23 Ocak 1913'ün 99. yılından kalkarak dün demiştim ki...
İttihatçı gelenek ve zihniyet bu topraklardan tümüyle çekip gitmedikçe "devlet içinde devlet" tezgâhları bitmeyecek, cumhuriyetimiz asla kökten demokratikleşemeyecek.
Şimdi biraz daha açayım.
İttihatçı gelenekten popüler medyada söz edilirken iki nokta öne çıkar.
Bir... Militer bürokrasi ve darbecilik.
İki... Maceracılık.
Doğrudur bu! Ama ciddi biçimde eksiktir.
İttihatçılar sadece bir ulus devlet değil, o devletin "içini" dolduracak yeni (ve modern) bir toplum inşa etmek istediler.
Unutulmamalı ki, alfabe değişikliğini de ırkçı tarih tezlerini de, toplumu jimnastik ve halk evleri gibi kurumlar yoluyla seferber etmeyi de ilk projelendiren İttihat ve Terakki'dir.
Onların darbecilikleri de, maceracılıkları da bu "inşa" hedefi içindir.
Başarısızlıkları da, başarıları da bu çizgilerinin sonucudur. DEVAMI >>>