Bugünlerde İsrail Savunma Bakanı Ehud Barak, Gazze saldırısında başarısız olan ordusunun Gazze operasyonuna devamı ihtimalinden söz etti.
Barak'ın savaşın devamı yönündeki sözleri, İsrail'in abluka altında yaşayanlara, Gazze kuşatmasındakilere yenilmeyi hazmedemediğini, bu yüzden içteki muhataplarına savaşın daha bitmediği, sonucun yakında alınacağı mesajı verdiğini gösteriyor.
Kuşkusuz 22 gün süren savaş 19 Ocak günü sona erdi. Bu savaşın Siyonist rejimle Filistinliler arasındaki son savaş olmadığına da şüphe yok. Ancak önümüzdeki çatışmanın bir yıldan daha erken olacağı da sanılmamalıdır; zira İsrail'in yenilginin izlerinden kurtulmak için bir yıldan çok zamana ihtiyacı var.
Gazze'deki 22 günlük bu savaşın başlarında Mısır ve Suudi Arabistan ile aralarında el-Şarku'l-Evsât, el-Hayat ve el-Ehram'ın olduğu yayın organları "Bu çatışma tıpkı 33 gün süren Tel-Aviv, Hizbullah savaşı gibi İsrail ve Filistinliler arasında yaşanacak son çatışma olacak. 33 günlük savaş İsrail'e ve Hizbullah'a öğretti ki savaş, yıkıntıdan başka sonuç doğurmuyor; hedefe ulaşmak için siyasi yollar düşünülmeli. Bu savaş da İsrail'e ve Hamas'a savaşın yıkıntıdan başka bir şey getirmediğini öğretecek. Böylece her ikisi de siyasi çözüm yollarına yönelecekler." diye propaganda yapıyorlardı. Mısır ve Suudi Arabistan yayın organlarının propagandalarının amacı savaşın bir tarıfını –kastedilen Filistin tarafı- tutmanın gereksiz olduğunu, öte yandan, Mısır ve Suudi Arabistan hükümetlerinin yapıcı çabalarını makul ve Ortadoğu'nun kaderini belirleyici olduğunu anlatmaktı.
Bu analiz, ta 22 günlük savaşın başında İsrail başarısızlığı görülünce Mısır ve Suudi Arabistan medyasında kayboldu. Bu gazeteler, savaşın sonlarında Gazze halkına saldırıda kendi hükümetlerinin dahlini gözlerden saklamak için, Filistinlilerin büyük çoğunluğunun İsrail'e karşı direnişe katılışından ve Mahmud Abbas hareketinin de direniş dalgaları arasında yok oluşundan bahseder oldular. Yani bir iki hafta içinde ağız değiştirdiler.
Şimdi Barak, başka türlü konuşuyor; Hizbullah'la savaşta dönemin Genelkurmay Başkanı ve Savunma Bakanını askeri bilgi ve savaş tecrübesi yoksunluklarından ötürü, İsrail'i 4 bin kilometrekarelik alanda çeteye yenilmeye mahkum etmekle suçluyordu. Şimdi kendisi, bizzat Olmert'in 22 günlük savaşın bitişinde yaptığı konuşmada dediği gibi iki yıllık hazırlı ve İsrail'in bütün askeri imkanlarının kullanmasına rağmen çok daha küçük bir alanda -365 kilometrekare- daha küçük bir direniş gücüne yenildi. İsrail ordusu, 300'den fazla kayıp ve 2 binden fazla yaralı verdi, Filistin direnişine büyük bir darbe vuramadı.
Kendisinin, eğer savaşın devam edeceğinden, bitmediğinden söz etmeyecek olsa, bu büyük yenilgi karşısında diyecek nesi var? Bu Savunma Bakanı, 22 günlük savaşın sonuda değil, daha onuncu gününde resmen Güvenlik Kurulunda o gün Gazze çatışmasına son verildiğini ilan edilmesini bildirmiş, zira daha fazla ve şehirlere nüfuz imkanımız yoktur, demişti. Bugün tribünlere, ateşkes ilanından üç gün sonra bütün tanklarını, askerlerini bozulmuş halde Gazze'nin sokaklarından ve köylerinden çekip yenilgi sınırlarının ardına yığdığı halde operasyonun devamı jesti yapıyor.
22 günlük savaş Gazze direnişinin apaçık ve tarihi zaferi ve İsrail'in yenilgisiyle bitti, ancak bu İsrail'in şerrinin sona erdiği anlamına gelmiyor, şimdiye dek ateşkes altında durmadığı gibi. Bundan sonra iki taraf arasında geçici ateşkes imzalansa bile İsrail'in saldırısı durmayacak, ama bu savaş demek değil.
İsrail'in tanıdığımız kimliği bize, bir yada iki yıl içinde yeni bir savaş olacağını haber veriyor. Elbette bu da Siyonist rejimle Filistin direnişi arasındaki çatışmanın sonuncusu olmayacak. Hamas'ın siyasi lideri Halid Meşal, gelecekteki iki savaştan bahsetmişti, en azından bunlar olacak. Bu savaşların, Filistin'e hayat ve işgalci rejime ölüm olacağını söylemeliyiz. Bölgede istikrar, Filistin direnişine yapılacak yardımlarla sağlanacak, ilgalci gücün kalıcılığına dayanan istikrar hayali de artık bitecektir. Gelecek savaşta bölge ülkeleri daha süratle ve cesaretle direnişe yardım edecekler. O zamana kadar İsrail'in Arap dostları düşmemişlerse de yerlerini kaybetmiş, seyirci hükümetlere dönmüş olacaklar. İsrail de gelecek savaşın başlayana kadar 22 günlük savaşın yenilgisinin izleriyle yaşayacak, direnişin Lübnan ve Filistin yakalarının arasında yaşamak da bunların planlarına güvenini zayıflatacak.
Sa'dullah Zâziî, İranlı Ortadoğu Uzmanı
Dünya Bülteni için çeviren: Kadir Turgut