Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu’nun (UAEK) İran’a karşı aldığı son karar çeşitli tartışmalara neden oldu. Aslına bakılırsa bu karara imza atan ülkelerin amacı İran’ı sert dille uyarmaktı. Zira UAEK üyelerinin uranyum zenginleştirme sürecinin durdurulması, nükleer tesislerin kapatılması ve UAEK müfettişlerine ani denetim izni verilmesi yönündeki talepleri karşılıksız bırakıldı.
Dolayısıyla, özellikle de Batılı ülkeler İran’ın UAEK kararlarını yeteri kadar önemsemediğine kanaat getirdi. UAEK Başkanı Muhammed Baradey’nin başkanlık süresinin bitimine az kala böyle bir karara imza atması da ilginçti.
Son kararda İran’dan hızla şunlar bekleniyor: Kum kenti yakınlarında yeni ortaya çıkan uranyum zenginleştirme tesisinin niçin yaptırıldığının açıklanması; gizlice kurulmakta olan yeni tesislerin ve amaçların UAEK yetkililerine ayrıntısıyla açıklanması; UAEK’yla koşulsuz ve şeffaf işbirliği kurulması; izinsiz denetime imkân tanınması.
Bu karar UEAK toplantısında oylamaya sunuldu ve 35 üyeden 25’inin evet oyuyla kabul edildi. Afganistan, Brezilya, Mısır, Pakistan, Güney Afrika ve Türkiye çekimser kaldı; Venezüella, Küba ve Malezya beklendiği gibi ret oyu verdi. Bu karar UAEK’dan BM Güvenlik Konseyi’ne giderse hiç kuşkusuz İran’a yeni ve ağır ambargolar uygulanacak.
Aslında İran Batı’nın uzlaşma paketini reddetmekle kendi kendini suçlu duruma düşürdü. Tahran için artık böyle bir öneri söz konusu bile olmayacak.
Son UAEK kararının karşısında BM Güvenlik Konseyi’nin beş daimi üyesiyle Almanya’dan oluşan 5+1 grubunun ambargodan başka seçeneği kalmadı.
İlginç noktaysa Rusya ve Çin’in de bu karar lehire oy kullanmasıydı. Moskova ve Pekin’in verdiği evet oyunun anlamı şu: İkisi artık İran’ı bir kenara itti ve alınacak ambargo kararlarında yine evet oyu kullanacaklar. Bu saatten sonra diplomasi ve müzakerelerin kapısı kapanmış görünüyor; İran’a hoşgörülü davranan Baradey’in gitmesi ve yerine Batı yanlısı bir Japon’un geçmesiyse hayra âlâmet değil. Belki bu yaşananlar İran devleti açısından bir anlamı yok, fakat sorunlar içinde yaşayan bir halk için çok şey ifade ediyor. Şu soruyu sormadan duramıyorum: İran nereye gidiyor? Biz hangi yolun yolcusu olduğumuzun farkında mıyız? (İran gazetesi İtimad, 30 Kasım 2009)
Kanak: Radikal