'Devrim kendi evlatlarını yiyor'. Bolşevik Rusya'da böyle olmuştu. Acaba İran'da da aynı şey mi yaşanıyor? Zira Tahran'ın cumhurbaşkanlığı seçimi sonuçlarından dolayı protestolara sahne olması, göstericilerin bazılarının öldürülmesi ve yaralanması dünya televizyonlarının Sovyetler Birliği'nden aktardığı sahneleri hatırlattı.
Boris Yeltsin komutanlara meydan okumuş ve elinde mikrofonla darbeyi protesto ederek tankın sırtına çıkmıştı. Ordu geri adım atmış ve Mihail Gorbaçov parlamentoya istifasını sunmuştu. İran'daysa seçimi kaybeden reformist aday Mir Hüseyin Musavi bir aracın üzerine çıkıyor ve seçimlerin yenilenmesini isteyerek konuşuyordu.
İran'da rejimin kutupları arasında had safhada bir bölünme var. Bazıları eski cumhurbaşkanı Haşimi Rafsancani'yle dini rehber Ali Hamaney'in son seçimlere bakış açıları arasındaki kopukluktan bahsediyor. Oyların yeniden sayılmasından bahsediliyor, ancak bu hiçbir şeyi değiştirmeyecek. Zira iktidar koltuğuna tutunan siyasetçiler hasımları için kolaylıkla geri adım atmaz.
Şu an için İran'ın dünya, Batı, ABD ve İsrail'le sorunu yok. Hepsi de ertelenmiş cepheler. İran'ın 'nükleer dosyası' adıyla bir sorun da söz konusu değil. Zira bu konu da şu an için ertelenmiş durumda. Aksine sokaklarda şiddet eylemleri, protestolar, çatışmalar, ölü ve yaralılar var. Bu olaylar ve çatışmalar, 1979'da Tahran ve Kum sokaklarında Şah rejimine karşı şu an birbirleriyle çekişen tarafların başını çektiği şiddet eylemlerini ve gösterilerini hatırlatıyor.
O halde İran şu an 'devrim kendi evlatlarını yiyor' sloganını tekrarlıyor. Şiddet olayları şu iki seçeneği gündeme getiriyor: İran ya Çin seçeneğini tercih edip Tiananmen Meydanı'nda yaşandığı gibi göstericileri şiddet yoluyla bastıracak. Ya da Rusya seçeneğini kabul edecek, Mir Hüseyin Musavi'yi İran'ın yeni Yeltsin'i yapacak, toplum ve rejim değişime gidecek. Hepimiz o sıralarda Rusya Batı karşısında zayıflatıldığı için ülkeyi yenilgiye uğrattığını düşünmüştük. Fakat 18 yıl sonra Rusya büyük bir devlet olarak döndü, Batı ve Doğu'da sözü dinleniyor. Acaba Tahran hangi yöntemi izleyecek? (Bahreyn gazetesi Ahbar El Haliç, 18 Haziran 2009)
Kaynak: Radikal