCB'nin yıkılması ile beraber ekonomi bağları da kopmuş oldu ve Moskova'nın desteği kesildi. Nüfusun büyük bir hızla artmasına paralel olarak işsizlik oranı da yükseldi. Milyonlarca Özbekistan vatandaşı iş bulma ümidi ile Rusya'ya geldi. Aral Denizi'ndeki çevre sorunu durumu daha da kötüleştirdi. Özbekistan'ın yıkılmamasının ve tarihe gömülmemesinin sebebi olarak Kerimov'un hizmetleri gösteriliyor. SSCB sonrasında muhalif düşünceler İslami güçler tarafından ortaya çıktı. Semerkant, Buhara ve Fergane vadisinde İslami akımların etkisi hissedilmekteydi. Kerimov dinin önemine vurgu yapsa da laik yönetimden yana olduğunu ilan etti. Her iki hanımının Rus asıllı olması ve varisi olarak gösterilen kızı Gülnare Kerimova'nın modern hayatı tercih etmesi dikkat çekiyor.
Özbekistan'da ilk huzursuzluk henüz 1991 yılının sonlarında yaşandı. Devlet başkanlığı seçimlerinde Kerimov'un rakibi olan Muhammed Salih'in taraftarları sokaklara çıktı. Sonrasında İslami güçler tekrar kendilerinden söz ettirmeyi başardı. 1999 ve 2004 yıllarında Taşkent'te patlamalar yaşandı. 2000 yılında Özbekistan ordusu Özbekistan İslam Hareketi'nin üyelerine karşı askeri operasyonlar düzenledi. Kerimov iktidarı yaşanan gelişmelere rağmen varlığını devam ettirmeyi başardı.
2005 yılının Mayıs ayında Andican'da yaşanan olaylar unutulmadı. Özbekistan İslam Hareketi ve Hizbu't-Tahrir üyelerine karşı askeri operasyon düzenlendi. Ordu Andican'a girdi. 200 kişi hayatını kaybetti, yüzlerce insan yaralandı ve 121 kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınan vatandaşlara 14-20 yıl arasında hapis cezası verildi. Batı ülkelerinin operasyonlara karşı çıkması Kerimov iktidarının ABD ve müttefikleri tarafından cezalandırılma talebi olarak değerlendirildi.
Özbekistan demir yumrukla yönetiliyor. Muhaliflerin önemli bir kısmı yurt dışına kaçmak zorunda kaldı. İslami grup üyeleri ise gözaltında tutuluyor. Güvenlik Birimleri vatandaşları takip altında tutuyor. Basın özgürlüğü konusu gündeme taşınmıyor bile. Bir yıl önce ülkede internet kullanımı da yasaklanmıştı. Ancak buna rağmen Türkmenistan'da Niyazov'un siyasi kişiliğinin öne çıkarılmasına (kutsallaştırılması) benzer bir sürecin Özbekistan'da yaşandığı söylenemez.
Kerimov dış politikada dünyanın güç merkezlerine karşı gelmemeye özen gösteriyor. Şöyle ki ülkesi 1994 yılında Rusya ile beraber Kolektif Güvenlik ve İş Birliği Örgütü (ODKB) içerisinde yer aldı. Ancak beş yıl sonra Rusya'nın bölgedeki askeri varlığının artmasından şikayetçi olarak teşkilattan ayrıldığını açıkladı. Andican olaylarından sonra Kerimov ODKB'ye geri döndü. Bunun öncesinde ise Rusya'yı da karşısına almamak maksadıyla Shanghay İşbirliği Örgütüne üye oldu. YevrAzES ekonomi teşkilatı içerisinde de yer almasının yanı sıra zaman zaman ayrışmalar yaşandı.
Özbekistan'ın Rusya imparatorluğu ve SSCB dönemi Kerimov tarafından olumsuz bir şekilde değerlendiriliyor. Basmaçlar milli kahraman olarak tanıtılıyor, ikinci cihan savaşı döneminde savaşan askerlerin anıtları ise yıkılıyor. Nitekim 2009 yılında Aleksandr Nevski'nin ismini taşıyan Taşkent Ortadoks Kilisesi de yıkıldı. Kilise uzun bir süre önce faaliyetlerini durdurmuştu. Devlet birimlerinde Rusça kullanılmamakta ve yönetim kadrosu içerisinde de Ruslar yer almamaktadır. Rusların önemli bir kısmı ise ülkeyi terk etmek zorunda kalmıştır. Özbekistan yönetiminin Ruslara karşı bu politikası Kremlin sarayı tarafından görmezlikten geliniyor.
Batı ülkeleri ile ilişkilerde de inişler çıkışlar yaşanıyor. Kerimov yönetimindeki Özbekistan bir süre GUUAM (Gürcistan, Özbekistan, Ukrayna, Azerbaycan, Moldova) teşkilatı içerisinde yer aldı. Teşkilatın hedefi eski SSCB ülkelerinin batı ile yakın ilişkilerini kurmaktı. Ancak Andican olaylarından sonra Kerimov teşkilattan ayrılma kararı aldı. 2001 yılında NATO'nun Afganistan operasyonunu destekledi ve ittifakın askeri üs teklifini kabul etti. Andican'da yaşananlar bu konuyu da etkiledi. Bir süre batılı ülkeler tarafından uzak tutulmaya çalışılan Kerimov iktidarı bugün ABD ve AB ile daha sıcak ilişkiler kurmuş durumda.
İslam Kerimov SSCB sonrasında hala ülkesini yönetmeye devam eden ender siyasilerinden birisi olarak siyasi hayatına devam ediyor. Çok zor dönemlerde iktidarını korumayı, açlık ile savaşmayı, batı ülkeleri ve Rusya ile ilişkileri devam ettirmeyi başardı. Her ne kadar ülke genelinde demokrasi prensipleri uygulanmasa da ve ekonomi istenilen düzeye gelmese de İslam Kerimov'suz Özbekistan'ın durumunun çok daha zor olacağını söyleyebiliriz.