Pazar akşamı geç saatlere kadar oturanlar, denizde yaşanan dramayı canlı yayından izledi. El Cezire ve Gazze filosundaki eylemcilerin kullandığı internet sitesi, komandoları ‘abluka karşıtı’ gemileri basarken gösterdi. Görüntülere, eylemcilerin sesleri ve İsrail’i Gazze’yle başka yerlerde yaşananlar nedeniyle tekrar tekrar kınayan Hamas sözcüsünün sözleri eşlik etti.
Sadece bir ses suskundu: İsrail. Dışişleri Bakan Yardımcısı Danny Ayalon’un 10.30’da düzenlediği basın toplantısına dek, yani olayın başlamasından sonra altı saatten uzun bir süre boyunca, İsrail yaşanan ciddi olaylara dair tek bir resmi açıklama yapmadı.
Ayalon’un açılışı İngilizce yaptığı basın toplantısında bile, pek az yabancı gazeteci vardı. Toplantıya gelebilen az sayıda insan da hiçbir soru sormadı. Ve daha kötüsü de şu: Mavi Marmara gemisinde yaşanan şiddetin görüntüleri veya İsrail tarafından başka görsel bilgiler ancak saatler sonra verildi.
İsrail saatler boyu eleştirileri yanıtlayamadı
Savunma bakanı, genelkurmay başkanı ve donanma komutanı bir basın brifinginde gazetecilere askerlerin bıçaklar, sopalar, coplar ve hatta silahlarla karşılaştığı şiddetli direnişi anlattı. Fakat bunun hiçbirini brifingden önce görmemiştik. Ekranda kalan tek şey, Türk eylemcilerin cep telefonları aracılığıyla gönderdiği fotoğraflar ve buna eşlik eden [İsrailli Arap lider] Şeyh Raed Balah’ın ölümüne dair söylentiydi.
İsrail’in halkla ilişkiler yapısı bir kez daha mı uyuyakalmıştı? Ulusal halkla ilişkiler merkezi sorumluluğun ordu sözcüsüne ait olduğunu savunsa da, ordu sözcüsünün ofisi yeniden Dışişleri Bakanlığı’na ve aynı ulusal halkla ilişkiler merkezine işaret etti. Halkla ilişkiler yöneticisi Nir Hefetz ise Başbakan Binyamin Netanyahu’yla birlikte Kanada’daydı. Dolayısıyla şiddet yanlısı İsrail’e karşı sert suçlamalar ve Türkiye’deki protestolarla dünya çapından gelen sert kınamalar İsrail tarafından saatler boyu yanıtsız bırakıldı. (İsrail gazetesi, 1 Haziran 2010)
Kaynak: Radikal